“Bu bir devrim arkadaş!”

Hafta başında değerli dostum İlhan Albayrak Bey'in davetlisi olarak eski bakanlarımızdan İdris Güllece Bey'le Manisa'daydık. Önce Ahmetli'deki tesislerini gezdik. İlhan Bey, 500 civarında aileye iş kapısı açarak hem üretime hem istihdama katkıda bulunuyor. Zaten Belediye Başkanı Ahmet Alhan, çalışanlarının yüzde 90'ı kadın olan bir tesisi Ahmetli'ye kazandırarak ilçe ekonomisine verdiği katkı sebebiyle İlhan Bey'in her türlü teşekkürü hak ettiğini söylüyor.

10 bin nüfuslu ilçede 3 bin kişilik istihdam alanı var diyen Başkan, ilçede işsizlik olmadığını, tam tersine işçi bulmakta sıkıntı çektiklerini ve işçilerin bir kısmının ilçe dışından geldiğini söylüyor.

Bir iki saatlik ziyaretten sonra şehzadeler şehri Manisa'ya geçtik. Mehmet Çerçi bizi bekliyordu.

Aynı dönem parlamentoda birlikte görev yaptığımız Dr. Mehmet Çerçi iki dönemdir Manisa'nın en büyük merkez ilçesi olan Yunusemre Belediye Başkanlığı yapıyor.

Spil dağlarının eteğinde şehzadelerin avlak olarak kullandığı mevkide yaptığı Yunusemre Kültür Parkı'ndaki sosyal tesislerden Manisa'yı kuşbakışı seyrederek çay içerken Çerçi, 'Sürprizlerim var!' diyordu. Belediye başkanlarının yol su temizlik gibi alanlarda yaptıkları hizmetleri öncekilerle kıyaslayarak anlattıklarını bildiğim için doğrusu fazla da önemsemedim. Artık bu hizmetler kanıksanmıştı.

Kültür Parkı otantik görünümlü dört büyük binadan oluşuyor. Çıktık, bizi önce kendi döneminde belediyenin yaptığı bir müzeye götürdü.

Girişinde iki alp heykelinin nöbet tuttuğu Manisa Osmanlı Müzesi.

Müze hakikaten bir ilçe belediyesine göre çok fazla profesyonel.

Malzemelerin hepsi orijinal. Ve de çok başarılı bir şekilde tasarlanıp düzenlenmiş.

Müzede bir kahve odası, Yunus Emre odası, alpler odası, padişah odası, mesir macununu yapan Merkez Efendi'ye verilen beratın tasvir edildiği Hafsa Sultan odası, Milli Mücadele odası, geleneksel kıyafetler ve geniş aile yaşantısını tasvir eden bey odası var.

Malzemelerin ve kıyafetlerin giydirildiği mumyalar o kadar gerçekçi ki, o kadar olur!

Evet, gerçekten sürprizdi!

Klasik belediyeciliğin ötesinde bir proje!

Kendi irfanına, mimarisine ve kültürel değerlerine sahip çıkmak adına Başkan Çerçi bu eseriyle hakikaten her türlü tebrik ve takdiri hak ediyor!

Bu husustaki katkıları sebebiyle başkan danışmanı Kefaeddin Öz Bey'i de şükranla anmak gerekir.

Aynı mevkide o tarihi görünümlü binaların birindeki tezhip, ebru, hat, naht (ahşap oyma) gibi el sanatları atölyeleri birçok belediyede mevcut olduğu için benim açımdan sürprizlik bir yanı yoktu.

Ancak hat atölyesinde Mushaf (Kuran-ı Kerim kitabına Mushaf denir!) yazmaya başlamış bir öğrencinin çalışmalarını görmek dikkat çekiciydi.

Tamam, hat sanatı öğrenilir de Mushaf yazmak işin zirvesidir. Herkesin çıkması o zirveye kolay değildir! Mushaf yazanın kimliğini merak ettik. Çerçi'nin kendisi gibi doktor olan hanımı Dr. Melek Çerçi çıktı! Bu azme ve gayrete ancak 'Allah tamamına erdirsin!' demek düşer bize! Maşallah.

Tesisin en büyük binasının giriş kapısında, 'İrfan Meclisi' yazıyordu. Binaya girdik, Mevlevihane mimarisiyle inşa edilmiş 100 kişilik yüz yüze sohbet yapılabilecek muhteşem bir salon. Salondaki malzemeler, işçilik, estetik sizi anında etkisi altına alıyor. Her şey çok titizlikle seçilmiş ve yerleştirilmiş, gözü rahatsız eden bir şey yok. Yerdeki halılardan tavandaki ahşap işçiliği ve tezyinata, duvarlara yerleştirilmiş levhalardan sarkan avizelere kadar mükemmel işçilik, el emeği göz nuru var.

