Bugün tarihi bir gün. 14 Mayýs 1950 Türkiye'nin tek parti yönetiminden cumhuriyete geçtiði gündür!
Doðrudur cumhuriyet 1923 yýlýnda ilan edilmiþtir ancak 1950 yýlýna kadar geçen süre cumhuriyet deðildir. Tek parti saltanatýdýr!
Tek parti döneminin ne olduðu hep gizlenir.
Resmi tarih o dönemi de kutsar!
Oysa o dönem öyle bir baský dönemidir ki millet eline geçen ilk fýrsatta o dönemin sorumlularýný sandýða gömmüþ ve muhalefete mahkûm etmiþtir.
Gömmüþtür gömmesine ama o dönemin siyasi temsilcileri muhalefete düþmüþ olsalar da zihniyetleri hep iktidarda kalmýþtýr.
Ýþin garibi de günümüzün muhafazakâr milliyetçi siyaset ve fikir adamlarýnýn o baský döneminin sorumlularýna da güzellemeler yapmalarýdýr.
Kanaat önderi konumundaki herkes; yazar, akademisyen, gazeteci ve siyasetçilerin bence öncelikli olarak tarihi objektif olarak okumalarý ve objektif olarak deðerlendirmeleri gerekir.
Tek parti döneminde cumhuriyetin fabrika ayarlarý ve temel ilkeleri tek partinin temel ilkeleriyle deðiþtirilmiþtir!
Bugün kimi milliyetçi ve muhafazakârlar bilgi eksikliði sebebiyle o tek parti döneminin temel ilkelerini cumhuriyetin ilkeleri olarak görmekte ve deðerlendirmektedirler.
Ben bugün, hem Osmanlý devletinin yýkýlýþýný, hem cumhuriyete geçiþ sürecini ve günümüze kadar yaþanan tarihi olaylarý özetleyen bir kitap serisinden bahsetmek istiyorum.
4 kitaptan oluþan bu serinin ilki Ýçten Dýþtan Entrikalar adýný taþýyor.
Osmanlý'nýn içerden nasýl çökertildiðini, hangi sapkýn akýnlarýn yaygýnlaþtýrýldýðýný, haçlý zihniyetinin nasýl kýlýk deðiþtirdiðini, ittihatçýlarýn gerçek yüzünü, müellif 387 sayfaya sýðdýrmaya çalýþmýþ.
Ýkinci kitap, Devlet Yýkan Tefrikalar adýný taþýyor.
394 sayfalýk bu kitapta da Ýttihatçýlarýn koca devleti nasýl batýrdýklarýný, Ýngiliz Alman oyununa nasýl geldiklerini, Misak-ý Milli'yi, Milli Mücadele'yi, Sevr'i, Lozan'ý ve Osmanlý devletinin nasýl infaz edildiðini anlatýyor. Bildiklerimizle pek de örtüþmeyen fevkalade önemli bilgiler veriyor!
Üçüncü kitap Darbeden Beter Vesayetler adýný taþýyor.
404 sayfalýk bu kitap ise tek parti dönemindeki baský sisteminde milletin deðerleriyle nasýl mücadele edildiðini, þapkadan Ezan'a, Ayasofya'dan Latin harflerine kadar bilinenin ve öðretilenin ötesinde farklý bilgiler veriyor.
Bence bu serinin mutlaka okunmasý gereken en önemli kitabý bu kitap!
Dördüncü kitap Ýþgale Benzer Hýyanetler adýný taþýyor.
1950'den bu yana yaþananlarý, demokrasiye indirilen darbeleri, vesayet sistemini, terörü, 28 Þubat'ý, FETÖ'yü anlatýyor.
Müellif, "Bugünü Anlama Kýlavuzu" adýný verdiði serinin son kitabýný þu cümlelerle bitiriyor:
"Bizim problemimiz, güç kaynaðýmýz olan hafýzamýzýn sýfýrlanmýþ olmasýdýr.
Bu vesayet iþgalini önlemenin tek yolu ise bu dört kitapta özetlemeye çalýþtýðýmýz gerçeklerin bilinmesidir. Bugün boðuþtuðumuz emperyalist entrikalar, ancak bu þifrelerle çözülebilir.
Nitekim bize tarih diye sunulan narkozun etkisinden kurtulup, bir þeyler hatýrladýðýmýz son yýllarda her þey deðiþmeye baþlamýþtýr. Ayasofya camiinin açýlmasý bu deðiþimin sembolüdür.
Her gün biraz daha kabaran Haçlý Siyonist öfkenin sebebi de budur!
O halde doðru yoldayýz demektir.
Hafýzasý sýfýrlanarak sýradanlaþtýrýlan Türk milleti geçmiþiyle barýþarak yeniden doðacaktýr.
Kýsacasý yiðit düþtüðü yerden kalkacaktýr."
Bu dört kitabý ben altýný çizerek notlar alarak dikkatlice okudum. Kimi bilgi ve deðerlendirmelere itirazýmý da bizzat müellife bildirdim.
Ama Türkiye'de konuþan yazan siyaset yapan herkesin özellikle muhafazakâr milliyetçilerin KTB Yayýnlarý'ndan çýkan bu kitaplarý mutlaka okumalarý gereken bir kitap serisi olarak gördüm.
Müellif sizin de tanýdýðýnýz bir arkadaþýmýz; körler saðýrlar birbirine aðýrlar demeyesiniz diye adýný kasten yazmýyorum.
Ama müellifi de yayýnevini de kültür hayatýmýza kazandýrdýklarý bu seri için tebrik ediyorum.
Bugün yapýlan seçimden çýkacak sonuçlarýn da hayýrlý olmasýný diliyorum.