Türkiye’de Gezi kalkışması sırasında, Amerika merkezli yayınları yeniden bir gözden geçirdim. Meydandaki aktörleri, o aktörlere verilen misyonları, hatta uluslararası medyadaki aynı dil aynı konu başlıklı yazıların bile benzer taraflarını anında görmek mümkün!
Türkiye içinde FETÖ nasıl bir araç idiyse, şu anda ABD’de olup bitenleri anlamamız için, Başkan Trump’ın hedef gösterdiği örgütün misyonuna göz atmamız gerek. ANTİFA isimli örgütten bahsediyor Başkan Trump. Bu örgütün PKK-YPG bağlantılı olduğu, yaptıkları paylaşımlardan açık ve nettir!
Geldiğimiz noktada, ABD seçimlerine az kala Trump’a yönelik bu ayaklanmaları, sadece ırkçı perdeden okuyamayız. Nitekim ki bazı görüntülerin kışkırtıldığını, yayınların politikalarından anlamaktayız.
Amerika Devleti içindeki gerilimi, uzun zamandan beridir müşahede etmekteyiz. Trump’a yönelik demokratların tavrı ve hamlelerini, medya üzerinden algı yaratma çabaları ile de okumaktayız.
Tabi ki Trump’ın söylemlerinin, bu noktaya gelinmesinde rol oynadığını da görmezden gelemiyoruz. Meksika ile sınırların kapatılması konusundan tutun da, ırkçı tavırların hepsinde Trump’ın söylemlerinin, nasıl kışkırtıcı dille yansıtıldığını yabana atamayız.
Evet, Amerika gibi güçlü ekonomisi olan devletlerin, belki bu sokak hareketliliklerinden sarsılması söz konusu değil şimdilik. Lakin tabuların ortadan kalkması ile farklı bir dünyaya adım atmakta olduğumuzu da bir tarafa not edelim.
Trump konusuna iyice kafa yorma zamanındayız. Trump’ı kim ve neden indirme peşinde? Trump kimin tekerine çomak sokmakta?
Hangi güçler arasındaki savaşın merkezindeyiz? Bizi ilgilendirmekte hiç kuşkusuz! Bölgemiz ve coğrafyamız, Amerikan politikaları ile bu günlere geldiğini unutmuyoruz. Coğrafyamızda tüm terör örgütlerinin esas başının Washington olduğunun kanıta ihtiyacı yoktur zannımca! Trump, tüm sırları açıp ortaya koyabildi. DEAŞ gibi örgütlerin, kimin sayesinde İslam Alemini harap hale dönüştürdüğünü anlamak için Trump’ın söylemlerine ve eylemlerine iyice bakmamız lazım.
PKK-YPG gibi örgütlerin kimler tarafından desteklendiğini, Trump’ın bu desteğe neden son anlara kadar mesafeli durmadığını, hatta “Trump’a rağmen bir şeyler oluyor” fikrinin devreye girmesini neden benimsememiz lazım olduğunu, şimdi Amerika’daki ayaklanmalarla daha net anlıyoruz.
Demokratlarla Cumhuriyetçiler arasındaki kavganın esasen perde arkasını, daha ziyade paranın patronlarının ne istediklerine bakmamız lazım.
Trump’ın “devrim” nitelikli söylemleri, AB üzerine politikaları, ayrıca Çin’le ilgili tavrı, Orta Doğu coğrafyasındaki tutumu! Türkiye’ye, özellikle Başkan Erdoğan’a bakış açısı, tüm bunlara ayrı ayrı başlık altında okuma yapmamız lazım. Trump kurulu düzene karşı geliyor. Amerika’yı bu kurulu düzenden kurtarmak istiyor. “Daha fazla para” diyor, “refah” diyor. Geldiğinden bu tarafa işsizlik oranında düşüşün olduğu bir gerçektir. Adam, verdiği sözlerin bir çoğunu yerine getirmiş duruyor.
Şimdi gelelim Başkan Erdoğan’ın uyarılarına! Herkesi, Trump dahil herkesi uyarmıştı! “Koynunuzda beslediğiniz yılan, bir gün sizi öldürecek” demişti. Trump, ANTİFA örgütü diyor. Başkan Erdoğan, “PKK-YPG, FETÖ, DEAŞ’a desteği durdurun” derken, bir gün farklı isimli aynı yılanın devreye gireceğinden bahsediyordu. Hakikat aynıdır! Yeter ki gerçek hakikat penceresinden bakılsın...
