Ebediyet yolculuðuna çýkan iki Müslümaný uðurlarken…

Dün Üsküdar -Baðlarbaþý'ndaki Marmara Ýlâhiyât Fakültesi Câmii'nde Öðle namazý sonrasýnda, Yeniden Millî Mücadele (YMM) hareketinin en önde gelen isimlerinden Aykut Edibali'nin; Ýkindi namazý sonrasýnda da, 50 yýlý aþkýn bir süredir kitaplarýyla ve günlük yazýlarýyla 'Hekimoðlu Ýsmail' diye bilinen Ömer Okçu Aðabey'in cenaze namazlarý kýlýndý. Her iki namazda da yüzleri-binlere baðlayan cemaatler vardý.

(YMM) hareketi denilince Aykut Edibali ilk akla gelen isimlerindedir. 1967'lerde o günün hele de Marksist-sol ideolojik cenahlarýn sistematik saldýrýlarý karþýsýnda bir direniþ odaðý ve çýkýþ yolu bulmak için, Ýslamî eðilimli kitleler arasýnda da bir yol ve yöntem arayýþý vardý. Erbakan Hareketi henüz yeni yeni filizlenme eþiðindeydi.

Kemalistlerle Marksistler ve sol diye tanýmlanan diðer bütün cereyanlarýn baðlýlarý fiilen bir ittifak halindeydiler.

O yýllarda, o zamana kadar Kemalistlerin gençlik merkez üssü olarak bilinen MTTB (Millî Türk Talebe Birliði), ilk kez, ailelerinin inanç deðerlerine baðlý gençlerin baþarý kazandýðý bir kongrede, Ýsmail Kahraman'ýn Genel Baþkan olmasý ve o çizginin daha sonra da, (merhûm) Burhaneddin Kayhan zamanýnda da sürmesiyle, yeni bir silkelenme ve kendine gelme sürecine girmiþti.

*

Alparslan Türkeþ liderliðindeki Ülkücü Gençlik ise, komunizan ve diðer solcu cereyanlarýn saldýrýlarýnda, kendilerine zor kullanýlmasý durumunda aynýyla mukabelede bulunulmasý gibi bir eðilimi yansýtýyorlardý. MTTB ise, daha çok, bilgi ve iman noktasýnda daha güçlü olmak için, neler yapýlmasý konusunda, -baþta merhûm Necîb Fâzýl olmak üzere- Müslüman kitle arasýnda muteber isim yapmýþ, üstad ve aðabeyler olarak bilinen isimlerin öncüðünde, iman ve ilimle mücehhez hummalý bir manevî güçlenme seferberliðine aðýrlýk vermekteydiler.

Ýþte o dönemde (YMM) hareketi, oluþmuþ ve hemen hemen her þehrin ismine Sancak teþkilatlarý kurularak ülke çapýnda bir yapýlanmaya gitmiþti. -Sanýrým-,29 Mayýs 1969'daydý, Ýstanbul'un Fetih yýldönümü þenlikleri Topkapý dýþýnda yapýldýktan sonra, hemen hemen her ilin isimlerinin yazýlý olduðu sancak flamalarýyla, on binlerce insan, taa Topkapý surlarýnýn oradan, trafiði de keserek Caðaloðlu'na kadar yaptýklarý ve saatlerce süren büyük gösteri yürüyüþüyle sosyal planda varlýklarýný en net þekilde görünür hale getirmiþlerdi.

O hareketin þekillenmesinde muhakkak ki, Aykut Edibali ve arkadaþlarý öncü durumundaydýlar ve Marksistlerin üniversite gençliðine 'bilimsel sosyalizm' teziyle çengel atmalarýna bilgi ve ideolojiyle mukavemet edebilmesi için; 'Ýlmî Sað' adýný verdikleri bir ideolojik tezle çýkmayý prensip edinmiþlerdi. Dergileri, ideolojik muhtevasýyla, geniþ kitlelere hitab etmese de, kendilerine baðlý gençlerin kendi aralarýndaki baðlýlýk, Anadolu'ya da yansýyordu.

