Kürede her þey giderek daha fazla aynýlaþýyor. Son büyük salgýn hastalýk, ayný zamanlara tekabül eden hastahane yoðunluðu, ilaç ve gýda sýkýntýsý, ayný zamanlara tekabül eden sokaða çýkma yasaklarý, karantinalar, izolasyonlar, maske zorunluluðu, mesafe koþulu gibi genel þartlar, yeryüzü insanlarýný daha fazla birbirine benzer- benzemek zorunda kalýr hale getirdi. Öte yandan aþý çalýþmalarýný tüm insanlýk merakla ve sabýrsýzlýkla bekliyor. Aþý uygulanmaya baþladýðýndaysa, küresel benzeþim her zamankinden daha fazla olacak... Küreselleþmenin zorunlu hale getirdiði aynýlaþma; aynýlaþamayanýn iptali gibi sert dayatmalarý da yanýnda taþýyor.
Çoðu þey sert bir þekilde birbirine benzerken, bu genel kabuðun altýnda saklý filizler þeklinde de olsa, medeni kimliðimiz bize, bazý hayati imkanlarý verdi. Farzý misal, pek çok Avrupa ülkesi, 60 yaþ üstüne saðlýk hizmeti vermeyi reddedip, 70 yaþ üstünü hastahaneye almazken, yaþlýlar evindeki ihtiyarlar göz göre göre ölüme terkedilirken, Ýngiltere’de doðal baðýþýklýk için doðal seleksiyondan medet umulurken...
Bizlerde, aileler birbirlerine kenetlendi.
Yaþlýlar ve hastalar derhal aileleri tarafýndan korunmaya alýndý. Çocuklar üniversitelerden, liselerden evlerine geri döndü, yýllardýr buluþamayan aile fertleri için bir buluþma fýrsatý doðdu. Ýnsanlar evlerinde yoðurt mayalamaya, ekmek piþirmeye baþladý. Telefonlar susmadý. On line görüþmeler modasý patlak verdi. Ramazan boyunca iki ayrý mukabele grubunu takip ettim bilgisayar üzerinden mesela. Yardýmlaþma, dayanýþma had safhaya çýktý. Yeni elbise, ayakkabý almamýza gerek kalmadý, eþya biriktirmenin, eþya ile övünmenin ne kadar gereksiz þey olduðunu bir kere daha gördük. Eþya yerine insan olmalýydý, yeniden keþfettik, ilkokul arkadaþlarý bulundu. Lisedeki öðretmenlerini hatýrlayanlar, küsülü olup da barýþanlar derken... En zor günler, birbirine kavuþma, buluþma imkanýna çevrildi...
Aile, akrabalýk, komþuluk, arkadaþlýk, en zor zamanda pandeminin dayattýðý o büyük yalnýzlýðý aþmak konusunda bize büyük imkanlar ve teklifler sundu...
Geçtiðimiz gün baþladý: MEMUR-SEN ve Sosyal Bilimler Ünversitesi’nin ortaklaþa düzenlediði Disiplinlerarasý Aile Kongresi halen devam ediyor. Akademisyenlerin, sosyal, siyasal, ekonomik, felsefi, dini açýdan aileyi bugünün maruz kalýnan insani meseleler eþliðinde ele almalarý, önemli bir çýkýþ olacak. Evi ve aileyi yeniden düþünmek için.
Açýlýþta konuþan Adalet ve Kalkýnma Partisi Genel Baþkanvekili Prof.Numan Kurtulmuþ’un, ailenin ontolojik ve sosyal anlamlarý, zaman içinde maruz kalýnan deðiþimler ve öneriler içeriðindeki konuþmasýnda bir baþlýk da asrýmýz insanýnýn çevrili olduðu yalnýzlaþma ile ilgiliydi. Asrýmýzýn tüketim toplumunda aþýrý bireyciliðe ve hazcýlýða mahkum olmuþ ferdin mutsuzluðuna, huzursuzluðuna deðinen Prof.Kurtulmuþ’un, ailenin, adeta atomize yalnýzlýða ve tekilleþmeye mahkum edilmiþ insan için, destek ve dayanýþma imkaný olduðunu söyleyen sözleri, BirGün gazetesince, çarpýtýlarak; ‘’Kurtulmuþ, tek baþýna yaþayan yurttaþlarý sýkýntý kaynaðý ilan etti’’ þeklinde verildi. Çirkin bir tahrifat.
Hakaret ve yalan dolan son günlerdeki tartýþmalarý neredeyse tamamen ele geçirdiði için, sözün anlamý ve deðeri ciddi yara alýyor... Söz’dense eylem’in sahiciliði evladýr diyorum. Numan Bey, Fatih’te doðduðu evde annesiyle ve kýz kardeþleriyle oturan bir insan, kayýnvalidesi de yanýnda vefat etmiþti, eþi Sevgi hanýmla akrabalarýndan, komþularýndan kopmadan hayat süren insanlar... Bu insanlar aileden bahsetmeyecek de kim bahsedecek Allahaþkýna?