Bu bir algı operasyonudur!

Tam da Körfez ülkelerine yapılan başarılı ziyaret esnasında birileri, Türkiye ve Başkan Erdoğan aleyhine bir kampanya başlattı.

Türkiye'de yaşayan başta Suriye kanaat önderleri olmak üzere Arap aydınlarından, güvenlik güçlerinin yabancılara çok sert davrandıkları şikâyetleriyle karşı karşıya geldiklerini, buna çok üzüldüklerini içeren mesajlar gelmeye başladı.

Başkan Erdoğan'ı seven ve Türkiye aleyhine gelişen bu karalama kampanyasına karşı Türkiye'nin yanında yer alan dostlarımız, yoğunlaşan şikâyetlerden duydukları rahatsızlıkları dile getirdiler/getiriyorlar.

Sosyal medyada güvenlik güçlerinin kötü muamelesine delil olarak 2 video ve çok sayıda yorum var.

Maalesef birileri düzensiz göç ile mücadele kapsamında yürütülen uygulamayı abartarak algı oluşturmaya çalışıyor.

Sosyal medyadaki şikâyetlerin hemen hepsi somut bir olaydan ziyade genel ifadelerle Türkiye'nin yabancılara özellikle Araplara kötü muamele ettiğini binlerce yabancının kötü muameleye maruz kaldığını içeriyor.

Yürütülen uygulama, kaçak olarak Türkiye'ye girmiş yahut vize ya da ikamet süresi dolduğu halde kanuni müracaatı yapmamış kaçak duruma düşmüş veya farklı bir şekilde illegal olarak ülkede bulunanlara yönelik bir uygulama ve tüm dünyada yapılandan farklı değil.

Ayrıca iddia edildiği gibi sayıları yüzbinlere ulaşmış da değil.

Sadece geçen sene (2022) ile mukayese edildiğinde henüz o rakamlara bile ulaşmış değil yakalanan düzensiz göçmen sayısı.

2022 yılında 285 bin 27 düzensiz göçmen yakalanmış olmasına rağmen bu kadar gündeme gelmemişti. Bu senenin (2023) ilk 6 ayında yakalanan düzensiz göçmen sayısı sadece 88 bin 158.

Peki, neden şimdi abartılı ifadelerle kıyametler koparılıyor?

Çünkü Türkiye, Körfez ülkeleriyle çok başarılı bir sürece girdi. Milyarlarca dolarlık onlarca anlaşma imzalandı! Türkiye'nin yıldızı tekrar Ortadoğu'da parlamaya başladı!

Bundan rahatsız olan çevreler Türkiye aleyhine böyle bir kampanya başlattılar.

Mesela en yüksek kaçağın yakalandığı 2019 yılında (454 bin 662 düzensiz göçmen yakalandı) bile böyle bir tepki yoktu!

Çoğu vatandaşlık almış Arap kökenli dostlarımızın Türkiye aleyhine yürütülen bu propagandadan rahatsızlıklarını bize iletmeleri üzerine bu yazıyı kaleme alma ihtiyacı hissettim.

Umarım, İletişim Başkanlığı veya İçişleri Bakanlığı bu hususta kamuoyuna bir açıklama yaparak bu algı operasyonunu boşa çıkarır.

Ayrıca sosyal medyada dolaşan o iki videodaki askerler hakikaten Türk askerleriyse(!) ve iddia edilen şahıslar hakikaten Türk polisiyse(!) gereken işlem yapılarak Türkiye'nin insani duruşu hem misafirlerimize hem Arap dünyasına tekrar hatırlatılmalıdır!