Okuyunca sýkýntýdan ter bastý, 6 yaþ, çocuk hatta bebek denilecek yaþ.
Hangi anne hangi baba buna razý olabilir ya da hangi sapýk 6 yaþýndaki çocuða istismarda bulunabilir?!
Akýl havsala almayacak bir iddia.
Ama madem ortada bir iddia var ve konu yargýya intikal etmiþ, savcýlýk iddianame hazýrlamýþ elbette ki gazetecinin dikkatini çeker.
Ancak objektif gazetecilik odur ki iddiayý gündeme getirirken iddianýn muhataplarýnýn da görüþlerine yer verilir.
Sürekli tarikat cemaat mensubiyeti öne çýkarýlarak suçu gündeme getirmek, tek taraflý yayýn yapmak gazetecilik deðil, bilakis yargýsýz infazdýr.
Konuyu tek taraflý olarak sadece iddialar üzerinden gündeme getirenler bir gazetecilik baþarýsýndan ziyade yargýsýz infaz timleri gibi meslek icra etmiþlerdir.
Önce tek taraflý yazý yayýnlayýp sonra ailenin cevaplarýna yer veren Aytunç Erkin gibi vicdan sahibi solcularýn hakkýný da teslim etmemiz gerekir.
Erkin ikinci yazýsýnda ailenin cevaplarýný da yayýnlayarak namuslu bir solcu olduðunu gösterdi ancak genel tavrý iddianamenin doðruluðunu kabul ederek deðerlendirme istikametindeydi!
Böyle bir iddianame kimi hiddetlendirmez ki?
Hangi insanýn tüyleri diken diken olmaz ki?
Hangi insan lanet okumaz ki?
Ancak gazeteci, yazar, siyasetçi, bürokrat ve akademisyen gibi kanaat önderi pozisyonundakilerin soðukkanlý olmalarý gerekir. Toplum onlara bakar onlarý dinler onlarýn etkisi altýnda kalýr!
Dolayýsýyla kanaat önderleri, yargýnýn hüküm vermediði kiþiler hakkýnda iddialar üzerinden yargýsýz infaz yapmamalý, toplumu infiale sürüklememelidir!
Çünkü Antalya Elmalý'da benzer bir iddia günlerce medyada konuþulmuþ, bir anne ve üvey baba, çocuklarýný günlerce taciz ettiði gerekçesiyle infaz edilmiþti. Çocuklarýn çizdiði söylenen kimi resimler gazetelerde ve TV programlarýnda boy boy yayýnlanmýþ ve anne babaya yargýsýz infaz yapýlmýþtý.
Ýktidar, muhalefet ve medya týpký bu olayda olduðu gibi tavýr almýþtý.
Sonra "delillerin baþka bir dosyaya ait olduðu ve çocuklarýn kaynana tarafýndan doldurulup yalan söyledikleri ortaya çýkmýþ, sanýklar beraat etmiþ, aklanmýþtý"!
O anne ve babanýn uðradýðý sosyal linçin hesabýný kim verdi?!
Bunlarý kimseyi savunmak için yazmýyorum. Dediðim gibi 6 yaþýnda bir bebeðin istismarýný savunan býrakýn Müslüman, insan bile olamaz!
Ortada kocasýndan boþanmýþ bir kadýnýn iddialarý var.
Ancak hepsi henüz iddia. Bu iddialarý içeren metinler de iddianame.
Mahkeme kararý deðil!
O yüzden karar çýkýncaya kadar soðukkanlý olmak gerekir.
Ýddialar doðruysa hak ettikleri cezaya çarptýrýlmalarýna itiraz eden ahlak yoksunudur!
Ancak ya bunlar tamamen iddiadan ibaretse?
Öyle anlaþýlýyor ki þikâyetçi olan çarþaflý haným hayat tarzýný deðiþtirmiþ ve seküler bir hayatý tercih etmiþ. Ailenin iddiasýna göre kimi yapýlarýn etkisiyle eski kulvarýndan intikam almak için bir nevi savaþ açmýþ.
Maalesef bu tür olaylar yaþanýyor!
Önceden de ses kaydý almak suretiyle belli ki bu günlerce hazýrlýk yapmýþ ve nihayetinde konu yargýya intikal etmiþ!
Bakanlýk, maðdurun yanýnda olmak üzere davaya müdahil olmuþ durumda.
Bu aþamadan sonra bize düþen yargýnýn kararýný beklemektir. Elmalý olayýndaki hataya yeniden düþmemektir!
Ama maalesef medya yargýsýz infaz yaptý ve oluþan kamuoyu sonucu siyasiler de sivil toplum örgütleri de Diyanet de topa girdi.
Tepkilerin temelinde altý yaþýndaki bir çocuðun istismara maruz kalmasýydý ki buna itiraz edecek bir Allah'ýn kulu yoktur!
Ama bu tepki birilerini kesmedi, münferit bir durum cemaate, tarikata, dine mal edilerek dindarlar hedefe kondu.
