M. Yalçýn Yýlmaz
M. Yalçýn Yýlmaz
Tüm Yazýlarý

Gurbetçiye mikrofon uzatmayýn!

Almanya ile göç anlaþmasýnýn 61. yýlýndayýz.

1961 tarihli anlaþmanýn imzalandýðý günlerde kýrsaldaki nüfusun geçim derdi büyüktü. Anadolu'nun pek çok bölgesinden çalýþmak için trenlere binip gurbete gittiler. Baþlangýçta kýsa süreli olacaðý düþünülen bu yolculuk traktör parasý yahut tarla parasý biriktirmek içindi.

Ýlhan Amca anasýný, babasýný, çocuklarýný býrakarak gitmiþti Köln'e. Yýllarca evlat hasreti çekmiþ ve yârini düþlemiþti. 35 sene çalýþtýðý gurbette gördüklerini, öðrendiklerini memleketine taþýdý.

Ýlk gidenler emekli olup döndüler. Köylerine yenilik getirdiler. Ýki katlý bahçeli evler yaptýlar memleketlerine. Analarý kaloriferle ýsýnsýn istediler. Kimileri asansörlü binalar inþa etti, kimi otobüs, kamyon aldý. Kimi fabrikadaki ustalýðýný buraya taþýdý, atölye açtý, fabrika kurdu.

Göç bambaþka bir hayata yolculuk anlamýna gelmiþti onlara; çok þey öðretmiþti. Daha çok çalýþmayý ve üretmeyi bir hayat tarzý yapmýþtý.

Bugünlerde gurbetçi plakalarýný tekrar görmeye baþladýk yollarda. Kimi hasretle ailesine ulaþma heyecanýnda kimi de hüzünle Kapýkule'ye doðru yol alýyor. Onlar bizim en büyük destekçimiz. Kovid salgýný biter bitmez vatanlarýna koþtular ve akrabalarýyla kucaklaþtýlar.

Onlar birikimlerini Okyanus adalarýnda harcamayýp tatil beldelerimize döviz getiriyorlar.

Yazlýklarýný ve hatta emeklilik evlerini bu ülkede alýyorlar.

Zekatlarýný hemþehrilerine, kurbanlarýný bu ülkenin yardým kuruluþlarýna yolluyorlar. Depremde, afette memleketlerine kol kanat oluyorlar.

Onlar saðcýsýyla solcusuyla bu topraðýn çocuklarý. Bütün renkleriyle, zevkleriyle vatan hasretini uzaklarda hisseden canlarýmýz.

Doðduðu topraklarý hiç unutmayan ve her akþam Türk televizyonlarýný seyreden yurttaþlarýmýz.

Burada "Almancý" orada "Ausländer[yabancý]" denilen gurbetçilerimiz iþ gücüne katýlýmda artýk üçüncü hatta dördüncü kuþak.

Onlar artýk vergi veren, istihdam üreten Avrupa'nýn dinamik Türkleri.

Bizim ne kadar ülkemizi ve siyasetçilerimizi eleþtirme/takdir etme hakkýmýz varsa onlarýn da var.

Kapýkuleden Kars'a kadar bu ülkenin sahipleri onlar. Avrupa'da futbol takýmlarýmýzý yalnýz býrakmayan onlar. Biz de onlara layýk olmalýyýz. Çünkü 60 senedir kazandýklarýný bu ülkeye getirdiler ve kalkýnmamýzda büyük paya sahipler.

Onlar Avrupa'daki marketlere Türk mamüllerini soktular. Makarnamýz, bulgurumuz, salçamýz, kayýsýmýz, çayýmýz, fýndýðýmýz, incirimiz Avrupa'ya ihraç ediliyorsa en büyük pay onlarýndýr.

Üç haftalýk yýllýk iznini Türkiye'de geçirmek için binlerce kilometre yol kat eden gurbetçimize mikrofon uzatacaksýnýz. O konuþmayacak da kim konuþacak bu ülke hakkýnda.

Bu ülke hakkýnda söylediklerinin hatasý da sevabý da bizim elbette. Avrupa'yla karþýlaþtýracak elbette. Niye rahatsýz olalým. O; Karslý, Yozgatlý, Edirneli, Afyonlu... Duble yolla övünecek, köprülerle gurur duyacak, havalimanýmýzla hava atacak tabii ki. Ülkemizi her alanda karþýlaþtýrabilecek görgüye ve bilgiye sahipler. Onlar da siyaset yapacak ve onlar da politika konuþacaklar. Yurtdýþýnda yaþadýklarý için onlarý bir fanusa hapsetmeye çalýþanlar emin olun jakoben bir zihnin son kalýntýlarý.

Onlar ülkemizin noksanlarýný da dile getirecek elbet. Biz sayýlarý 5 milyonu bulan gurbetçimizi artýk Avrupalý Türkler diye tanýmlýyoruz. Onlar bulunduklarý ülkeye uyum saðlamakla mükellef belki ancak bu ülkenin de öz evlatlarý. Avrupa'daki çifte standardý, yabancý düþmanlýðýný, Solingen faciasýný, cami duvarlarýna yazýlanlarý en iyi onlar biliyor.