Gündüz kuþaklarý tam bir vehamet...

Sabah haberlerinden, akþam haberlerine kadar kalan süreye, -gündüz kuþaðý deniyor- ekranlar iðneli fýçý gibi... Birbirleriyle adeta kötücüllük yarýþmasýna girmiþ bu programlarda, öldürme, tecavüz, hýrsýzlýk, aldatma, dolandýrýcýlýk, yalan, kýskançlýk, küfür had safhada...

Televizyonlardaki gündüz kuþaðý programlarýnda toplumun kafasýndan aþaðý boþaltýlan bu karanlýk seliyle, bireysel olarak uðraþmanýn yetersiz kalacaðýný hepimiz biliyoruz. Hem aileyi, hem kadýný, hem çocuðu, genci, yaþlýyý, engelliyi, yoksulu hasýlý insaný gözetmekle yükümlü resmi kurumlar var. Sivil toplum gruplarý var... Onlar nasýl sessiz, aldýrýþsýz, susmaktalar anlamanýn imkaný yok...

Eleþtirdiðimizde; "Programlarda gösterdiðimiz þeyler gerçektir, bunlar hayatýn içinde olan þeyler' deniyor. Mahkemelerde bile basýna kapalý devam edecek konular halk mahkemesine evirilmiþ stüdyolarda cereyan ediyor. Hayatýn içinde bunlardan baþka þeyler yok mu Allah aþkýna? Karýsý baþka bir adamla kaçan adamýn evine kamerayla girip, oda oda gezdikten sonra, kamerayý camdan dýþarý çýkartarak iþte þu karþýki dükkanýn sahibiyle kaçtý demek, ardýndan da zavallý adama "aman üzülme be, sen de yemek yarýþmasýna katýlýrsýn' demek, adamýn karþýsýnda kahkahayla gülüþmek, bir kaç gün sonra da adamýn intihar ettiðini bu sefer çok da soðuk bir yüzle duyurmak... Bu nasýl bir otomatik maske?

Bu programlar eþliðinde verilen vak'a profilleri, toplumumuzu resmetmek açýsýndan bir ölçüt olabilir mi? Bu programlardaki kiþi ve olaylara bakarak, toplumumuz hakkýnda genel bir yargýya varýlabilir mi? Bu programlar bizi yansýtýyor diyebilir miyiz?

Þayet öyleyse, ne siyasetin, ne milli eðitimin, ne de diyanetin böylesi kokuþmuþ, yozlaþmýþ bir toplumla yapacaðý hiç bir þey kalmamýþ demektir... Kardeþini para için öldürenler mi, torununa tecavüz edenler mi, kocasýný soyup soðana çevirip bir pavyonda çalýþmaya kaçanlar mý, engelli kýzýný dilendirenler mi, zeka özrü olan oðlunu kýþýn eve almayanlar mý, kaynanasýný zehirleyip, babasýný býçaklayanlar mý, dahil olduðu uyuþturucu çetelerinden, anne babasýna küfredenler mi? Zývanadan çýkmýþ ve suç makinasýna dönüþmüþ bir toplum anlatýlýyor bu programlarda, hem de saatler boyunca...

Bizim aslýnda hiç düþmana ihtiyacýmýz yok diyorsunuz bunca suçu üstelik iç içe geçmiþ halde izlerken... Birbirinin kurdu olmuþ, birbirini delik deþik etmiþ aileler, akrabalar, komþular...

Peki, ne yapacaðýz? Sýra insana ne zaman gelecek? Bu toplumsal hale gelmiþ çöküntünün altýndan kalkmak, belki de ekonomik anlamda ilerlemenin, sanayi kalkýnmasýnýn da ötesinde zorlu ve emek isteyen bir iþ...

Tüm dünyada olduðu gibi Cumhuriyetçi partilerin alameti farikasý olan aile hassasiyeti, elbette bizim Hükümetimizde de var. Özellikle Cumhurbaþkanýmýz aileci söylemiyle, ailenin toplum ve devletin temeli olduðu fikriyatýyla kuruyor insani politikalarýný... Peki, gündüz kuþaklarýnda seyrettiðimiz o vahim vakalar hangi toplumda geçiyor?

Milli Eðitim, belki de bu tür programlarýn en aðýr yükünü çeken bakanlýk... Evden kaçanlar, okuldan kaçanlar, madde baðýmlýlarý, cinsel suçlara karýþmýþ veya maðduru olmuþ küçükler ve gençler, kimsesizler, þiddet görmüþ çocuklar... Bu alacakaranlýk kuþaðýný aydýnlatacak öðretmenlerimize, müdürlerimize Allah; güç ve dayanýklýlýk, sabýr ve sonsuz sevgi kaynaðý bir kalp versin.

Ya Diyanet kurumu? Ýnsan varoluþunu, vicdani sorumluluk, ödev ve görevlerden ibaret görmeyip, gönüllere huzur, sevgi, saygý ve güzel ahlaký yaygýnlaþtýrmak için neler yapýlabilir konusunda belki de ilk akla gelen kurum... Diyanet Ýþleri Baþkanlýðýmýz bünyesinde, aile irþad bürolarý var, gençlik merkezleri, kadýn merkezleri var, psikologlar, sosyologlar, pedagoglar var... Peki, gündüz kuþaklarýnda çizilen toplum profili hakkýnda acaba ilahiyatçýlarýmýz neler düþünüyor? Bu programlarýn usulü hakkýnda, kullanýlan ekran dili ve yöntem hakkýnda ne diyorlar?

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanýmýz, Av. Derya Yanýk Hanýmefendi, bu tür sosyal yaralarla genç yaþlardan beri ilgilenen saðduyulu ve sorumluluk sahibi bir hukukçudur. Gündüz kuþaklarýndaki hoyrat yöntemlerle bir salgýn gibi pompalanan kötücüllük ve suç makinasýna dönüþmüþ toplum imajý hakkýnda elbette düþündükleri vardýr. Keþke eðitimcilerden, hukukçulardan, psikologlardan, ilahiyatçýlardan, sosyologlardan oluþan geniþ bir istiþare toplantýsý yapýlsa, mesele hakkýnda ciddi bakýþ açýlarý konabilse ortaya...