Şöyle ilginç bir dönemin içinden geçiyoruz. Ülkenin başı dertteyken sosyal medya İngilizce twitlerle adeta yanıyor. Bir takım sanatçı, yazar-çizer ekibi Türkiye'nin ciddi acz içinde olduğu algısını yükseltip bir uluslararası müdahaleyi meşru gibi göstermek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bir ve beraber olursak halledebileceğimiz açık saldırılar karşısına bunu 'Erdoğan'ı devirmek için fırsat' gibi görüp başka bir oyun planı kuruyorlar. Dün olduğu gibi yarın da benzer manzaraları göreceğiz.
Hatırlayın... Hem de çok eskiye gitmeden. Mesela Orman yangınları değil mi? Aynı anda ABD'de ve Avrupa'nın onlarca ülkesinde de hektarlarca ormanlık alan küresel iklim değişikliği nedeniyle yanmaya başladı. Bizde bir de buna ek olarak PKK, yangınların yerleşim alanlarına da ulaşması için ek bir takım sabotajlar tertipledi. Bunlar da çıktı ortaya. O zamanlar dendi ki; "Bırakın iç siyasi çekişmeleri hep beraber bu yangınları söndürelim" dendi değil mi? Daha da berraklaşsın zihinleriniz diye tam tarih vereyim. 2 Ağustos 2021. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Muğla'nın Milas ilçesinde 'Yangın Koordinasyon Merkezi'nde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ve Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ile birlikte basın açıklaması yaptı. Burada, bu mücadelede ortak hareket edilmesinin önemini vurguladı. Belediyelerin de Tarım ve Orman Bakanlığı kadar bu meselede sorumluluğu olduğunu söyledi, doğru mu? Aynı dakikalarda, CHP'li Milas Belediye Başkanı Muhammet Tokat sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulundu. "...3 Sayın Bakanımız Milas'ta açıklama yapıyor, Milas Belediye Başkanı olarak ben ekranlardan izliyorum..." dedi. Arkadaş, yangını söndürmek için davetiye mi beklediniz? Gelip bir kova su da siz dökseydiniz. HEP BERABER elinizi taşın altına soksaydınız, değil mi? Ama yok. Ne dediler? HÜKÜMET İSTİFA... Birlikte çalışmak yerine, hükümetin bu yangınlarla beraber tutuşup küle dönmesini hedeflediler. Hem yangını söndürmediler hem kundakçılara siyasi destek vermeye devam ettiler hem de İngilizce twitlerle hükümeti patronlarına şikayet ettiler. Bu sadece tek bir örnek. Bu sayıyı arttırabilirim.
**
Sadece yangınlarda değil yani. Daha pek çok konuda da... Pandemi sürecinde "Birlikte Çalışalım" dendi, yok, Hükümet istifa... Küresel finansal saldırıların hedefi oldu ülkemiz, gelin burada "Birlikte Çalışalım" dendi, yok Hükümet istifa... Ama, İstanbul'a kar yağınca "Tüm kurumlar siyasi kimliklerini bırakıp, birlikte çalışmalı" diyorlar... Ne güzel İstanbul arkadaş. Eğer kolektif akılla sorun çözmek istiyorsanız her konuda pozisyonlarınızı güncelleyeceksiniz. Öyle birine antrikot, birine musakka, olmaz. Yoksa antrikot değil de kalkan balığı mıydı? Neyse işte olmaz.