*Nazife Altuncu, Diyarbekir- Çermik'den yazýyor: 'Çocukluðumda babamýn kasabadan eve getirdiði þeker, pirinç ve meyva gibi þeylere bile, yolda jandarmalarýn; 'Bunlar 5 kiþilik bir aile için fazla.. Teröristler gelip elinizden alabilir.' diye yarýsýna el koyduklarýný, babamýn gözleri yaþararak anlatýþýný unutmuyorum. Ablamýn hemþire okuluna girmesi için baþýný açmasý gerektiðine dair dayatmalarý da unutmadým.. O yýllarda, 'baþörtüsü denilen, bir metrelik bez parçasý deðil mi?' diyen siyasetçileri de asla unutmadýk..
Sonra dudaklarý dualý bir adam geldi, onun eli deðdi ülkeye ve bütün o baskýlar gitti..
Sonra..
Ablamýn vazifeli olduðu Sinop- Boyabat'a gittim. Baktým orada da çocuklar benim bildiðim kadar Türkçe konuþuyordu.. O zaman orada, kimse benim kürd kýzý oluþumu da bir aþaðýlama olarak kullanmadý.. 'Laz kýzý, gürcü kýzý, çerkez kýzý, Arnavut kýzý..' denilince nasýl bir aþaðýlama yok idiyse, ben de kürd kýzý diye isimlendirilirken ve çaðrýlýrken ayný saygýyý görüyordum. Bizi aldatamayacaklar ve birbirimizden koparamayacaklar!'
--SEÇ: Çermikli hemþire kardeþim, biz ülkenin Müslümanlarý olarak , birbirimizden koparýlýp, birbirimizden duygu ve düþünce planýnda uzaklaþtýrýlmak istendik . Ama biz hepimiz, Tevhid gülistannda çeþitli renklerde açan güller ve çeþitli seslerle þakýyan bülbüller olmak noktasýnda birliðimizi saðladýðýmýzda daha da güçlü olacaðýz, Müslümanlar olarak. Ýnþaallah..
*Mevlûd Ayyýldýz þöyle yazýyor: Dünkü yazýnýzda (22 Þubat 192 ve 21 Mayýs 1963 Darbe teþebbüslerinin liderleri) Alb. Tal'ât Aydemir ve Bnb. Gürcan'ýn ölüm cezalarýnýn kurþuna dizilerek infaz edildigini ifade etmiþsiniz.
Mezkûr þahýslar bir önceki darbe giriþiminde emekliye sevk edildikleri için, askerî þahýs hüviyyetini yitirdiklerinden As.Ceza Kanunu'ndaki "Askeri þahýslar hakkýndaki ölüm cezalarý kurþuna dizilerek infaz olunur" hükmü yerine, sivil þahýslar için geçerli olan "asýlarak infaz" þeklinde, Ankara - Ulucanlar Cezaevi'nde gerçekleþtirilmiþtir.
-- SEÇ: Teþekkür ederim Mevlûd Bey, dediðiniz gibi de olabilir mi bilmiyorum. Ama, siz galiba, iþin içinde, askeriyeyle ilginiz veya bu konuda bilginiz var. Öyleyse, bu görüþe öncelik vermek de olabilir. Ancak, Aydemir ve Gürcan'ýn -emekli edilmiþ askerler olsalar bile- iþlenen suç konusunda onlarýn askerî statülerinde bir deðiþiklik olmadýðý gerekçesiyle kurþuna dizilecekleri gibi, mantýkî sayýlabilecek haberler de o zamanlar söylenmiþti. Verdiðiniz bilgiler için teþekkürler ve hayýrlý günler..
*Turgay Mýzrak isimli okuyucu, -bir 'siyasetçi'nin adýný zikrederek-, 'filanca, durup dururken neden "Alevî Müslümanlýðýný" öne çýkarttý?' diyorsun. O zâtýn, o sunumu, senin kiþi tapýncý yaptýðýn filan'ýn, tepe tepe kullanmasýnýn önünü kesmek için yapmýþtýr. Belli ki, tefeci bezirgan zihniyeti çok üzgün; ellerinde çok rahat oynayacaklarý oyuncak alýnmýþ gibi...' diyor.
