Seçimleri kazanýp hükümet olmak tek baþýna iktidar olmaya yetmiyor.
Hükümet olan parti kendi ideolojisini hâkim kýlamadýðý sürece iktidar olmuþ olmaz.
Bu baðlamda kendisi resmen hükümette olmasa da CHP 100 yýldýr iktidarýný sürdüren bir parti olma özelliðini hâlâ koruyor.
CHP 1950 yýlýnda iktidardan düþtü ama ideolojisi devletin resmi ideolojisi olarak devam etti.
Cumhuriyet kurulduðunda fabrika ayarlarý genellikle Ýslami ilkelerden oluþuyordu.
Devletin resmi dini Ýslam(madde 2), hükümetin ilk görevi Ýslam ahkâmýný uygulamaktý(madde 26).
Öyle Ýslami ilkelere sahip çýkýlmýþtý ki dinin doðru anlaþýlmasý için tefsir ve hadis gibi temel eserler bizzat devletin eliyle yazdýrýlmýþ ve bastýrýlmýþtý.
20. yüzyýlýn en ilmi tefsirlerinden biri olan Hak Dini Kuran Dili tefsiri ve Tecridi Sarih Muhtasarý hadis kitaplarý, fabrika ayarlarý bozulmadan önce Cumhuriyetin ilk yýllarýnda hazýrlatýlmýþ eserlerdir.
Fakat daha sonra CHP'nin tek parti döneminde dayatýlan çaðdaþlýk adý altýnda Ýslami deðerlerin tamamýný devlet ve milletten uzaklaþtýrma politikasý baþlamýþ, cumhuriyetin fabrika ayarlarý deðiþtirilmiþ, CHP'nin 6 oku anayasa maddesi halin getirilmiþ ve Ýslami olan her þey yasaklanmýþtýr.
Bu politika cumhuriyetin deðil CHP'nin politikasýdýr.
Darbelerden sonra yapýlan hem 1961 hem de 1982 anayasalarýnda CHP'nin bu politikasý devletin resmi politikasý haline getirilmiþtir.
1950'den bu yana sað partiler hükümet olmuþ ama CHP iktidarýnýn temel ilkelerini deðiþtirememiþtir.
Ne zaman deðiþtirme ihtimali belirmiþse her seferinde silahlý/silahsýz bir direniþle karþýlaþmýþtýr.
Ýþte bu direniþin adý CHP zihniyetidir.
Bu zihniyet ilk darbeyi 2010 yýlýnda yapýlan referandum ile almýþ ve hükümet iktidar olmaya baþlamýþtýr. O referanduma karþý çýkmalarýnýn temel sebebi iktidarlarýný kaybediyor olmalarýdýr.
En büyük darbeyi de Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemine geçilince almýþ ve ülke CHP zihniyetinin vesayetinden büyük ölçüde kurtulmuþtur.
Tüm eksikliklerine raðmen Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemi büyük oranda milli iradenin hâkimiyetini saðlamýþtýr.
Seküler kesimin ve CHP'nin tek adam sistemi diyerek saray diyerek karalamaya çalýþtýðýna bakmayýn. Asýl dertleri halka raðmen dayattýklarý sistem ve zihniyetin etkisiz hale geliþidir.
Baþkan Erdoðan'ýn 22 yýldýr yaptýðý þeyin adý ise normalleþmedir. Milletin devletiyle barýþmasý, devletin milletin iradesi doðrultusunda hizmet etmesidir.
31 Mart yerel seçimlerinden sonra CHP'nin bir yumuþama ve seçmene þirin görünme politikasý takip ediyor olmasý elbette ki olumlu bir geliþmedir.
Ancak genel baþkanýnýn da söylediði gibi CHP ilkelerinden ve ideolojisinden vazgeçmemiþtir.
47 yýl sonra yakaladýðý baþarýyý kalýcý hale getirmek için yeni bir taktik uygulamaktadýr. Taktik de olsa olumludur ancak kimse CHP'nin tek parti dönemindeki dayatmacý zihniyetinden vazgeçtiðini zannetmesin.
Aksine 31 Mart seçimlerinde aldýðý oy oraný CHP'nin destekçisi seküler kesimi daha da cesaretlendirmiþ ve yer yer saldýrganlaþtýrmýþtýr.
Deðiþik yerlerde bu saldýrganlýðý görüyoruz. En son Beyoðlu'nda bir AVM'de baþörtülü týp öðrencisine saldýrýp baþörtüsünü kýzýn baþýndan zorla çýkaran kadýn sizce o cesareti kimden ve nereden alýyor?
CHP'den ideolojik bir deðiþim beklemiyoruz.
Beklentimiz CHP karþýtý partilerden.
Tek parti zihniyetine karþý olan büyük küçük tüm partilerin gelinen noktayý bir kez daha deðerlendirmeleri ve nerede hata ettiklerini, eðer mesele Türkiye ve milli/moral deðerler ise yeniden gözden geçirmeleri gerekir!
Yok mesele benim olsun küçük olsun ise bunun sonucunu 31 Mart seçimlerinde, CHP veya DEM'e belediyeleri nasýl teslim ettiklerini zaten gördük!