Bu millet, Kuvay-ý Milliye etrafýndan kenetlenerek vataný iþgal güçlerinden kurtarmýþtýr. Milletin deðerleriyle barýþýk bir cumhuriyet kurulmuþ, milletin deðerleriyle barýþýk bir anayasa (1924) yapýlmýþtýr.
Daha sonra Cumhuriyet Halk Fýrkasý (CHP) adýyla siyasi kisveye kavuþan Kuvayý Milliye iþgale karþý direniþ ruhunu býrakýp iþgalcilerin kültürünü ve deðerlerini devlet zoruyla dayatýnca milletten kopmamakla kalmamýþ milletin deðerlerine açýktan savaþ açmýþtýr.
Millet de ilk fýrsatta (1950) CHP'yi muhalefete mahkûm etmiþtir.
Ogün bugün CHP'nin tek baþýna iktidar olma ihtimali kalmamýþtýr. Oyunun arttýðý dönemler de birazcýk millete yakýn durduðu dönemlerdir.
CHP yönetiminin en bariz özelliði din, Ýslam, iman, cami, Kuran denince gayr-i Müslimlerin dahi göstermediði sertlikte tepkileri göstererek tavýr almasýdýr. Bir dönem CHP milletvekilliði yapýp sonra istifa eden Yaþar Nuri Öztürk bu yönetimi 'üzerinde Kuran dýþýlýk din dýþýlýk örtüsü olan' bir yönetim olarak tarif etmiþtir.
Son zamanlarda sanki bu imajý yýkmak istercesine kimi eski Milli Görüþçüleri bünyesine katarak, SP ile ittifak kurarak ve kimi ýlýmlý mesajlar vererek dine ve dindarlara karþý eski katýlýðýnýn olmadýðý þeklinde yaklaþýmlara þahit oluyoruz.
Ancak çok geçmeden bu yaklaþýmlarýn siyasi bir manevra olduðu ve CHP yönetiminin 1950 öncesi politikalarýn takipçisi olduðu ortaya çýkýyor.
Geçen hafta adý lazým deðil CHP Grup baþkanvekillerinden biri, TBMM'de uzun bir basýn toplantýsý yaptý ve CHP yönetiminin o eski 'din dýþý Kuran dýþý' zihniyetinin devam ettiðini açýk seçik ortaya koydu.
Kemal Kýlýçdaroðlu yönetimindeki CHP, Baþkan Erdoðan'ýn attýðý her adýmý yaptýðý her icraatý karalama ve onun yönetiminde olduðu için devlet kurumlarýný itibarsýzlaþtýrma politikasý sürdürüyor.
THK, Merkez bankasý, TÜÝK, Milli Eðitim Bakanlýðý ve Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý'na (DÝB) karþý yürüttüðü sinsi politika ile bu kurumlarý itibarsýzlaþtýrmaya çalýþýyor.
O grup baþkanvekili hafta içinde yaptýðý toplantýda, hem bu milletin deðerlerine ne kadar karþý, hem ne kadar eski CHP zihniyetinin mutaassýbý hem de ne kadar bilgiden yoksun biri olduðunu itiraf edercesine DÝB'in 4-6 yaþ grubuna uyguladýðý Kuran Kurslarýný diline doladý ve Kuran öðrenimini ortaçað zihniyeti diye karalamaya çalýþtý.
Bu çok konuþan ama hep boþ konuþan CHP temsilcisi bir taraftan çocuklara verilen Kuran kursunu ortaçað zihniyeti diye yaftalarken, diðer taraftan dinen haram olduðunda þüphe bulunmayan alkolün birkaç kadehini ve kumarýn bir geceliðinin Anadolu Müslümanlýðý olduðunu söyleyerek merdi kýptý misali sirkatin söylemeyi marifet sayýyor.
Dahasý küçük yaþta Kuran öðrenimini Ýbni Arabi bile zararlý buluyor benzeri ifadelerle konunun zýrcahili olduðunu açýk ediyor.
Bu cehalet abidesinin ortaçað benzetmesi hakkýnda çok yazýldý çizildi ama bir cümleyle özetleyecek olursak, ortaçaðda karanlýkta olan Avrupa'dýr, ortaçað denilen zaman dilimi Ýslam dünyasýnýn en aydýnlýk çaðýdýr bu bir.