Kefaeddin Bey başkanın titizliğine ve seçiciliğine vurgu yapıyor!

Biz Prof. Dr. Mahmud Kaya hocanın yaptığı Akl-ı Selim sohbetlerini on senedir ayda bir kez İstanbul Bahariye Mevlevihane'sinde benzer bir salonda icra ediyoruz ama buradaki salon bambaşka!

Evet, İrfan Meclisi'ni, Başkan Çerçi'nin orijinal hizmetlerinden biri olarak kabul etmek gerekir.

Buradaki lokanta ve kahvehane hariç, binaların tamamına ayakkabı çıkarılarak girildiğini de hatırlatmak isterim.

Manisa'dan geçenlere, hem tesislerinde mola verip hem de bu mükemmel eserleri özellikle müzeyi görmelerini hararetle tavsiye ederim.

1994'den beri Refahlı belediyelerden başlayıp AK Partili belediyelerle devam eden yeni nesil belediyecilik şehirlerimize örnek hizmetler sundular. Kültürel alanlarda da çok başarılı örnekleri var. Mesela Fatih ve Üsküdar belediyelerinin öğrencilere sunduğu kütüphane hizmetleri her takdirin üstündedir.

Yunusemre Belediyesi'nin Başkanı Çerçi döneminde orijinal kimi projelerle örnek hizmetler sunduğunu da aynelyakin görmüş olduk.

Mesela bizi bir binaya götürdü başkan, giriş kapısını görünce başbakanlık binasına mı geldik dersiniz. Görkemli mi görkemli. Meğer çarşıymış.

Yunusemre Millet Çarşısı.

Giriş katı değişik günlerde değişik tezgâhların açıldığı büyük bir alan. O gün hanımlar pazarıydı.

İkinci kat sebze meyve pazarı, üçüncü kat Manisa'nın en büyük konferans salonu.

Her türlü konser tiyatro ve gösteriye uygun inşa edilmiş bir salon. (Hem İrfan Meclisi hem bu Konferans salonu başkanın toplumun her kesimine hitap etmesi bakımından önemli!)

Her katın dışa bakan çevresinde dükkânlar ve atölyeler var. Üçüncü katın çeperinde ise kütüphane var.

Her kata araç ile de çıkılabiliyor.

Türkiye'nin her tarafında halk pazarları gördük ancak böylesi bir Pazar zannediyorum sadece orada var! Hatta beraber gittiğimiz ve üç dönem Tuzla'da belediye başkanlığı, İBB de genel sekterlik ve Çevre Bakanlığı yapmış olan İdris Güllüce bey, "Belediyecilikte bu bir devrimdir!" dedi!

Evet, bu da Başkan Çerçi'nin özgün projelerinden biriydi!

Bir diğer orijinal proje de Hanımlar Lokali'ne eklediği Taziye Evi'ydi.

Kahir ekseriyeti doğulu vatandaşlarımızın sakin olduğu Fevzi Çakmak Mahallesi'ne başkan bir Hanımlar Lokali yapmış. Burada değişik atölyeler, spor salonu, ana okul salonları var ki bunlar genelde belediyelerin yürüttüğü klasik hizmetler.

Ancak lokalin arkadan müstakil girişi olan içinde mescit, mutfak ve büyük bir salonu bulunan bir bölüm var. Burası Taziye Evi'ymiş! Bu da bana göre orijinal bir proje!

Diğer belediyeler bu hususta kimi salonları tahsis ediyorlar ama burası sadece taziye için dizayn edilmiş özel bir bölüm.

Üstelik o mahalle seçmeninden başkana pek de oy çıkmıyormuş!

Başkan 'Mesele oy meselesi değil. İhtiyaçtı yaptık!' diyor.

Spil Mahallesi'ne de bir Taziye Evi yapılmış!

Bir de 117 dönüme sokak hayvanları için, 'Doğal Yaşam Parkı' kuruyor başkan. Bu parkta barınaklar, ameliyathaneler, yoğun bakım gibi bütün ihtiyaçları karşılayacak üniteler var. Birkaç aya hizmete gireceğini müjdeledi!

Toplu konut, yapılan yol miktarı ve sosyal yardımlar bunları yazmaya gerek yok zaten, birçok belediyede var.

Son olarak belediye öncülüğünde yapılan Saruhan Bey Camii'ni zikretmezsem yazı eksik kalır. Tıpkı İrfan Meclisi'ndeki gibi el emeği verilmiş göz nuru dökülmüş son derece özgün bir proje ile hayata geçirilmiş muhteşem bir eser. Dış görünüşü ile de iç dizaynı ve tezyinatı ile de Türkiye'de gördüğüm benzeri olmayan nevi şahsına münhasır muazzam bir eser.

Manisa'dan geçerlere ikinci tavsiyem bu camii mutlaka görmeleridir!

Görünce anlayacaksınız ne demek istediğimi!