O derginin kadrolarý, daha sonralarý 'Bayrak' adýyla yayýnlanan günlük bir gazeteye de kavuþmuþtu.

O hareketin içinde, bugün farklý yerlerde olsalar da, birçok isimler ülkenin tefekkür, edebiyat ve siyaset alanýnda kendilerine yer buldular. Ahmed Taþgetiren, Hüseyin Gülerce, Cemil Çiçek, Melih Gökçek, daha sonralarda Hamza Türkmen ,Muharrem Balcý gibi gençler bu isimlerden birkaç örnektir.. Bu arada bu hareketin içinde de ateþli hitabeleriyle ün kazanan vaizler vardý.

*

Bu hareket, daha sonra, bir takým iç yapýlanma deðiþikliklerine uðrasa da, Aykut Edibali bir marka isimdi ve 12 Eylûl 1980 Askerî Darbesi'nden sonra, çeþitli sosyal eðilimleri bir arada toplayarak 1983'de iktidara gelen Anavatan Partisi'nin, özellikle de Özal'ýn 1989'da Cumhurbaþkaný olmasýndan sonra siyasetteki gücünün erimesi ve Erbakan'ýn Refah Partisi'nin topluma yeni bir heyecan vermeye baþlamasýndan sonra.

1991 seçimleri öncesinde, Alpaslan Türkeþ'in MHP'si ve Aykut Edibali'nin Islahatçý Demokrasi Partisi, Erbakan'ýn Refah Partisi'nin þemsiyesi altýnda toplanarak, RP listelerinden seçime girdiler. Ve seçim sonrasýnda, Türkeþ de ayrýldý, o ittifaktan; Aykut Edibali de. Ama, her üç lider de milletvekili seçilmiþlerdi. (Daha sonra, Türkeþ'ten de Muhsin Yazýcýoðlu ve 6 milletvekili arkadaþý da ayrýldýlar.)

Ve ondan sonra Aykut Edibali'nin çok etkin bir siyasî çalýþmasý göze çarpmadý. Ama, bir Müslüman olarak, muhakkak ki, kendisine göre bir düþünce çerçevesi vardý. Dün cenaze namazý kýlýnmadan önce yapýlan tezkiye konuþmasýnda onun mücahidliðinden ayrý olarak, 'müctehid' olduðu da vurgulandý. Þahsen o nitelemeyle anýlacak bir Ýslamî -ilmî çalýþmasý ve mertebesi var mýydý, bilmiyorum. Allah rahmet eyleye.

*

Dün Ýkindi namazýndan sonra ebediyet yolculuðuna uðurladýðýmýz ve Müslüman efkâr-ý umûmiyesinde Hekimoðlu Ýsmail olarak isim yapan, gerçek ismi ise Ömer Okçu olan aðabey ise, en çok da, 'Minyeli Abdullah'isimli romanla derin bir ilgi ve sempati kazanmýþtý.

Minye, Güney Mýsýr'da, oradaki fir'avnî rejime karþý Müslümanlarýn direniþini anlatan bir eserdi ve zarûretler gereði, Mýsýr anlatýlmýþtý. Halbuki orada anlatýlanlar gerçekte hemen her Müslüman coðrafyasýndaki zorba rejimlerin Müslümanlara yaptýðý zulümlerdi.

Ömer Aðabey ayrýca, 1973'lerden itibaren, daha çok Risale-i Nûr cemaatlerine hitabeden gazete ve dergilerde yazýlar da yazýyordu. Meþreb farklýlýðý açýsýndan konulara farklý uslûblarla yaklaþsak bile, benden yaþça da büyük olmasý hasebiyle tavsiye ve irþadlarýný dikkatle dinlerdim.

*

Her iki Müslümana da çýktýklarý ebediyet yolculuðunda, rahmet-i ilâhî'nin yoldaþ olmasý niyazlarýmla...

*