14 ve 28 Mayýs seçimlerinden sonra muhalefet cephesinde iki büyük kýrýlma yaþanýyor.
Bu kýrýlmalarý; Kýlýçdaroðlu ile Ümit Özdað arasýnda, "namuslara emanet edilmiþ" gizli protokolün açýða çýkmasý derinleþtiriyor.
1. CHP'de: Kýlýçdaroðlu'nun genel baþkanlýðý býrakmasý için Ýmamoðlu cenahýndan büyük baský var. Zoom toplantýlarý, Ýmamoðlu'nun son olarak "toplum, genel baþkanýn deðiþmesini istiyor" lâfý, birkaç güne kadar CHP yönetiminde fay hatlarýný tetikler.
Ümit Özdað, durduk yerde yaptýðý açýklama ile muhalefetin oturduðu 7'li/8'li masayý paramparça etti.
Kýlýçdaroðlu ile arasýnda gizli bir protokol olduðu ve bu protokole göre Ýçiþleri Bakanlýðý ile iki bakanlýk ve MÝT Baþkanlýðýnýn Zafer Partisi'ne verileceðini açýklamasý, CHP'yi ve muhalefet partilerini þok etti.
"Millet Ýttifaký"ný destekleyen kalemler, televizyonlar þuanda Kýlýçdaroðlu'na en aðýr hakaretleri yapýyor. CHP Genel Baþkanýný öyle aþaðýlýyorlar ki, daha üç ay önce Kýlýçdaroðlu'nu göklere çýkaranlar sanki bunlar deðil...
Kimi kandýrýldýk diyor, kimi "hayatýmda hiç yalan söylemedim ama Kýlýçdaroðlu'nun kaybedeceðini bile bile yüzde 60'la kazanýyor propagandasý yaptýk" diyebiliyor.
Cumhur Ýttifaký'nýn 14 Mayýs, 28 Mayýs seçim zaferi; sadece Kýlýçdaroðlu'nun hýrs ile ne hallere düþtüðünü sergilemedi. Malum medyanýn cibilliyetini, karakterini, tetikçiliðini, ikiyüzlülüðünü, çifte standardýný, sahte demokrasi havariliðini de ortalýða saçýverdi...
CHP'de bugün asýl problem, "deðiþim" sancýsý deðildir. Asýl problem, güven bunalýmýnýn derinleþmesidir.
Kýlýçdaroðlu'na en yakýn isimlerin Ýmamoðlu ile iþ tutmasý, aralarýndaki güvensizliðin boyutunu anlatmaya yeter.
Þuanda birbirlerinin kuyusunu kazan isimlerin, geçmiþte birbirlerini sevmedikleri, birbirlerinin yüzüne gülerken ne iþler çevirdikleri de ortaya çýktý.
2. Yüzde 1'lik muhalefet partilerinde:
Seçim yenilgisi CHP'yi sarstý ama DEVA, Gelecek ve Saadet, avantadan 15, 10,10 milletvekili çýkarýnca çok mutlu oldular. Ne kadar gizlemeye çalýþsalar da, "Kaybeden biz deðiliz, CHP kaybetti" havasý ile bir oynamadýklarý kaldý.
Özellikle Kýlýçdaroðlu'na yüklenmemeye dikkat ettiler. Çünkü yerel seçimlerde CHP ile ittifaka yine mecburdular.
Ancak bu ümitlerini, Ümit Özdað yýktý geçti.
Kýlýçdaroðlu ile yapýlan gizli protokol hepsini afallattý.
Vay be, Kýlýçdaroðlu'nun gözü bu kadar mý dönmüþtü?
Akþener, Davutoðlu, Babacan "bizim haberimiz yoktu" deyiverdiler. (Karamollaoðlu'nun 'mücahit Kýlýçdaroðlu'nun gizli protokolü için suskunluðu da epey dikkat çekici...)
En acýklý hikâyeyi ise Davutoðlu anlattý.
"Bizim, Ýyi Parti'nin, diðerlerinin hangi bakanlýðý alacaðý belli deðildi. Bunlar ilkesel olarak konuþulmadan pazarlýða girildiðine ihtimal vermemiþtim."
"Kýlýçdaroðlu bana önce 'Böyle bir protokol yok. Bir bakanlýk konuþuldu ama karara baðlanmadý. Baðlanmadýðý için size getirmedim' dedi. Baktým protokol varmýþ. Kýlýçdaroðlu, 'Kusura bakmayýn. Tekrar baktým, protokol varmýþ. Bakanlýk görüþülmüþ diye konuþtu."
Ben þahsen merak ettim. Davutoðlu, Kýlýçdaroðlu'na; "Sayýn Genel Baþkan, gizli protokol sizinle Özdað arasýnda. Nereye baktýnýz da 'varmýþ' diye konuþuyorsunuz..." diye sordu mu sormadý mý?
Þimdi muhalefetin durumu yerel seçimler için de çok riskli hale geldi.
Çünkü CHP tarafý ile diðerleri arýsýnda büyük bir güven bunalýmý var.
Kýlýçdaroðlu yüzde 2'lik Zafer Partisine Türkiye'nin güvenliðini teslim etmeye kalkmýþsa, HDP'ye neler verdi?
Muhalefetin arasýndaki güven berhava oldu. Þeffaflýðýn bir yalandan ibaret olduðunu herkes gördü.