Bölgemizde sular daha bir ýsýnýrken..

Rusya Baþkaný Putin, Kýrým'ý yuttuktan 2-3 yýl sonra yaptýðý bir konuþmada, 'Bana göre son 100 yýlýn en büyük faciasý Sovyetler Birliði'nin daðýlmasýdýr. Büyük bir felâket yaþadýk ve parça-parça olduk. Bütün bunlarý yutkunarak izledik. Çünkü, aðýr bir zaaf hali yaþýyorduk.. Kýrým, yeniden Rusya'ya baðlandýðý zamana kadar bu yutkunmamýz devam etmiþti.' demiþti.

Bu yaklaþým, kendi ülkesi ve tarihine sahib çýkmak isteyen bir lider için normal karþýlanmalýdýr. Ve unutmamalýdýr ki, Putin'in yutkunarak seyrettiði coðrafya sadece Kýrým deðildi. Bugünlerde baþaðrýsý olan Ukrayna'nýn 'Donbass' bölgesi de deðil.. Çünkü, 'Ukrayna halký da 'rus'tur. Mahallî þive farklýlýklarý her ülkede olabilir, ama, rusça konuþur. Ve Rusya, bütün rus halklarýnýn haklarýný korumakla mükelleftir. Ordumuz da bu vazifeyi en üst seviyede üstlenmiþtir..' diyen de Putin'dir.

Þimdi, Rusya'nýn Ukrayna'nýn Donbass bölgesi sýnýrýna 80 bin kiþilik bir ordu yýðarak yaptýðý manevralar, Donbass'da Rusya'yla birleþme tarafdarý olanlarý daha bir cesaretlendiriyor. Putin, onlara da bir referandum düzenletip 'Rusya'ya katýlma kararý' aldýrýr ve sonra da týpký Kýrým'da olduðu gibi, 'Donbass halkýnýn iradesidir' diye, güyâ istemiye-istemiye kabullenirse þaþýlmamalýdýr. Ama, Putin'in yutkunmalarý bitecek gibi deðil.. Çünkü, bir Sovyetler Birliði'nden sonra ortaya çýkan 15 ayrý devlet daha var..

Türkiye, asýrlarca Müslüman Kýrým Hanlarý'nýn, 'Giray'larýn yönettiði bir Müslüman diyarý olan ve Sovyetler'in daðýlmasý sýrasýnda Ukrayna'da kalan Kýrým'ýn Rusya tarafýndan bir 'oldu-bitti'ye getirilerek Rusya'ya baðlanmasýný kabul etmediðini açýkça belirtmiþ ise de, deðiþen bir þey yok..

Buna karþý, Ukrayna'nýn imkânlarý sýnýrlýdýr ve umudunu henüz üyesi olamadýðý NATO'ya baðlamýþ bulunuyor. NATO'nun kararýný ise, Amerika'nýn belirlediðini söylemeye gerek yok.. Amerika ise, Karadeniz'e iki savaþ gemisi gönderdi. Rusya Dýþbakaný Lavrov, 'Amerika'nýn, onbinlerce km. uzaktan gelip bu konuya müdahale etmesi kabul edilemez..' derken, haklý pozisyonunda, ama, kendilerinin de, baþta Suriye olmak üzere, binlerce km. uzaklýðýndaki nice ülkelere müdahale etmek haklarýnýn nereden geldiðini de düþünüyor mu? Onun hele de, 'Türkiye de dahil, bütün ilgili ülkeleri Ukrayna'nýn militarist eðilimlerini teþvik etmemeleri konusunda uyarýrým..' demesi ve 'Ukrayna'nýn militaristliði'nden söz etmesi, bir hýrsýzýn, 'Hýrsýz vaaar!' demesi gibi bir komik durum..

Türkiye, Kýrým'la olan yüzlerce yýllýk birlikteliðiyle de Ukrayna'nýn yanýnda ama, Rusya'yla olan tarihî geçmiþinin temkini ve NATO dünyasýnýn müttefiklik laflarýna da güvenmemek dikkati içinde elbette..

Hatýrlayalým ki, Rusya'nýn bir savaþ uçaðý Türkiye tarafýndan düþürüldüðünde, Putin, NATO ülkelerini, 'Türkiye'nin bugünkü yöneticileri Türkiye'yi bir Ýslâm Devleti'ne götürüyor. Atatürk mezarýnda ters dönmüþtür..' gibi sözlerle tahrik etmeye çalýþýyordu.

Amerikan Baþkaný Biden ise, mübarek Ramazan dolayýsýyla yayýnladýðý mesajda, 'Müslümanlarýnýn iç aydýnlýk ve arýnmalarýný arttýrmaya vesile olan Ramazan için' tebriklerini sunarken, hattâ, Kur'an'dan Nûr Sûresi'nin, 'Allah göklerin ve yerin nûrudur..' meâlindeki 35. âyetini bile okudu.

Amma, bu gönül okþayýcý yaklaþýmlara bakýp, özellikle de Müslüman coðrafyalarýný bugün en fazla kimin bir kan gölüne getirdiðini unutacak mýyýz? Nitekim, Yunanistan'ýn Türkiye'ye karþý gerilim çýkarýcý davranýþlarý giderek artarken, Türkiye- Yunanistan sýnýrýnýn hemen öte yakasýnda Amerika'nýn nasýl bir askerî yýðýnak yaptýðýna ve iflâs içinde olduðu söylenen Yunanistan'a Fransa'nýn da ünlü savaþ uçaklarýndan bir 'Mirage' filosu hibe etmesine fantezi olarak gülüp geçilebilir mi?

Bu arada, Libya baþta olmak üzere, Afrika'daki birçok menfaat bölgelerinin Türkiye'ye yaklaþmasýnýn rahatsýzlýðý içindeki 'Macron Fransasý'nýn da dün, 'Lübnan'daki hükûmetsizliðin devamýna müsaade etmeyeceðini, müdahale edeceklerini' açýkça ifade etmesi de bir diðer buhran odaðýný gösteriyor.

Filistin ve Suriye, zâten mâlûm..

Ýran ve Yemen'de mevcud hükûmete karþý silâhlý mücadele veren Hûsî'lerin Suûd rejimiyle mücadelesi ve Suûd rejiminin Ýran hakkýnda Ýsrail'den farklý düþünmeyiþi de bir ayrý konu..

Bu arada Ýsfahan yakýnlarýndaki Natanz Nükleer Merkezi'nde evvelki gün meydana gelen büyük bir patlamayý 'Ýsrail saldýrýsý' olarak niteleyip, 40 senedir olduðu gibi, karþýlýðýnýn münasib zamanda ve þekilde verileceðini açýklamasý ilginç.. Hatýrlanacaðý üzere, geçen Kasým ayý sonunda, Ýran'ýn ünlü nükleer fizik bilgini Muhsin Fahrizâde Tahran'da katledildiðinde, Ýran o suikasdi de, bu son 'Natanz Patlamasý'nda olduðu gibi, Ýsrail'in üzerine atmýþ ve karþýlýðýnýn münasib zaman ve þekilde verileceðini açýklamýþtý.

Evet, bölgemiz bir barut fýçýsý halinde..

(NOT: Bir önceki yazýda Saîd Halim Paþa konusuna devam edileceði açýklanmýþtý, ama, bu kadar yoðun hadiseler içinde o konu þimdilik müsaid bir zamana býrakýldý.)