Hadsize haddini bildirmek

Baþkan Erdoðan yönetimindeki Türkiye, emperyalizmin Suriye’nin kuzeyinde ABD/Ýsrail güdümlü bir kukla yönetim oluþtumasýna geçit vermemiþtir.

Emperyalizm Türkiye’de kendi planýna itiraz etmeyecek bir yönetim hayal etmektedir.

Bu nedenle de Baþkan Erdoðan’dan ‘bir þekilde’ kurtulmayý hedeflemekte bunu da himaye ettiði terör örgütleri (PYD/PKK ve FETÖ) aracýlýðýyla kamuoyuna zerk etmektedir.

Bu iki terör örgütüne kol kanat geren bir diðer çevre AB özellikle de Almanya’dýr. Son zamanlarda Alman merkezli finansal kurumlarýn Türkiye’nin iflas ettiðine/edeceðine dair yayýnlarý dikkat çekicidir.

Öyle anlaþýlýyor ki CHP, bu propagandalarýn etkisinde kalarak baþkan Erdoðan’ýn çok yakýnda yönetimden uzaklaþacaðýný hayal ediyor.

CHP Grup baþkanvekili Özgür Özel’in 29 Nisan’da ‘Saray rejiminin, Saray düzeninin sonu geliyor.’ Ýstanbul il baþkaný Canan Kaftancýoðlu’nun, ‘Bir erken seçimle veya baþka bir þekilde.. Ýktidar deðiþikliði deðil bir sistem deðiþikliðine gidiþatý görüyorum ve böyle olacaktýr’ kehanetlerinin kaynaðýnda da emperyalist çevrelerden aldýklarý iþaret yatmaktadýr diye düþünüyorum..

Referandumla gelen baþkanlýk sistemini ve seçimle iþbaþýna gelmiþ olan Baþkan Erdoðan’ý, saray rejimi diyerek, tek adam diyerek karalamaya çalýþýrken Anadolu tabiriyle kendi gözündeki merteði görmeyip baþkasýnýn gözündeki saman çöpüne söz eden zavallýlara benziyorlar.

Çünkü CHP 1950 yýlýna kadar bu ülkeyi hiçbir partiye izin vermeden tek adam rejimiyle, kuvvetler birliði ilkesiyle ve baský ile yönetmiþtir.

Millet ilk serbest seçimlerde bu jakoben zihniyete gereken dersi vermiþ ve o gün bugün CHP tek baþýna iktidar olacak desteði bulamamýþtýr.

Ancak vesayet sistemi sayesinde CHP zihniyeti 2010 yýlýna kadar bürokraside hükmünü sürdürmüþ, zaman zaman da koalisyon hükümetleriyle yönetime doðrudan ortak olmuþtur

2010 yýlýndaki referandum ile Türkiye vesayet sisteminden dolayýsýyla bürokrasideki CHP zihniyetinden büyük oranda kurtulmuþ, baþkanlýk sistemine geçerek de CHP zihniyetinin yönetime doðrudan ortak olabilme imkânýný da bertaraf etmiþtir.

Ýþte CHP’deki telaþýn ve saldýrganlýðýn temelinde bu gerçek yatmaktadýr.

Son yerel seçimler CHP’ye moral pompalamýþ o gün bugün yarýn iktidar olacaklarmýþ gibi esip gürlemektedirler.

Ancak son günlerde kullandýklarý dil haddi aþan ve toplumu geren bir dil olmuþtur.

Yukarda bahsettiðim emperyalist çevrelerden gelen sufle ile olsa gerek ki Özel, ‘Saray rejiminin sonu geliyor.’ diyor.

Sanki mevcut devlet TC devleti deðilmiþ gibi, ‘Türkiye Cumhuriyeti devleti gelir’ diyerek mevcut yönetimin meþru olmadýðýný açýkça söylüyor ki bu bir FETÖ aðzýdýr.

Ýl Baþkaný ise, ‘erken seçimle yada bir þekilde’ diyerek hükümetin deðil sistemin çok yakýnda deðiþeceðine inandýðýný söylüyor.

Bu iki pervasýzýn meramýna Evrensel yazarý Raðýp Zarakolu açýklýk getirdi. 5 Mayýs tarihli yazýsýnýn baþýna Menderes ve Erdoðan’ýn resmini yan yana koyup Makus kaderden kaçýþ yok’ baþlýðý attý. Böylece demek istiyordu ki nasýl Menderes idam edildiyse Erdoðan da öyle idam edilecektir.

Bu üç açýklama yan yana gelince toplumda darbe tartýþmasý baþladý.

Bu üç hadsizi savunanlar AK Parti’nin tepkisini eleþtirmeye baþladýlar.

Oysa herkes ve her çevre çok iyi biliyor ki bu ülkede artýk silahlý darbeye bu millet geçit vermez.

Bunu bildikleri halde pervasýzca darbe imasýnda bulunanlara elbette ki tepki gösterilecektir

Herkes haddini bilecek. Bilmeyene de bildirilecek. Ne demiþ atalar: “Hadsize haddini bildirmek, 40 yetime kaftan giydirmekten evlâdýr!”