Bir diðer mesajýnda da, '27 Mayýs 1960 hariç, Türkiye'deki, bütün darbeler tefeci bezirgan zihniyetin önünü açmak için yapýlmýþtýr.' diyor.
24 Mayýs tarihli son mesajýnda da, -benim o günlerdeki bir yazýmdan hareketle-, 'Müslüman Cezayirlilerin baðýmsýzlýk mücadelesinde emperyalist Fransa'yý desteklediðini gizlersin.' diyor..
--SEÇ: Zaman zaman mesajlarýnýzla karþýlaþýyorum. 'Filanýn, kendi 'alevîði'ni açýklamasýný, rakibinin elinden o oyuncaðý almak içindir' diye izah ediyorsun.. .. Haksýzlýk ediyorsun.. Çünkü, o rakib, o kiþinin bu konudaki özelliðine dair asla konuþmamýþtý. Ama, bu kiþi, baza 'alevî'lerin oylarýnýn kendisine çekebilmek için yapmýþa benziyor, açýklamayý.. Nitekim, geçen seçimlerde bu konuda olmayan bir þekilde, bazý yerlerde, yüzde 90'ý aþan oy çýkmýþtýr..
Darbelere karþý çýkarken, 27 Mayýs Darbesi'ni saygýdeðer bir hareket olarak görmeniz tuhaf deðil mi? Ülkemize, doðrusuyla yanlýþýyla 10 yýl hizmet etmiþ ve halkýmýz tarafýndan sevilen bir Adnan Menderes ve 2 bakanýnýn idâm edilmelerini normal karþýlýyorsun demek ki.. Darbeciliðin her türlüsüne karþý olmak gerekir. Aksi halde, 'Benim darbem iyidir.' þeklindeki bir zorbaseverlik alkýþçýlýðýna varýlýr...
Daha sonraki mesajlarýnýzdan birinde de, 'Gümbür-gümbür geliyoruz..' diyordunuz. 14 Mayýs'tan aldýðýnýz sonuçlardan sonra, bir þeylerin üzerinize 'gümbür gümbür' geldiðini düþünmüþ olabilirsiniz. Ama, sizinkiler sizin gibileri teselli etmek için, 14 Mayýs seçimlerinde 2,5 milyonluk bir açýk ara geri düþüþü, 'filân, 20 yýldan beri ilk kez kazanamadý..' diye izah etmeye çalýþtýlar da, kendi adaylarýnýn ne olduðunu hatýrlamak istemediler.
Kaldý ki, 20 senedir seçim kaybettirilemeyen bir kimse, yine geçmiþteki seçimlerin yapýldýðý kanunlara göre seçime girseydi, böyle '2. tur' filan olmayacaðýndan kazanmýþ olacaktý.. Birbirimize nanik yapmak yerine, sonuçlarýn toplumumuzun geleceði ve hayrý için olmasý temennimizi dile getirsek daha yerinde olmaz mý?
Bakýnýz, biz, bizim desteklediðimiz adaya oy vermeyen kitleleri 'Bir þey anlamayan câhiller yýðýný..' filan diye aþaðýlamýyoruz.
Haa, bir de, Cezayir Ýstiklal Savaþý konusunda kimi suçladýðýnýz anlaþýlmayan bir cümleniz var, onu net izah etmemiþsiniz.
DP. iktidarýný kastediyorsanýz doðrudur, Menderes Hükûmeti de 19'li yýllarýn sonlarýnda, Fransa lehine oy kullanýyordu, BM' Genel Kurulu'nda.. Ama, 27 Mayýs'tan sonrakiler ve Ýsmet Ýnönü de, Fransa'yý desteklediler. Ancaaak , Ýsmet Paþa, Kasým-1963 sonunda Kennedy'nin cenaze töreni için Amerika'ya gittiðinde, Fransa lideri General De Gaulle'le karþýlaþtýðýnda, De Gaulle, 'Paþa, Fransa Kýbrýs'ý bir Yunan adasý olarak tanýr..' demiþti.
