Tarih tekrar eder dendiðinde bazý tarihçiler çok sert tepki gösteriyor. Her tarihi hadisenin kendi özel þartlarý olduðundan falan bahsediyorlar. Elbette Amerika kaybolup kaybolup yeniden keþfedilmez amma dersler çýkarmak için de dönüp dönüp tarihe bakmakta fayda olduðunu kimse reddedemez herhalde.. Gelin bugün de öyle yapalým..
**
Hicret'in 3.yýlýydý.. 7 Þevval 3... Þimdiki Suudi Arabistan'ýn kuzeybatýsýnda Mescid-i Nebevi'ye birkaç km mesafedeki Uhud Daðý'nda verilen o zorlu müdafaadan bahsedeceðim size bugün.. Hz. Hamza'nýn ve 70 kadar Müslümanýn þehit düþtüðü, Peygamber Efendimiz'in yaralandýðý o savaþtan..
**
Mekkeli Ebu Süfyan'ýn ordusu, Bedir'in intikamýný almak üzere diþ bilenmiþti.. Uhud onlar için de önemli bir fýrsattý.. Tek motivasyonu para olan 3 bin kiþilik bir ordu kurdu Ebu Sufyan.. Buna karþýlýk Rasûlullah (s.a.s.)'ýn stratejik zekasý ve Müslümanlarýn onlarý þehadete yürütecek iman gücü vardý.. Peygamberimiz , ordusunun arkasýný Uhud Daðý'na verdi. Medine'ye döndü.. Solundaki Ayneyn tepesi'ne "Cübeyr oðlu Abdullah" komutasýnda elli okçu yerleþtirdi. O okçular savunmadaki orduyu her hâl ve þartta koruyacaktý..
**
Plan týkýr týkýr iþliyordu. Zafer inananlarýn olmuþtu artýk.. Düþman bozguna uðratýlmýþtý. Fakat hiç olmayacak bir þey oldu.. Okçular ganimet peþine düþmek için mevziyi terk edip, vadiye indiler.. Abdullah Bin Cübeyr'in yanýnda sadece 8 okçu kalmýþtý.. Onlar da orada þehit oldu.. Müslümanlar artýk her iki koldan da kuþatýlmýþtý.. Kazandýklarý savaþý veriyorlardý.. Hz. Hamza þehit olmuþtu. Bu büyük bir moral bozukluðuna yol açtý.. Arka arkaya onlarca þehit vermeye baþlamýþlardý.. Öyle ki, Rasûlullah (s.a.s.)'in etrafýnda bir ara sâdece 9 kiþi kalmýþ onlar da birer birer þehit düþmüþlerdi..
**
Uhud'da sancaðý Mus'ab bin Umeyr taþýyordu. Zýrh giyinmiþ hâliyle düþman onu Peygamberimize benzetmiþti.. Müþrik ordusundan Ýbn-i Kâmia adýnda biri Peygamberimiz zannedip Mus'ab bin Umeyr'i þehit etti.. Bu þâyia üzerine Ýslâm ordusunda hiç olmayacak bir þey oldu.. Ordu üçe bölündü.. Bir bölümü bu iddiaya inandý.. Bir bölümü kategorik olarak reddetti. Bir bölümü ise inansa da kavgasýndan dava þuuruyla vazgeçmedi..
**
Yani savaþ aslýnda okçular tepesinin boþ býrakýlmasýyla kaybedilmedi.. Evet okçular ganimet peþine düþünce düþman kuþatmaya kaldýðý yerden devam etti, doðru. Fakat asýl, birlik olmayý beceremeyince kaybettik..
**
Hiçbir olay özelinde ya da herhangi bir kiþiyi kastederek hatýrlatmadým Uhud'u.. Sadece bazen geri dönüp baktýðýmýzda yaþanmýþ hadiselerden gereken derslerin alýnmadýðýný görüyoruz. Siz de görmüyor musunuz?.. Doðrusunu elbette Rabbim bilir ya, misal o gün okçular, o tepeyi terk etmeseydi.. Zafer kazanýlmýþ olsa bile yerlerinden ayrýlmamýþ olsalardý. Ne olurdu?.
**
Peki o halde.. Yazýnýn sonunda Uhud savaþý nasýl bitmiþ onu da hatýrlatayým size o zaman. Belki baþýndan beri oluþan kasvetli hava bir ölçüde daðýlýr.. Deðerli dostlar bu savaþý üç kýsýmda deðerlendirmek lazým. Ben sadece ilk iki kýsmý anlattým size.. Önce Müslümanlar galip geldiler, onlarca düþman öldürerek, müþrikleri bozguna uðrattýlar. Peþinden kaçan müþrikleri kovalamayý býrakýp, kesin zafer ilan edilmeden ganimet peþine düþtüler ve Rasûlullah (s.a.s.)'in yerlerinden ayrýlmamalarýný emretmesine raðmen mevziyi terk edip müþriklerin alan hakimiyetini almasýna yol açtýlar.. Fakat bu savaþýn bir de üçüncü safhasý var.. Evet tarihe Peygamber Efendimiz'in yalnýz býrakýldýðý savaþ diye geçiren kayýtlar var.. Kýsmen doðrudur da.. Ama sonuçlarý itibariyle dört bir yana daðýlmýþ olan Müslümanlar, Rasûlullah (s.a.s.)'in etrâfýnda toplanýp, karþý hücûma geçmiþ ve tek bir esir vermeden düþman taarruzunu durdurmayý baþarmýþlardýr.. Mekke ordusu kesin bir üstünlük elde edemeyip geri çekilmek zorunda kaldý. Biz aðýr kayýplar verdik kuþkusuz.. Fakat Ýslâm sancaðýný yere düþürmedik.. Medine ele geçirilemedi ve Ýslam dini ortadan kaldýrýlamadý. Toplanmak için hiçbir vakit geç deðildir anlayacaðýnýz..