İstanbul’da yaşayan bir arkadaşım 11 yaşındaki oğlunun göz muayenesi için geçen hafta hastaneden randevu alıyor. Kendisi çalıştığından çocuğu hastaneye hanımı götürecek. Randevu günü arkadaşın hanımı çocuğunu alıp hastaneye gitmek üzere otobüs durağında beklemeye başlıyor. Hastanenin oradan geçen otobüs gelince otobüse binmek üzere hareketleniyor ama otobüs şoförünün “Çocukların binmesi yasak” demesiyle otobüsten inmek zorunda kalıyor.
Allah’tan yenge hanımın üzerinde taksiye binecek para varmış da çocuğunu hastaneye taksiyle götürüp getirmiş. Ya üzerinde taksiye binecek para olmasaydı!..
Mâlûm İstanbul İl Hıfsızsıhha Kurulunun koronavirüs salgına yönelik aldığı tedbirlerden biri de 20 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşların toplu taşıma araçlarına binmesinin yasaklanması. 15 Ocak itibariyle de bu yasak başladı.
Yasak koymak kolay da yasağın halkı nasıl etkileyeceğini düşünmek zor; kim bu külfetin altına girecek, konforunu bozacak! Sen yasağı koy gitsin, vatandaş çocuğunu hastaneye nasıl götürürse götürsün, o vatandaşın sorunu; taksiye binecek parası yoksa yürüyerek çocuğunu hastaneye götürsün canım!
İstanbul’da 20 yaş altı ve 65 yaş üstü vatandaşlara toplu ulaşımı yasaklayan baylar bayanlar, değil taksiye binmek otobüse basacağı akbilin bile hesabını yapmak zorunda olan vatandaşların sizler gibi özel şöförlü araçları yok. “Tok, açın hâlinden anlamaz” atasözünden mülhem sizler de özel araçlarınızla istediğiniz yere giderken galiba herkesi de kendiniz gibi istediği yere rahatlıkla gidebiliyor sanıyorsunuz ama fena yanılıyorsunuz.
Kim bilir duymadığımız daha ne mağduriyetler yaşanıyor. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada, otobüse binen 65 yaş üstü bir teyzenin otobüsten zorla indirilmesi videosu dolaşıyordu. Teyze, 3 apartmanın merdivenini sildiğini ve eve dönmek istediğini söylüyordu ama dinleyen kim! Teyzemiz sanki zevk olsun diye merdiven silmeye gidiyordu. İhtiyacı olmasa elalemin merdivenlerini 65 yaşından sonra silmeye gider mi? Bu teyzemiz gibi çalışmak zorunda olan 65 yaş ve üstü ne yapacak, zar zor kazandıkları yevmiyelerini taksicilere mi verecek!..
Medyaya yansıyan başka bir mağduriyet de Prof. Kadir Güzin’in belediye otobüsünden indirilmesi. Kadir hocayı, 65 yaşında olduğu için belediye otobüsünden indirmişler. Kadir hoca yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Ben 65 yaşında hekim hocayım. İstanbul Ataşehir'de 19E numaralı belediye otobüsüne bindim. İstanbul kartımı, hekimlik kartımı ve üniversitede rektörlükten aldığım izin kartımı göstermeme rağmen beni otobüsten indirdiler. Ayrıca otobüsün içindekiler dahi bana sahip çıkmadılar. 'Doktor bey, otobüsten in' diye üzerime yürüdüler. Biz sağlıkçıları alkışlamakla olmuyor. Bunu herkese bildirmenizi istiyorum. Üzüldüğüm şey binlerce hastayla gece gündüz ilgilenmem ve 450'nin üstünde asistan, doçent, profesör yetiştirmiş olmama rağmen, bu toplum bu kadar duyarsız ve nankör olabilir mi? İçişleri Bakanı bu yasayı çıkartırken resmi belgeyi bir otobüs şoförü bile kabul etmiyor. Bu durum beni ziyadesi ile üzdü."
Koskoca profesöre yapılan muameleye bakın, nereden bakarsanız bakın büyük ayıp, büyük rezillik!
Evet, yasak koymak kolay da halkın bu yasaklardan nasıl etkileneceği düşünmek yetkililer için zahmetli!..
Otobüse binemiyorsak yürüyelim halkım, yollar yürümekle aşınmaz.