Önce... Sionist Ýsrail rejiminin meclisi Knesse'de, -yine sionist rejimin anayasasýna göre- iþgal altýndaki Müslüman halkýn temsilcisi olarak bulunan bir hanýmýn, evvelki gün, Türkiye'de ve Suriye'de meydana gelen büyük depremde vefat edenlere rahmet dileyen bir konuþma yapmaya baþlayýnca, sionist rejimin parlamenterlerince, 'Burada Türkiye'nin adýný zikredemezsin..' diye onu susturmaya kalkýþmalarý üzerinde duralým.
Daha 3-4 gün önce, Ýsrail rejiminin Dýþiþleribakaný Eli Cohen'in Ankara'ya gelip, üzüntülerini dile getirdiðine ve Çavuþoðlu'nun da ona diplomatik nezaket kurallarý içinde mülâyemetle hitab edip, önümüzdeki Ramazan günleri için de þimdiden uyarýlarda bulunduðuna deðinmiþtik. Ama, bu nasýl bir diplomatik ikiyüzlülüktür ki, ayný rejimin Meclis'inde sionist Yahudi parlamenterler 'Arablarýn, Türklerin trajedileri umurumuzda deðil.. Onlarýn derdini taþýyorsan git oralara.. Burada Türkiye'nin adýný anamazsýn.. Baþkan, onun mikrofonunu kes.. O da buradan defolup gitsin..' diyecek kadar alçaklaþan tiplere, 'diplomatik nezaket gereði' diye göz yumamayýz..
Evet, 'kara gün dostluðu' ifadesi, iyi bir isimlendirmedir; ama, kara gün dostluðu adýna ve de yardým adý altýnda diyerek, gelip sonra da kendimize böylesine düþmanlýklar sergileyenlere, geri planda nanik yapanlara tahammül edemeyiz. Öylelerinin uzattýklarý eli de geri çevirmeliyiz.
Bu vesileyle belirteyim, depremin 4'üncü günü, bir sosyal medya paylaþýmýnda, 'kendisinin AFAD'la deprem bölgesine gittiðini' belirten birisinin yazdýklarý vardý.. Oralara hangi ara gidip Yahudi askerlerine yaklaþtý ve döndüyse, orada Ýsrail'den gelen kurtarma ekiplerinin nasýl mücehhez olduklarýný, ellerinde simülasyon cihazlarýyla yýkýntýyý taradýklarýný' ondan sonra iþe giriþtiklerini' yazýyordu, hayranlýkla ve hattâ aþaðýlýk kompleksiyle.. Sanki, bizim kurtarma ekiplerimizin elinde de ayný simülasyon cihazlarý ve termal kameralar yokmuþ gibi..
Bu sefil paylaþýmý, baþkalarý da 'Öyle Allah, kader demekle olmaz bu iþler..' diye ayný mentaliteye teslim olup tekrarlamýþlardý.
Sionist Ýsrail rejimi, ne yaptýðýn deðil, propagandasýný nasýl yapacaðýnýn hesabýný yapmakta ustadýr.
*
Evvelki gece, deprem bölgelerinin korkunç maddî tahribatýnýn altýnda ezilmekte olan yüzbinlerce- milyonlarca insana yardýmcý olunmasý çaðrýsýyla, 8 kadar TV kanalýnýn ortak bir programý vardý.. Gece saat 03.00 civarýna kadar, bir taraftan bir þeyler okuyup yazarken, bir kulaðým da o programdaydý.
Tamam, 115 milyar lira baðýþ toplanmýþ, büyük para..
Amma..
*
Evet, 'amma..' deyince önceki cümlenin olumlu havasýnýn olumsuza çevirmek isteði de kendisini hissettiriyor, elbette.. Aynen öyle..
Evet, büyük yardým, amma..
Bu büyük yardýmlarýn büyük kýsmý nereden geliyor?
Bakar mýsýnýz?
TC. Merkez Bankasý, 30 milyar lira.. (Yani, toplanan büyün yardýmýn dörtte biri..)
Ziraat Bankasý 20 milyar, Vakýfbank, 12 milyar, Halkbank 7 milyar, Türkcell 3,5 milyar,
Sonra.. THY ve Borsa Ýstanbul Borsa, 2,5 milyar lira..
Türk Telekom, Türkiye Sigorta da 2'þer milyar, Ziraatkatýlým, Emlâkkatýlým, Vakýfkatýlým, 1'er milyar lira..
