CHP'nin geçmişte açtığı derin yaralar

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, kamuoyu önüne çıkıp, 'helalleşelim' dediğinde konuyu muğlak bırakmamak adına bazı örnekler sıraladı. 'Başörtülüler' dedi, 'azınlıklar' dedi. Pek çok alt başlık daha saydı. Ve bunları hatırlatırken de bir cümle kullandı: CHP'nin geçmişte açtığı derin yaralar var. İşte ne olduysa bu ifadeden sonra oldu.

**

Kemal Kılıçdaroğlu bu çıkışıyla hem parti içinde tepki çekti hem de hedef kitleye ulaşamadı.

**

Mesela helalleşmek isterken örnek verdiği 28 Şubat zulmünün mağdurları. Ben daha "helal olsun, hakkımı helal ediyorum CHP'ye" diyen biriyle karşılaşmadım. Yani eğer Sayın Kılıçdaroğlu, bu yolla yeni bir Şemsettin Günaltay modeli çizmek istiyorsa, sözlerinin hedeflediği mahallede bir karşılığı yok. Arz edeyim. Belki, "helalleşmek" değil de açıkça "özür diliyorum" deseydi, daha rasyonel bir çıkış olabilirdi. Zira "helalleşmek" çift taraflı bir eylemdir. Biri helallik ister diğeri de hakkını helal eder veya etmez. Misal, şapka devrimini (üstelik de devrimden önce) reddettiği için idam edilen İskilipli Atıf Hoca ile CHP nasıl helalleşecek? Adam öldü gitti. Onun için sadece özür dilenebilir. Sağlık karnesindeki fotoğrafı başörtülü olduğu için hastaneye alınmayan, hastane kapısında can veren Medine Bircan ile nasıl helalleşecek? Nuray Canan orada. 28 Şubatçı polislerin zulmünde karnındaki bebeğini kaybetti. Helalleşin hadi. Kur'an okuduğu için jandarmanın dövdüğü imam için ezanı Türkçe okumayı reddeden ve bu yüzden işkence gören müezzin için satılan, ahır yapılan camiler için. Nasıl helallik alacaksınız. En çok özür dilersiniz. Sonrasını da Aziz Milletimize bırakırsınız. Kendisi de bir Dersimli olan Kılıçdaroğlu, 1938 için kaç aile ile helalleşecek? 31 Mart için, Menemen hadisesi için, Takrir-i Sükun'la yanan canlar için, İstiklâl Mahkemelerinin kurbanları için, Koçgiri için, Nazım Hikmet için, Sabahattin Âli için kimle helalleşecek CHP? Özür dileyecek özür. Helalleşmek yok.

**

Ve bunları dile getirirken de aslında çok kritik bir şey yapıyor. Açıkça Atatürk'ü tartışmaya açıyor Kılıçdaroğlu. Parti içindeki tavizsiz Atatürkçüler'in tepkilerinden de görüyoruz bunu. - Ki zaten, bir Atlantik yapısı olan FETÖ ile kurulan ittifaktan ve emperyalistlerin maşası terör örgütü PKK'nın siyasi kanadı HDP ile ilişkiden memnun değillerdi. Hatta Kılıçdaroğlu'nun 6 ilkeye ek olarak ambleme yeni bir "ok" diye önerdiği "demokrasi" tanımını da tartışmalı buluyorlardı. İkinci Cumhuriyetçilerin söylemleriyle Kılıçdaroğlu'nun, "2023 sonrası cumhuriyeti demokrasi ile taçlandıracağız" sözü örtüşüyor.. Senelerce Mehmet Altan da aynı şeyi dedi zaten. Bugün CHP o çizgiye gelmiş durumda. 7 Oklu CHP...

**

Kılıçdaroğlu hem Dimyat'a gidemiyor anlayacağınız hem de bir avuç bulguru sokağa atmış durumda. Şimdi CHP'nin katı Laikçi Kemalist kanadı soruyor Kılıçdaroğlu'na; "... Neymiş hele bir anlat bakalım.. Neymiş, Atatürk'ün ya da İnönü'nün açtığı yaralar." diye. Anlatsa bir türlü sussa bir türlü. Bakalım bu film nasıl bitecek...