Bizdeki laik matbuat ve kalem erbabý, ayný ittifak, NATO Ýttifaký içinde olmanýn kaçýnýlmaz ve tabiî sonucu olarak deðerlendiriyorlardý, Fransa'nýn yanýnda yer almayý..
Keza, sionist Yahudiler Ýsrail isimli bir devletin varlýðýný dünyaya ilan ettiklerinde, 1918'e kadar Osmanlý bünyesinde 400 yýl vatan topraðý olarak kalmýþ olan Filistin'in Müslümanlarýndan elinden zorla çalýnýp iþgal edilmesine gözünü kapayýp, o kanlý rejimi halký Müslüman olan devletler arasýndan ilk tanýyan da Ýnönü Türkiyesi idi.
Ayrýca, 'BOP' (Büyük Ortadoðu Projesi) bünyesinde bulunulduðundan ve, emperyalizme uþaklýk hizmetlerinden þikayetçisiniz. Merak etmeyin, 5 sene öncelerde bir 'gelecek projesi' olarak hazýrlanmýþtý, ama, ölü doðduðundan, proje halinde kaldý..
Þunu da ekleyeyim, bizim 'kiþileri temize çýkarmak ya da karalamak dert ve çabamýz yoktur. Biz, Ýslam kardeþliði ve birliði idealimiz açýsýndan ve bize neler getirir veya götürür diye deðerlendiririz dünyadaki geliþmeleri..
Bugün seçim günü olduðundan, kendi tuttuðunuz kiþinin adýný propaganda yasaðýna riayetle vermiyorum, ama, yüreðinde insan sevgisinden baþka bir þey bulunmayan' diye anlattýðýnýz o liderin zihniyetine ve nice yanlýþ yanlýþlarýna iftiralar atmaktan Allah'tan hiç korkmadýnýz- korkmuyorsunuz.' diyorsunuz..
Bir de, 'kiþi tapýncýna dönüþtürdüðün tefeci bezirgan zihniyetin temsilcisi' diye anlattýðýn insan için sustuðumu da yazmýþsýn.. Kiþiye tapma konusunda, ülkemizde tek bir kiþi vardýr, onu görmüyor musunuz?
*
*Ýngiltere'den bir tuhaf okuyucuya da, NOT:
--SEÇ: Yazdýklarýný burada tekrarlayamam.. Müslümaným diyorsun, o halde, en baþta, o çirkin kelimelerle konuþma ve yazmamayý öðrenmeni tavsiye ederim. Saçmalýklarýnýn nereye varacaðýný görmek-anlamak için seni engellemiyorum.. Senin kafir demenle kâfir veya müslüman demenle de müslüman olacak deðilim.
*Yavuz Özdemir da þöyle yazýyor: 'C. Baþkanlýðý seçiminde kullanýlacak oy pusulasý' üzerinde oynama yapan C. Saltýk isimli bir týb profesörünün, iki adaydan birinciye ait olan fotoðraf bölümünde, gelinlik giydirilmiþ bir küçük kýz çocuðu ve yanýnda da, cübbeli, þalvarlý , sakallý bir kiþi görüntüsüyle karikatürize ettiði alçakça saldýrýya deðinmiþ..
'Bu adam bir de prof. imiþ' diyor birisi ve diðeri, 'ortada bir adam yok..' diye eklemiþ..
*Turgut Çizmeci: Bir yazar arkadaþýn, kimin ve niçin desteklenmemesi gerektiðine dair yazýsýný, yazdýðý gazetedeki sütununda deðil de sosyal medyadan duyurmasý güzeldi de; o yazýyý sütununda niçin yazmadýðýný soruyor..
--SEÇ: Evet, yerinde bir sual..
O arkadaþ bunu nasýl izah edebilir? Cevabýný onun vermesi gerekiyor..