Daha da ileri gidilerek tarikat ve cemaatlerin kapatýlmasý gerekliliði yazýldý, söylendi.
Hatta ortada yurt yokken iktidarýn bakaný olaya maðdur lehine müdahil olmuþken, AK Parti meclis soruþturma komisyonu kurulmasýna öncülük etmiþken "Tarikat yurtlarý kapatýlsýn, AKP elini çocuklardan çek!" sloganlarýyla yürüyüþ yapýldý!
Kimse kusura bakmasýn bu tepkiler sýrf çocuk istismarýna yönelik tepkiler deðil!
Ýnsan dindar da olsa dinsiz de olsa insandýr, her insan hata yapabilir, günah iþleyebilir. Bizim inancýmýzda peygamber haricinde kimse masum deðildir!
Ýnsanýn münferiden iþlediði hatalar, suçlar yüzünden topluluklar veya kurumlarýn suçlanmasý da doðru deðildir.
Bu istismar olayý mahkeme kararýyla tescil edilirse sorumlular cezalandýrýlýr, suçun þahsiliði esastýr, sorumlularýn içinde bulunduðu topluluk ve kurum cezalandýrýlmaz.
Ama ÝBB hemen kýzýn babasýnýn vakýf binasýný mühürleyerek adalet anlayýþýný sergilemiþ!
Fertler yerine mensubu bulunduklarý cemaat /kurum cezalandýrýlacaksa, o zaman kimi CHP'lilerin sabit olan taciz ve tecavüz suçu sebebiyle CHP'nin de kapatýlmasý mý gerekir?!
Dinle, diyanetle, siyasetle alakasý olmayan bu münferit olayda mahkeme kararýný beklemek en saðlýklý yoldur.
Ýlgili bakanýn dediði gibi "Çocuk istismarý, çocuða yönelik istismar vakalarý siyasetin konusu deðildir. Bunlar son derece insani ve her toplumda karþýlaþýlabilecek konular"dýr.
Ailenin savunmasý okunduðunda iddialarýn tartýþmalý olduðu da anlaþýlýr.
Aile altý yaþ evliliðini kesin bir dille reddediyor. Ancak resmi kayýtlara göre 14-15, ailenin yaþýnýn küçük yazdýrýldýðý iddiasýna göre 17 yaþýnda evlendirildiði anlaþýlýyor.
14-15 yaþ evliliðinin ülkemizde özellikle Anadolu'da yaygýn olduðu malum.
Evet, 15 yaþa da itiraz edelim. Ama 6 yaþ dendiðinde asla kabul edilebilir tarafý yoktur.
2012 yýlýnda doktor þikâyetiyle konunun yargýya taþýnmýþ olmasý ve yargýnýn kovuþturmaya gerek görmemesi önemli. (HSK'nin o savcý hakkýnda inceleme izni verdiðini hatýrlatalým.)
Hastanede kemik testi için baþka birinin filminin çekildiði iddiasý, ses kayýtlarýndaki ifadeler yenilir yutulur þeyler deðil. Ancak ailenin her iddiaya bir cevabý var!
Ýddianameye delil teþkil eden en fazla dehþete düþürücü ifadeler dinleme kayýtlarýnda yer alýyor.
21 sayfalýk ses kayýtlarýný baþtan sona okudum. Kadýn kocasýný sistemli bir þekilde bir þeyler söylemeye yönlendiriyor. Adamýn aile ortamýnda verdiði cevaplar gerçek mi kadýný susturmak veya memnun etmek için mi verilmiþ pek net deðil! Aile, kadýnýn psikolojik tedavi gördüðünden bahsediyor!
Artýk yargý onlarý da inceleyecektir.
Ben kesinlikle çocuklarýn ne 6 yaþýnda ne de 15 yaþýnda evlendirilmesini savunmuyorum. Zaten her iki durumun sübut bulmasý halinde ceza kanunu devreye girer.
Benim yadýrgadýðým husus, dinle diyanetle alakasý olmayan bu olayda yargýnýn kararýný beklemeden, ailenin mensup olduðu cemaate mal edilerek tüm cemaat ve tarikatlarýn hatta siyasetin hedef tahtasý haline getirilmesidir.
Her iddia doðru kabul edilerek adýmlar atýlýrsa toplum bundan fayda görmez, aksine zarar görür.
Ben þahsen, hiçbir dini cemaate veya tarikata mensup deðilim. Ancak cemaat ve tarikatlarýn tümünün reddedilmesini de tasvip etmem.
Çünkü cemaat ve tarikatlarýn büyük çoðunluðu hayýrlý iþler de yapan topluluklar.
Sakat olanlarý, hem dine hem devlete zararlý olanlarý da var. FETÖ örneðinde bunu yakinen tecrübe ettik.
Ancak unutulmamalýdýr ki dini cemaat ve tarikatlarýn denetimsizliði meselesi, üzerinde önemle durulmasý gereken bir konudur!
Çocuk istismarýna da yargýsýz infaza da hayýr!