Cumhurbaþkanýmýz Erdoðan dünkü Ýl Baþkanlarý Toplantýsý’nda “Türkiye'de hemen her þeyin yerlisini ve millisini yaptýk. Sadece ana muhalefet konusunda bunu baþaramadýk. Ýnþallah milletimizle bunu da baþaracaðýz” deyince salondakiler alkýþlar eþliðinde gülmeye baþladýlar.
Erdoðan kendisinden emin, sakin ve rahat bir edayla, gündemdeki aðýr siyasi konularý ele aldý, ana muhalefeti ise nükteli sözlerle salvoya tuttu.
Gülmek herkese çok yakýþýr, siyasetçiye gülmek de güldürmek de yakýþýr. Siyasetin civa gibi aðýr havasýný daðýtmak ancak esprili ifadelerle mümkündür. En sert eleþtirileri mizah içinde kýrýp dökmeden yapabilirsiniz.
Nükte, mizah, espri, hiciv siyasetin tadý tuzudur.
Nükte ve mizah yapmak, aþaðýlamak, hakaret etmek, belden aþaðýya vurmak demek deðildir. Nükte, hem güldürür, hem düþündürür, hem de bir incelik ve zarafet ortaya koyar.
Osman Bölükbaþý’ndan Demirel’e, Özal’dan Erbakan’a kadar birçok siyasetçi mizahý etkili bir enstrüman olarak kullanmýþtýr. Liderlerin tarihe geçen sözleri arasýnda nükteli olanlar daha fazladýr.
Siyasetin doðasý bazen hamaseti ve sertleþmeyi gerektirir, bazen de espriyi ve yumuþatmayý…
Elbette her þeyi dozunda ve ayarýnda yapmak gerekir…
Sürekli espri yapan, her konuyu komikliðe çeviren siyasetçi iþi sulandýrmýþ olur ve siyasi aðýrlýðýný da kaybeder.
Erdoðan bir devlet adamý olarak ciddiyeti elden býrakmayan ama gerektiðinde de ince espriler yapan bir lider.
Erdoðan’ýn milli-yerli söylemi üzerinden CHP’ye yüklenmesi mizah boyutu olan bir siyasi gerçekliðe atýftýr.
Birçok konuda ‘harici bir göz ve ses’ gibi tavýrlar takýnmasý CHP’nin bu tür eleþtirilere maruz kalmasýna sebep oluyor.
En son Ýstanbul Belediye Baþkaný Ýmamoðlu’nun, Libya’da Hafter’le görüþen ve Türkiye aleyhine propaganda yapan Yunan Dýþiþleri Bakanýyla verdiði görüntü eleþtiri konusu oldu.
Nüktedanlýk ve mizah siyasete hem zarafet ve incelik getirir, hem de siyasi gerilim ve kutuplaþmayý azaltýr. Espri yapmak belli bir zekânýn, kültürün ve ince düþünüþün eseridir.
Rahmetli Erdal Ýnönü çok konuþmayan bir siyasetçiydi ama kültürü, birikimi ve zekâsýyla ince espriler yapardý.
Siyasetçinin kendine dokunduracak espriler yapmasý ise büyük bir özgüven ve kendiyle barýþýk olma halidir. Erdal beyin, siyasete neden girdiðini soranlara, “Ülkemi benden daha kötüleri yönetmesin diye” gibi manidar bir cevap verdiði söylenir.
“Ege bir Yunan gölü deðildir. Ege bir Türk gölü de deðildir. Binaenaleyh, Ege bir göl de deðildir” gibi birçok sözüyle siyasi mizahýn duayeni olan Rahmetli Demirel ile Rahmetli Özal’ýn nükteli atýþmalarý da Türk siyasetine çok þeyler katmýþtýr.
Demirel-Özal-Erbakan-Türkeþ arasýndaki siyasi rekabet kimi zaman aðýr ama çoðu zaman esprili bir üslupla yaþanmýþtýr.
Esprili üslubun siyasetin boðucu etkisini azalttýðýný söyleyen S. Seyfi Hoca’nýn dediði gibi, “esprili siyâset, bizim siyâsal kültürel kodlarýmýzýn baðlý olduðu Kýt'a Avrupasý siyâsetinde pek görülmez. Bu, daha çok Anglo-Sakson bir gelenektir”.
Buna raðmen Türk siyasetinde de esprili ve yumuþatýcý söylemin her geçen gün daha çok karþýlýk bulduðu söylenebilir.