Hakkâri kararı turnusol kâğıdı gibi

DEM Partili milletvekilleri önceki gün Meclis Genel Kurulunda kürsüyü işgal etti. Ellerinde "belediyeler bizimdir, gaspa izin vermeyeceğiz" yazan pankartlar vardı. "Siz kimsiniz, kim adına konuşuyorsunuz?" sorusunun cevabı yoktu. AK Parti milletvekilleri uzayan protesto ve kürsü işgaline "kahrolsun PKK" karşılığını verince ortalık karıştı, Meclis çalışmalarına bir süre ara verildi. Ama sözlü tartışmaların kavgaya dönüşmesi engellenemedi. İtiş kakışlar sonucu yere düşenler vesaire oldu.

Baştan sona çirkindi.

Özetlediğim bu sahnede "yasama organı" bünyesinde yasama faaliyetlerine dair bir söz alış mı var sizce yoksa başka yerde propaganda yapamayanların gürültülü şekilde sahne alışı mı var?

Bana göre ikincisi.

Bu gürültülü patırtılı, itiş kakışlı propagandaya sebep olan olay bildiğiniz gibi, görevden uzaklaştırılan DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçundan 19,5 yıl hapis cezasına çarptırılmış olması.

Yani?

Yani DEM Partililer, bir parçası oldukları TBMM'nin çıkardığı Türk Ceza Kanunu'na göre yargılanıp suçlu bulunan bir hükümlüğü "neden görevden aldınız" diye feveran ediyor!

İstiyorlar ki bu terör suçlusu 2009-2013 yılları arasında olduğu gibi PKK'ya alan açsın, belediye imkanlarını terör örgütünün hizmetine sunsun, PKK adına Hakkarili vatandaştan "vergi" toplasın, vatandaşın ortaokula giden çocuklarını dağa kaldırsın, çocukları suça bulaştırsın, molotof kokteyli atarak yaksın yıksın...

"Belediye başkanı yetkisini ve bütçesini PKK adına kullanması engellendi" diyemedikleri için seçimden, millet iradesinden, demokrasiden bahsediyorlar!

"Terör suçlusu" diyemedikleri için "dava siyasi" diyorlar!

"PKK nedeniyle görevden alındı" diyemedikleri için "yerine kayyum atandı" diyorlar.

Savundukları Mehmet Sıddık Akış'ın yöneticiliğini yaptığı PKK'nın 2009-2013 arasında Hakkari'de şehit ettiği askerlerden, polislerden, öğretmenlerden, mühendislerden zaten hiç söz etmiyorlar!

Bunun kendilerine hatırlatılmasını da istemiyorlar!

Ama elbet hatırlatılacak!

Şehitlerin aziz hatırası en güzel şekilde yaşatılırken katillere methiye düzenlerin de fırsat kollayanların da karşısında olunacak!

Doğrusu budur.

Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan da buna yakın bir şey söyledi.

Anadolu Yayıncılar Federasyonu tarafından verilen medya ödülleri programında "Yargının Hakkari ile ilgili vermiş olduğu karar kimseyi rahatsız etmesin. Belediyeler kimsenin arka bahçesi değildir. Belediyeler sırtını Kandil'e yaslayanların hiç değildir" diyerek yargı kararından siyasi sonuç çıkarmaya çalışanlara turnusol kağıdı tuttu.

Durumu çarpıtmaya çalışan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e "DEM Partililere kefil olmadan önce dur bir bak" uyarısı yaptı.

"Mesele demokrasi değil terör, kayyum değil PKK" dedi bir manada.

Turnusol kağıdının gösterdiği şudur:

DEM Partililer halk desteği bulamadığı için sokakları karıştırmayı başaramıyorlar ama dokunulmazlıklarını kullanarak Meclis'i karıştırmayı beceriyorlar.

Bu da bir başarı elbette!

Terörle mücadelede nerede olduğumuzun da özeti gibi bu:

Dağdaki, ovadaki, sokaktaki terörü bitiyorsun ama terör propagandası yapan seçilmişlerin TBMM'de terör estirmesini önleyemiyorsun!

TÜRKMEDYA'YA ÖDÜL

Dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından düzenlenen '8. Anadolu Medya Ödülleri' töreni vardı. Törene Cumhurbaşkanı Erdoğan da katıldı.

TürkMedya İcra Kurulu Başkanı Murat Çiçek, Anadolu Yayıncılar Derneği tarafından "yılın medya grubu yöneticisi" seçildi. Murat Çiçek ödülünü Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ellerinden aldı. TürkMedya Ankara Temsilcisi Melik Yiğitel ise Jüri Özel Ödülü'ne layık görüldü.

Kıymetli arkadaşlarımızı ve TürkMedya Ailesini tebrik ederim.