Boğazımıza bir yumru oturdu, nefes alamıyoruz, yutkunamıyoruz. Gözümüzün önünde işgalci İsrail bir kez daha Mescid-i Aksa'ya ve Mescidi ümmet adına, canları pahasına savunan Filistinlilere saldırdı.
İsrail'in Kudüs'ü sözde başkent ilan etmesinin yıldönümünü kutlamak isteyen fanatik işgalcilerin Mescide girme ısrarıyla başlayan olaylar İsrail devletinin saldırılarıyla sürüyor.
300'ün üzerinde yaralı var. Dün gece bu yazıyı yazarken İsrail'in açtığı ateş sonucu 3'ü çocuk 9 Filistinli şehit olmuştu ve dünya yine sessizdi.
İSLAM DÜNYASI FELÇ HALİNDE
Öyle acı, öyle ıstıraplı bir hal ki bu çaresizliğin, sıkışmışlığın tarifi yok.
Olup bitenlerin hiç biri ani gelişmiş değil ama.
2010 yılına kadar Yahudilerin Mescidi Aksa'ya girmesi yasakken ve İsrail bu kurala öyle ya da böyle uyuyorken 2000'de Ariel Şaron Mescidin avlusuna girdi ve yasak delindi. İntifada başladı ama ne fayda. Devamı geldi.
2010'dan beri İsrail polisi sebepli sebepsiz Mescidi Aksa'ya giriyor, cemaate saldırıyor, mescidi kapatıyor.
Müslümanların yüz akı Filistinliler çocuk kadın genç yaşlı demeden ilk kıblenin etrafından hiç ayrılmıyorlar ama İslam dünyasındaki bölünmüşlük ve işlevsizlik nedeniyle yaptığı İsrail'in yanına kar kalıyor.
1969'da yine bir Mescidi Aksa saldırısı sonrası Müslüman ülkelerin bir araya gelerek kurduğu İslam İşbirliği Teşkilatı geçen sürede kınama mesajı yayınlamak dışında caydırıcı bir güce, kendini saydıracak bir ağırlığa sahip olamadığı için bugün varlığı yokluğu fark edilmez halde. İsrail Kudüs planını adım adım hayata geçirirken pek çok Arap ülkesi bu İsrail ile normalleşme ve işbirliği derdinde.
TÜRKİYE DIŞINDA ONE MİNUTE DİYEN YOK
Türkiye dışında ne dünyadan ne İslam aleminden kayda değer bir itiraz yükselmediği, siyonizmin esiri, işgalci İsrail'e Erdoğan dışında kimse çıkıp "one minute" demediği için İsrail son yıllarda bilhassa Ramazan ayında saldırıyor Müslümanlara.
Öyle ki Müslümanların ümmet olduğunu, kardeş olduğunu, bir olduğunu en çok hissettiği Kadir gecesinde bile Mescidi Aksa'ya ve namaz kılan cemaate saldırmaktan çekinmedi İsrail.
O kadar emin ki ona bir şey olmayacağından!
Şöyle bir nabız yokluyor, onu durduracak ya da duraklatacak bir tepki gelmediği anda yeniden başlıyor saldırmaya.
TÜRKİYE: İSRAİL'İN YAPTIĞI DEVLET TERÖRÜDÜR
Filistinlilerin can siperane direnişi dışında görünürde bir şey yok.
Bir de Türkiye'nin yaptığı net ve sert kınamalar, uyarılar ve uluslararası mekanizmayı harekete geçirmek amacıyla yürüttüğü diplomatik trafiğin dışında güçlü bir ses çıkmıyor.
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat diplomasi yürütüyor. Filistin Devlet Başkanı Abbas ve Hamas Siyasi Büro Başkanı Heniyye ile ayrı ayrı telefonda görüştü Erdoğan. İsrail'in Kudüs'teki saldırılarını "terör" olarak nitelendirdi ve Filistinlilere yaşatılan zulmü en sert şekilde kınadı.
Ürdün Kralı ve Kuveyt Emiri ile de görüştü dün gece.
"İsrail saldırılarının muhatabı bütün Müslümanlar" diyerek 1,7 milyar nüfusu, 57 devletli İslam dünyasını uyandırmaya çalışıyor Erdoğan.
Ama Osmanlı'nın dağılmasından beridir başsız, parçalı, küskün ve uykudan çok felç halinde İslam dünyası...
Meydan fanatik tapınakçılara, onları kollayan İsrail polisine ve Netenyahu yönetimine kalmış vaziyette.
Aşırıcılar yalnız değil üstelik. İsrail devletiyle, Siyonistlerin hakim olduğu Batı devletlerinin desteği, Arap ülkelerinin açıktan göz yummasıyla yürüyen bir plan bu.
Nihai hedef Mescidi Aksa'yı yıkıp yerine Süleyman Mabedini inşa etmek...
Ve yazıktır ki Kudüs'te yaşananlar çok taraflı, takvimli, planlı şekilde yürüyor.
SİYONİSTLERİN HEDEFİ MESCİDİ AKSA'YI YIKMAK
Bunun 10 Mayıs 2017'de Star gazetesinde yayınlanan yazımdaki hususlar üzerinden takibi mümkün.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yaklaşan tehlikeyi görerek Uluslararası Kudüs Vakıfları Toplantısı'nda çok önemli mesajlar vermişti 2017'de. O mesajlardan hareketle Kudüs'ü çok iyi bilen ve olayları yakından takip eden Emine Çınar'ın tespitlerini paylaşmıştım sizlerle.
Dikkatinize yeniden sunmak isterim. Ne yazık ki işliyor İsrail'in planı.
"Erdoğan'ın verdiği mesajların 2018'le doğrudan ilgisi var. Çünkü İsrail, 2018'te 70. yılını kutlayacak ve yakın hedefleri şöyle:
1. Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak kabulüne hazırlık olsun diye ABD ve Rusya başta olmak üzere birçok ülkenin büyükelçiliklerini Kudüs'e taşınmasını sağlamak.
2. Mescid-i Aksa'nın Müslümanlarla Yahudiler arasında zamansal ve mekansal bölünmesini gerçekleştirmek (Halihazırda fanatik Yahudiler, Cuma-Cumartesi hariç her gün sabah ve öğle namazı sonrası belli süreliğine Aksa'ya giriyorlar (silahlı askerler eşliğinde baskın düzenliyorlar). Ancak -yakın vadede- bu saatlerde Müslümanların içeri alınmamasını ve Aksa'nın doğusunda kendileri için bir sinagogun yapılmasını istiyorlar. Müslümanlar olmadan Yahudilerin Aksa'ya girmeleri 'zamansal bölünme', sinagog inşası 'mekansal bölünme' demektir.)
3. Ezanın '48 topraklarında yasaklanmasını sağlamak.
4. Batı Şeria'yı İsrail topraklarına ilhak etmek ve Gazze'yi tamamen tecrit etmek.
5. -Göstermelik de olsa- Gazze ve Sina'da bir Filistin devleti kurmak.
6. Arap ülkeleriyle ilişkileri sıkı tutup birkaçının İsrail'i tanımasını sağlamak."