Son sözü baþtan söyleyelim: Kemalizm diye bir ideoloji yoktur.
Olsaydý, adýný veren, fikir zeminini oluþturur, devletin tek rehberi olarak býrakýrdý.
Aksine, Gazi, o günkü adýyla Cumhuriyet Halk Fýrkasý’nýn genel ilkeleri üzerinde çalýþýrken Yakup Kadri’nin, “paþam, bu, her bakýmdan bir inkýlab partisidir. Ýnkýlab partisi ise bir ideolojiye, bir doktrine dayanmaksýzýn yürüyemez” sözlerini, “o zaman donar kalýrýz” diye (1) red eden özel bir karakterdir.
1932-1935 arasýnda Yakup Kadri Karaosmanoðlu, Þevket Süreyya Aydemir, Vedat Nedim Tör, Burhan Asaf Belge, Ýsmail Hüsrev Tökin’in çýkardýðý Kadro dergisinde ideoloji arayýþýna yol vermiþ, iþin Marksizme kaymasýyla dergiyi kapattýrýp, Kadrocularý da daðýtmýþtýr.
Ayný dönemde faþizmi inceleyip, “bu ideoloji Türk inkýlabýna uygundur” diyerek ortalýða dökülen, Recep Peker’in ipini çeken de Gazi’dir.
( Peker, TBMM üzerinde bir ‘Faþist Konsey’ kurulmasýný öngören rapor yazmýþ, rapor Baþbakan Ýsmet Ýnönü’nün imzasýyla onaylanmýþtý, ertesi gün genel sekreterlik görevinden aldý, Ýnönü’yü azledip (1937) yerine Celal Bayar’ý getirdi, M.Kemal öyküleriyle servet kazananlar bunlarý anlatmaz.)
SÖMÜRGECÝNÝN UYDURDUÐU KELÝME…
Esasen, Çankaya’daki o ünlü sofraya davet edilip, “ben bir Kemalistim” deseydiniz, bizzat Mustafa Kemal’den dayak yerdiniz!..
Kemalist kelimesi ilk kez, 1920’de Ýngiliz Yüksek Komiseri De Robeck tarafýndan kullanýlmýþtýr, tam karþýlýðý, “eþkýya” demektir.
Kuvvayý Milliye’yi aþaðýlamak için Avrupa sömürge basýný, Kemalist kelimesini þaki anlamýnda kullandý, bu nedenle, Atatürk ölene kadar devletin yapýlanmasý süreci “Türk Devrimi (Ýnkýlabý)” olarak adlandýrýldý.
Ýdeolojik deðildir, bir eylem biçimidir, tercih, doðrudan Gazi’den kaynaklanýr.
“Eylem halinde olmak” 2 yerde ölümcül hataya neden olmuþtur: 1- Laiklik kavramýnýn zorlamasý dinde reformculuðun doðmasýna ve ezanýn Türkçe okunmasýna kadar varmýþ, 2- Cumhuriyet hükümetinin kanunlarýnýn uygulanmasýndaki kararlýlýk kontrolden çýkýnca Dersim Katliamý yaþanmýþtýr.
Bir eylem ve mücadele önderini hata-sevap hattýnda deðerlendirmek normaldir, bu bizi asla 100 yýllýk tartýþma anaforuna çekmemelidir.
PENTAGON KEMALÝZM’Ý…
Kemalizm bir kavram olarak Gazi’nin ölümünden sonra, 40’larda faþizm-komünizm ekseninde yaþanýlan hesaplaþmaya, Türkiye açýsýndan “üçüncü yol” oluþturmak için öne çýkarýldý.
1951 yýlýnda terk edilen kavramý, 27 Mayýs 1960 Darbesi ile birlikte keþfeden Pentagon’dur.
“NATO ve CENTO’ya baðlý” ama “Kemalist”(!) kimlik Türkiye’yi, askeri vesayet üzerinden darbelerle elinde tutmaya kararlý Amerika’nýn eseridir.
Tepkisi de olmuþtur, 1971’de Cemal Madanoðlu liderliðindeki cunta giriþimi, “Amerikancý Kemalizm’e karþý sol-Kemalist” denilen bir harekettir, ucubedir, Hasan Cemal mesela bu konunun uzmanýdýr.
1971-1980 ve 28 Þubat askeri müdahalelerinin “Kemalist” görünümlü ama aslýnda “Amerikancý” kimlik taþýmasý (28 Þubat’a Ýsrail kimliði de bulaþmýþtýr) bir tesadüf olabilir mi, hayýr!..
BANDIRMA VAPURU DOKTRÝNÝ…
Gazi’nin býraktýðý tek gerçek, Bandýrma Vapuru Doktrini’dir. Kuvvayý Milliye ruhu esas zemindir.
Partiler üstü, dini-etnik aidiyete dayanmayan, milletin tamamýný kucaklayan eylem biçimidir.
Emperyalistle iþbirliði yapmaz, memleket saldýrý altýndaysa “orta yolcu” davranmaz, tüm makam ve rütbelerinden sýyrýlýr, sine-i millet üzerinden tam baðýmsýzlýk mücadelesinin neferi olur.
15 Temmuz gecesi Saraçhane, Vatan Caddesi veya Çengelköy’de aptestini alýp hainin üzerine “Allahüekber” diyerek yürüyen muhafazakarla, Kumkapý veya Boðaz’daki içkili lokantalardan çýkýp gelenleri bir cephede buluþturan miras budur.
Türkiye’nin ana çeliþkisi muhafazakar-laik deðildir, ana çeliþki vatanseverler ile emperyalizmin iþbirlikçileri arasýndadýr.
Kendini iyi saklamýþ kripto FETÖ’cü olsam, 15 Temmuz gecesi ortaya çýkan “yeniden Kuvvayý Milliye ruhunu” bölmek için “Kemalizm tartýþmalarýnýn” üzerine atlardým, çok þükür, deðilim.
(1)Tek Adam, Þ. Süreyya Aydemir.