İnsanlık cephesinin baskısı!

Yönetimi kurulu üyelerinden olduğum Türk Parlamenterler Birliği (TPB) İstanbul Şubesi, eski Çevre Bakanı İdris Güllüce Bey yönetimde her ay önemli misafirleri ağırlayarak üyeleriyle buluşturuyor.

Bu buluşmalar son iki senedir yasama yürütme yargı mensuplarını ağırlayarak başladı.

Şubemiz, geçen sene ilk ay TBMM Başkanı Mustafa Şentop Bey'i, ikinci ay Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay Bey'i, üçüncü ay Adalet Bakanı Abdülhamit Gül Bey'i misafir etti.

Daha sonra Savunma Sanayi Başkanı İsmail Demir, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Emekli Amiral Cihat Yaycı ve TİKA Başkanı Serkan Kayalar beyi misafir etti.

Misafirlerimiz kendi alanlarıyla ilgili değerli görüşlerini sunup hazırunun sorularını cevapladı.

Bu son derece seviyeli konferansların bu sene ilkini 25 Kasım Cumartesi günü icra ettik.

Hatip, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş beydi.

Numan Bey güçlü bir hatip biliyorsunuz. Kendisini dinleten muhtevalı konuşmalar yapan bir hatip. Yine şiir gibi akıcı bir konuşma yaptı.

Muhteva ise ufuk açıcı bilgi yüklüydü.

Dünyamızın bugün içinde bulunduğu durumu ikinci dünya savaşı öncesi döneme benzeterek yaşanan dengesizliğe işaret etti.

Güçlü demokrasilerin yerini demokrasi dışı akımlara bıraktığını, demokrasi dışı eğilimlerin güçlendiğini, demokrasi ile otokrasi çatışmasının yaşandığını, yabancı düşmanlığının, ırkçılığın ve İslamofobinin yaygınlaştığını ve göç meselesinin asıl nedeninin tartışılmadığını akıcı bir üslupla anlattı.

Mesela hep göçmenler eleştiriliyor, ama 'Irak işgal edilmeseydi Iraklılar göç eder miydi?' sorusunu sorarak sorumluluğun göçmenlerde değil, onları göçe zorlayan gelişmelerde olduğuna vurgu yaptı.

BM ve Güvenlik Konseyi'nin yetersiz kaldığını ve maalesef çoğu yetkilinin maruz kaldığı kimi baskılar sebebiyle en kolay cümleleri dahi kuramadıklarını, hatta parlamentolar toplantısında sonuç bildirgesine, 'Acil ateşkes' kelimesini bile yazdıramadıklarını, 4 günlük aranın da dünya insanlık cephesinin baskısı sonucu kabul edildiğini söyleyerek Filistin'de/Gazze'de yaşanan meselenin son bulması için 4 madde sıraladı.

1.Acil kalıcı ateşkes ilanı ve insani yardımların ulaştırılması.

2.1967 sınırları esas alınarak başkenti Doğu Kudüs olan Filistin Devleti'nin kurulması.

3.Kutsal mekânların koruma altına alınması

4.Göç etmek zorunda bırakılmış Filistinlilerin topraklarına dönmesi.

Rusya Ukrayna savaşı, Balkanları ve Kafkasların durumu, Doğu Akdeniz ve Ortadoğu'nun içinde bulunduğu sorunları hatırlatarak Türkiye'nin ehemmiyetine, oynadığı role dikkat çekerek her alanda güçlenmesi gerektiğinin altını çizip Türkiye Yüzyılı'nın yeni sivil bir anayasa ile taçlanmasının gereğine işaret etti ve geçen yirmi yılda elde edilen iki önemli kazanıma değindi.

Birincisi vesayet sistemine son verilmesidir. Bu sayede Türkiye savunma sanayiinde olduğu gibi birçok alanda dünyanın en önemli ülkesi gücüne kavuştu.

İkincisi ise milletimiz özgüvene kavuştu. Beynimiz biz yapamayız fikriyle işgal edilmişti artık her alanda başarabileceğimize olan özgüvenimiz zirve yaptı.

Evet özetin özeti olarak bunları söyledi Numan Bey.

Zevkle dinledik, faydalandık ve teşekkür ettik.