Ýkincisi, Kuran'ýn bizzat kendisi nurdur, aydýnlýktýr. Okuyaný aydýnlatýr.
Üçüncüsü, küçük yaþta Kuran öðretimini zararlý gören yoktur aksine Ýslam tarihi boyunca öðretim küçük yaþta baþlar. Hatta Ýmam Gazzali küçük yaþta öðretimin taþa yazý yazmak gibi kalýcý olduðunu söyler.
Dördüncüsü, Mukaddime'yi kaynak göstererek verilen Ýbn Arabi tavsiyesi de zamanýn þartlarýna göre deðerlendirilmesi gereken bir tavsiyedir. Kaldý ki mukaddimenin o bölümünde Endülüs, Fas ve Tunus'daki Kuran öðretiminin küçük yaþlarda nasýl devam ettiðini anlatan uzun bir bölümdür. Sonunda Ýbn Arabi'nin tavsiyesi nakledilmiþtir. (Buradaki Ýbn Arabi de meþhur mutasavvýf Muhyiddin Ýbn Arabi deðil, Kadý Ebu Bekr Ýbn Arabi'dir.)
Beþincisi, Ýbn Arabi öyle diyor peki bu CHP'liler ayný zamanda bir mutasavvýf olan Ýbn Arabi'nin tasavvuf, tefsir, hadis ve fýkýh alanýnda yazdýklarýna da itibar ederler mi?
Etmezler?
Çünkü bizzat Atatürk döneminde yazýlmýþ olan Hak Dini Kuran Dili tefsirindeki Ýslam anlayýþýný bile irtica olarak gören ve iktidarý döneminde o Ýslam anlayýþýna savaþ açmýþ bir zihniyet var CHP yönetiminde!
Altýncýsý, DÝB bu devletin resmi kurumudur ve onun yürüttüðü Kuran Kurslarý da resmi kurslardýr.
Yedincisi, Kuran öðrenmedeki yaþ sýnýrý kaldýrýldýðý (Resmi Gazete 17 Eylül 2011)için yasal bir engel yoktur.
Sekizincisi, DÝB'in 4-6 yaþ grubu için baþlattýðý Kuran Kurslarý eðlenceli öðrenme sistemiyle pedagojik kurallara uygun olarak fevkalade nezih ortamlarda yürütülmektedir.
Bu kurslardaki öðreticilerin tamamý Ýlahiyat Fakültesi mezunu olup ayný zamanda Milli Eðitim Bakanlýðý Hayat boyu Öðrenme Genel müdürlüðünden 380 kredilik okul öncesi pedagojik formasyon alan öðreticilerdir.
Dokuzuncusu, "Bu kafayla orada iþte, bilimin b'si yok, fiziðin f'si matematiði m'si de olmuyor üniversiteye gidince." diyen, ne söylediðinin farkýnda oymayan sözcü, bu kurslarýn öðretim programýna þöyle bir göz atsa utanýr mý bilmem ama bu kurslardaki üniteleri kýsaca sayacak olursak orada, dua þükür özür dileme, sevgi ve merhamet, saygý, sorumluluk, yardýmlaþma, sabýr, iyilik ,doðruluk ve dürüstlük, adalet, Allah'ý peygamberi, Kuraný, insanlarý , kainatý, dinini, vataný ve bayramlarý sevmek olduðunu görürüz.
Bunlarýn hiçbirisi çocuklarý bilim karþýtý yapmaz tam aksine bilime yönlendirir.
CHP'nin Kuran Kursu ve DÝB üzerinden dýþa vurduðu din karþýtlýðýný ben þahsen yadýrgamýyorum.
Kimi saygýn mensuplarýna sözüm yok ama CHP yönetiminin ideolojik yaklaþýmý maalesef budur. Bunun ötesinde din ile dindarlarla diyaloðu takýyyeden ibarettir.
Son dönemlerde Hz. Ömer adaleti, beytülmal edebiyatý, kul hakký söylemi, haksýzlýk karþýsýnda susan dilsiz þeytan sloganý tamamýyla takýyyedir.
Tek parti dönemindeki CHP neyse bugünkü CHP de o!
Takdir milletin!