Başkan Erdoğan'ın da söylediği gibi milli eğitimde ve kültürde özlenen seviye yakalanamadı. Fiziki şartları iyileştirilen 7 buçuk milyar olan bütçesi 147 milyara çıkarılan milli eğitim kurumlarında müfredat olarak ideal nesil yetiştirecek değişim gerçekleşmedi.
Her ne kadar imam hatip liselerinin sayısı artmış olsa da, Kuran ve Siyer dersi bütün okullarda seçmeli ders haline getirilse de, müfredat eski Türkiye'nin vesayetçi zihniyetinin ürünlerinden kurtarılamadı. Okullarımız yeni kuşaklara özlenen ruhu aşılamakta başarılı oldu diyemeyiz.
İyi niyetle kültür bakanlığını turizm bakanlığıyla birleştirdik ama kültür, turizmin gölgesinde kaldı ve orada da beklenen netice hâsıl olmadı.
Milli ve manevi değerlerle yoğrulmuş bir nesil yetiştirme hususunda milli eğitim ve kültür bakanlıklarının başaramadığını TRT tek başına yayınladığı kimi programlarla başarma yolunda önemli mesafe kat etti dersem abartmış olmam.
Ve bence TRT'nin bu istikamette yeni kuşaklara ruh aşılayan projelerinin başında Diriliş Ertuğrul, Payitaht, Osmanlı Tokadı, Kuruluş Büyük Selçuklu gibi başarılı diziler gelmektedir. Yeni başlayan Teşkilat dizisi ise güven ve moral veren içeriğiyle milleti ekranlara kilitlemeyi başardı.
Ama benim her hafta gününün gelmesini beklediğim favori dizim 'Gönül Dağı' oldu.
Kimi absürtlüklerine ve abartılarına rağmen Gönül Dağı'nda İç Anadolu kültürünü yansıtan başarılı bir senaryo ve fevkalade başarılı bir kadro dikkat çekiyor.
Hemen her bölümünde insanı duygulandıran ve güldüren sahneler başarıyla ekrana yansıtılmış Gönül Dağı'nda.
Evet, incelikleri öylesine yakalamış ki yeri geliyor ağlatıyor, yeri geliyor güldürüyor.
Sürekli savaş sahnelerinin, şiddet olaylarının yer aldığı dizilerden sonra kâh güldüren kah ağlatan bu dizide eminim Anadolu insanı kendisinden bir kesit bulacaktır.
Son bölümde Ramazan ayına hazırlıklar, iftarlar ve sahurlar canlandırılmış. Anadolu insanının samimi duyguları şehirde ve aile içinde yaşananlar o kadar gerçekçi bir şekilde yansıtılmış ki kâh tebessüm ediyorsunuz kâh hüzünleniyorsunuz seyrederken.
Anadolu insanının dayanışması, sevdaları, hüzün ve sevinçleri rekabetleri hatta kıskançlıkları öylesine doğal biçimde işlenmiş ki her seferinde hem senaryoyu yazanlara hem oyunculara aferin demekten kendimi alamıyorum.
Toplumu bütün yönleriyle yansıtmayı başarmış. Tabii ki satır aralarına çok güzel kimi mesajlar yerleştirilmiş ama ideolojik takılmamış. Anadolu'yu anlatmış. Sokağını, çarşısını, camiini, hastanesini, belediyesini, esnafını, memurunu, gencini ihtiyarını, kadınını, çocuğunu olduğu gibi yansıtmış.
Senaryoda herkes başrolde. Herkesin bir hikâyesi var ve her bölümde birinin veya birkaçının hikâyesini izliyoruz. Kimi abartılara ve absürtlüklere rağmen diziye doğallık hâkim. Bence diziyi cazip kılan da bu doğal içeriği olmuş.
Gönül Dağı'nda Anadolu insanının güzellikleri öyle doğal bir şekilde anlatılıyor ve seyirciye öyle güzel duygular yaşatıyor ki, işte milli eğitim budur, işte milli kültür budur dedirtiyor insana.
Bu senaryoyu kaleme alanları, yönetmenini, oyuncularını, emeği geçen herkesi ve tabii ki bu imkânı sağlayan TRT yönetimini kutluyorum.
Bu güzel dizinin akıbeti inşallah Yeşil Deniz dizisi gibi olmaz. Yeşil Deniz, Ege yöresinin güzelliklerini anlatan son derece başarılı bir diziydi final yapmadan birden bire kaldırıldı.
Aynı hatayı yaşamayız inşallah.