Yani, 88 milyar lira kadar olan baðýþlar, devletin bir cebinden diðer cebine aktarýlýyordu.. Onlar da, devlete verilecek vergiler hesaplanýrken, 'matrah'tan düþülecekler.. (Turkcell ve Türk Telekom gibi þirketlerin bu baðýþlarý müþterilerine nasýl yansýtacaklarýnýn kokusu tlf ve internet faturalarýnda gelecek aylarda anlaþýlýr..)
*
Geriye kalanlar, 25-26 milyar lira kadarý özel þirket veya kiþilerin baðýþlarý.. Cengiz Holding ve Baykar, her biri, 2,5 milyar.. Ve diðerleri..
*
Ama, devletin bir cebinden çýkarýp diðer cebine konulan bu paralar, gerçekten de bir baðýþ mýdýr?
Özel kiþi veya þirketlerin 7-8 TV kanalýnda, kendi reklamlarýný yapmak için 2-3 dakikalýk süreyi parayla yaptýrmak isteselerdi, herhalde, yaptýklarý baðýþlardan daha fazlasýný ödemeleri gerekirdi.. Hele bir kiþinin 50 milyar liralýk baðýþta bulunduðunu söyleyip, sonra da 'Yanlýþ söyledim, eski parayla 50 milyar.. Ben 50 bin lira demek istedim..' deyiþine saflýk mý demeli, kurnazlýk mý? Sonra da özür dilemiþ, ama, o özrü kaç kiþi dinledi?
Bu konuyu da geçelim..
Ve þöyle bir hesapla diðer özel þirket ve kuruluþlar ve diðer bankalar neredeydiler? Barolar Birliði, Mimar-Mühendisler Odasý, T. Tabipler Birliði.. TUSÝYAD, hattâ MUSÝYAD, Odalar Birliði, nerede bunlar?
Hele de, Akbank , Yapý- Kredi Bankasý ve de Türkiye'nin en büyük bankalarýndan birisi olarak bilinen Ýþ Bankasý neredelerdi?
(Önemli NOT: Star Gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Nuh Albayrak Bey'e Ýþ Bankasý üst yönetiminin gönderdiði açýklamaya göre, Ýþ Bankasý, Deprem Bölgesi'ne söz konusu yardým kampanyasýndan önce 10 milyar liralýk bir baðýþta bulunmuþ.
Haberlerde diðer bankalarýn baðýþlarý meyânýnda belirtilmeyen bu baðýþtan, yeni haberdar olduðum için, yazýnýn ilgili kýsmýný düzeltiyorum.)
*
Ya, o, yabancý futbolculara yýllýk 10-15 milyon Euro transfer parasý ödeyen büyük spor kulüpleri ve onlarýn, kurumlarýndan geçilmeyen baþkanlarý.. Yýllardýr baþkanlýðýný sürdürdüðü bir futbol kulübünün baþýnda bulunan Ali - Veli vs. efendiler ve benzerleri? Ya, o toplumun kaymak tabakasýný oluþturan komprador burjuvazi mübtezelleri?
*
Ve o alçaklýklar sergileyen yalan makineleri?. Hiç utanmalarý da yok bunlarýn!..
Yalan haberleri yapýyorlar, sosyal medya bataklýðýndan paylaþýyorlar.. 'Baraj patlamýþ..' bile diyebiliyorlar.. Ve yardým -kurtarma elemanlarýný o bölgeden kaçmaya teþvik etmiþ oluyorlar.. Sorguya çekildikleri zaman da, hemen, 'Biz öyle iþittik..' diyorlar ve yýrtýyorlar, mahkemelerden.. Mahkemeler, bu gibi yalanlarý ürettikleri bilinen kiþiler karþýsýnda nasýl da merhamete geliyorlar! Çoðunu, 'Bir daha yapmayýn, haydi evlâdým..' sözüyle nasýl da býrakýyorlar..
Bu, o þeytanlýklara ve suçlara 'yataklýk etmek' deðil mi? Hele de böylesine kaos icad etmek isteyenlerin cirit attýðý bir âlemde..
Evet, asýl yaþamakta olduðumuz, o jeo-fizik depremden daha da tahrib ve virân edici olan bu sosyal depremdir. Böyle aþaðýlýk yaratýklarla ayný toplumda olabiliriz, ama, ayný milletten olduðumuzu nasýl iddia edebiliriz?
