Ferudun Niğdelioğlu
Ferudun Niğdelioğlu
Tüm Yazıları

Gücümüz, kendi ligimize yeter!

Fenerbahçe ve Galatasaray, ligin çok üstünde takım kurdu. Bu takımlar kendi aralarındaki maçlarda puan kaybetmezse ancak bir futbol mucizesi olursa puan kaybeder. Ligin ilk haftasında Kayserispor, Galatasaray'a karşı böyle bir mucizeyi gerçekleştirdi. Bu maçın ardından Galatasaray sekiz hafta hiç puan kaybetmedi. Fenerbahçe ise tarihi bir rekora imza atarak dokuz haftalık lig periyodunu namağlup sürdürüyor.

Salı akşamı Galatasaray'ı, Bayern karşısında izleyince bir önceki köşemde yazdıklarımın ne denli isabetli olduğunu gördüm. Çizgi üstü bir takım kuran Galatasaray, kendinden beş kat maliyetli Bayern karşısında ancak 60 dakika başa baş futbol oynayabildi. Sonrasında Bayern sürprize izin vermedi ve 30 dakikalık oyunla Galatasaray'ı yendi.

İşte anlatmak istediğim tam da buydu. Kadro farkı bu kadar büyükken galibiyet ihtimali ancak bir futbol mucizesinin gerçekleşmesi ile mümkün olabiliyor.

-Peki, Galatasaray bu kadroyu ligimiz için mi kurdu?

Akla, "Demek ki öyleymiş" demekten başka bir şey gelmiyor.

-Peki, bu kadronun yatırım maliyetinin lig şampiyonluğu ihtimalinde karşılanması mümkün mü?

Elbette ki mümkün değil.

Sonuç; lig şampiyonluğu ile oyalanacak büyük kitleler, her sezonun başında kurulan yeni kadrolar için yapılan devasa yatırımlar, bitmek tükenmek bilmeyen; hatta her yıl katlanarak büyüyen borçlar ve borçları yapılandırmak, ötelemek için devlete başvurmalar, ağlamalar.

Bunun bir sonu olacak mı? Devlet, büyük kitlelerin desteklediği futbol kulüplerine yıllardır artarak süren popülist yaklaşımını bırakmadığı sürece bu mümkün değil. Böyle gelmiş, böyle gider. Büyük kulüpler, borçlanarak büyüyen ekonomileri ile ligi domine etmeye devam eder. Anadolu kulüpleri de ağızlarına çalınan bir kaşık bal ile mucize kovalar durur. Sorana da "Avrupa'nın en büyük 5. ligi bizimdir" der geçeriz.

Salı akşamının bize gösterdiği bir başka gerçek ise Şampiyonlar Ligi seviyesinin sosyal medyadan yönetilen kulüplerimiz için aşırı yüksek olduğu. Fenerbahçe'den yediğin Szymanski ve Fred transfer çalımına sosyal medya tepkilerini dindirmek için Zaha, Tete ve Ziyech ile cevap vermeye kalkar, Fenerbahçe'nin sosyal medyadan 6 numara konusunda topa tutulmasına cevap olarak Ndombele'yi alırsan sonuç salı akşamındaki gibi olur. Geçen yılki şampiyon kadronu bozup en önemli üç oyuncundan biri olan Rashica'yı elde tutamazsan hüsrana uğramaktan kaçamazsın. Kadro mühendisliğini sosyal medya beğenileri ile yapar, yaptığın transferler ile takımı çorbaya çevirir, Rashica'nın yerine transfer ettiğin Zaha oynasın diye Kerem'e pozisyon değiştirtirsen sonuç Bayern gecesi gibi olur.

Özetlemek gerekirse ligimiz o kadar zayıf ki kadronu ligin katbekat üstünde kaliteli futbolcularla kurarsan ligde yenilmez bir armada olabilirsin ama Şampiyonlar Ligi seviyesinde sana o şansı vermezler. Karşındaki Bayern Münih, transferlerini iki sezon öncesinden yapan, giden oyuncusunun yerine daha düşük performans bir futbolcuyu asla transfer etmeyen, gerçek kadro mühendisleri tarafından kurulmuş makine gibi bir kadroya sahip. Sana hiçbir şans vermez. Seni 60 dakika heyecanlandırır ama sonuçta vurur geçer.

Son notum Sayın Erden Timur'a: Saha sonuçları iyi olduğunda sosyal medyada arkandan güçlü bir rüzgar eser. Sakın buna aldanmayasın. Sakın bu rüzgara kanıp büyük sözler sarf etmeyesin (ki ettin ve yine edeceksin). Önünde Rizespor, Kasımpaşa ve Hatayspor maçları var. Rize ve Hatay maçları deplasmanda oynanacak. Bu maçlarda da Kayseri'de olduğu gibi bir futbol mucizesi gerçekleşir de Galatasaray puan kaybederse, arkadan esen o rüzgar seni tarumar eder.

Benden söylemesi.