Blinken and Trump

Öleceğim aklıma gelirdi ama Blinken denen bir Siyonist'e minnet duyacağım aklıma gelmezdi.

Yine aynı şekilde bir Amerika devlet başkanını destekleyeceğim de.

Ama her ikisi de oldu.

Amerikan seçimlerinde Trump'ı destekliyorum, kazanmasını da çok arzu ediyorum, Blinken'e de minnet duyuyorum.

Neden?..

Bu iki isme bu sevgi bu iltifat neden?

Akla ilk gelen soru bu olacaktır ama merak etmeyin celladıma âşık olmadım.

Her iki siyasi kimlik farkında olmadan insanlığa inanılmaz büyük hizmetler yaptılar da ondan.

Neler mi yaptılar...

Tek tek anlatalım...

Ölümüne Savaş...

Yıllarca evden uzak, gecemi gündüzüme katarak 7/24 Anadolu'nun her yerini karış karış gezdim.

On binlerce insana çeşitli konularda konferanslar verdim.

Dünyada kurulan gizli ve kirli teşkilatı, emperyalist, Siyonist küresel çetenin insanlığa kurduğu kirli tuzakları anlatmaya çalıştım.

FETÖ'ye, Siyonist düzene, emperyalist düzene laf söylemenin yürek istediği günlerde bu alçak düzenden bahsederek yapıyı deşifre etmeye çalıştım.

Bu sapık inanışın dünyayı ele geçirmek üzere çok tehlikeli planlar yaptığını, bu yapının tek bayraklı, tek devletli, tek dilli, tek dinli, tek cinsiyetli bir dünya yaratmak istediğini örnekleriyle o günlerde göstermeye çalıştım.

(Tek cinsiyet tezi tuhafınıza gitmesin, bugün cinsellik üzerine oynanan oyunların temeli o yıllarda atıldı.)

Kısacası gözü budaktan sakınmadık, elimizden geleni de ardımıza koymadık.

Çok büyük bir kesimin uyanmasına vesile olsak da anlattıklarımız ciddi bir kesime komplo teorisi, bir kesime fantezi, bir kesime de deli saçması geldi.

Blinken...

İşte benim yıllarca onca riski göze alarak anlatmaya çalıştığım belayı Blinken bir cümleyle milyarlarca insana, tüm dünyaya anlatıverdi.

Kendisine insanlık adına minnet duymamın nedeni bu.

Neydi o cümle...

"Ben buraya bir Amerikalı, bir bakan olarak değil bir Yahudi olarak geldim."

Bu cümlenin Türkçesi "Ben buraya bir Amerikalı olarak değil, bir Siyonist olarak geldim." demektir.

Bu cümle insanlığı uyandırmaya yetmiş, örgütsel yapıyı deşifre etmiştir.

Yani bizim yıllarca insanlara anlatmaya çalıştığımız belayı Blinken bir cümleyle dünyaya anlatıvermiştir.

Bu nedenle hakkı ödenmez, minnet borçluyum.

O zaman sorulması gereken soru şu.

Amerikan siyasetinde ve ticaretinde kaç tane Blinken var?

Bu soruya verilecek cevap bellidir.

Amerikan siyaset ve ticaretinin neredeyse tamamı Blinkenlarla doludur.

O halde ikinci soruya geçelim.

Bu yapı sadece Amerika'da mı var?

Bu sorununda cevabını Hint asıllı İngiltere başbakanı Sunak, Almanya başbakanı Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Mikron vermiştir.

İnsanlık bu cümleden sonra sorgulamaya başlamış ve dünyanın her coğrafyasında ve her sektöründe onlarca Blinken olduğunu görmüş ve bu çeteye savaş açmıştır.

Bu nedenle teşekkürler Blinken...

Gelelim Trump'a...

Trump...

İran, İsrail ve Amerika arasındaki düşmanlığın bir tiyatro olduğunu, bu şeytan üçgeni arasında normalde gizli bir anlaşma olduğunu yıllardır anlatır dururum.

İran'ın İslamiyet'e en büyük zararı verdiğini, İslamiyet'i bölmek için Yahudilerin peydahladığı mezhepçiliğin İran eliyle İslam coğrafyasına yayılmaya çalışıldığını hep söyler dururum.

İran'ın ülkesinde yaşayan 40 milyon Azerbaycan Türk'üne rağmen Karabağ savaşında Ermenistan'ı desteklediğini haykırır dururum.

Hepsinden de önemlisi, düşman gösterdiği İsrail'e tek bir taş atmamasına rağmen, İsrail'i bahane Edip Irak'ta Suriye'deki Kasım Süleymani üzerinden yüzlerce Müslümanı öldürdüğünü

Anlatır dururum.

İnananlar çok olmasına rağmen az sayıda da olsa konduramayanlar bakın Trump ne anlatıyor.

"İranlılar bizi aradılar ve "Dinleyin, başka seçeneğimiz yok" dediler. Sizi vurmalıyız. Çünkü bizim kendimize saygımız var.

Onları anladım. Biz onları vurduk, bir şeyler yapacaklar.

Sahip olduğunuz belli bir askeri üsse 18 füze fırlatacağız dediler.

O geceyi hatırlıyorsunuz.

İlginç bir gece.

Gergin olmayan tek kişi bendim çünkü ne olacağını biliyordum.

Bize bunu söylediler "merak etmeyin. Askeri üssünüze 18 füze fırlatacağız ama hiçbiri üssü vuramayacak." Bunlar çok isabetli füzeler. Bunlar aslında asla kaçırmayan füzelerdir. Çok güvenilirler, çok isabetliler.

Meseleyi biz söyleyince inanmakta zorluk çekenler, belki Trump söyleyince inanıp İran'ın ve güttüğü vekil güçlerin (Hizbullah, Haşdi Şabi, Husi) gerçek yüzlerini görürler.