Anayasa Mahkemesi HDP'yi kapatma davasýný kabul etti. Kararýn kapatma yönünde olup olmayacaðýný bekleyip göreceðiz. Belki sadece hazine yardýmý kesilecek, belki bazý isimler siyasetten men edilecek.
Ama tüm bu süreçlerden ve hatta HDP'den baðýmsýz olarak Kürt seçmenin içinde bulunduðu yeni durumu görmek ve siyaseten gereðini yapmak zarureti var.
TRT Kürdî Koordinatörü Yazar Mustafa Ekici bu durumu "Gerçek ve Hayalin Kavþaðýnda Kürtler" adlý yeni çýkan kitabýnda etraflýca anlatýyor. Geçmiþte olup bitenlere takýlýp kalmak yerine þu an olmakta olaný merak edenlere tavsiye ederim.
Ekici bölge halkýnýn HDP'yi hala temsil görevi dolayýsýyla önemsediðini, HDP'yi bu amaçla Ankara'ya, TBMM'ye gönderdiðini ama HDP tarafýndan yönetilmek istemediðini veciz biçimde anlatýyor. Hatta Kürtlerin bu ikilemi çözdüðünü, eþsiz þekilde formüle ettiðini þöyle aktarýyor.
Seçim dönemi bir Kürt arifi demiþ ki:
"Belediyeyi inþallah HDP kazanacak, inþallah sonra kayyum gelecek!"
Seçmenin HDP'ye hala umut baðladýðýný ama büyük hayal kýrýklýðý da yaþadýðýný ve HDP tarafýndan yönetilmekten nasýl korktuðunu anlatan bundan daha güçlü bir cümle duymadým.
Kürt meselesinde, Kürtlerin zihninde gönlünde artýk yeni bir durum var demiþtik.
Diyarbakýr Annelerinin þahsýnda bayraklaþan o þanlý direniþ, o haklý meydan okuma ve inançlý kararlýlýk bu büyük deðiþimin þahikasý sayýlmalý.
Bu noktaya durup dururken gelmedik.
"Kürt var mýdýr yok mudur"dan baþlayýp "Kürt meselesi var mýdýr, yok mudur"la devam eden uzun süreç devletin Kürtlerle, Kürt meselesini istismar ederek 50 yýldýr cinayet iþleyen bölücü terör örgütünü ayýrt etmesiyle ve teröristle vatandaþa hak edilmiþ þekilde farklý davranmasýyla sürüyor. Vatandaþa hizmet götürüyor, teröristle mücadele ediyor.
Öte taraftan HDP'ye açýlan kapatma davasýný AYM dün kabul etti. Süreç iþleyecek, kararý yargý verecek, kararýn etkileri siyasete olacak.
Muhalefet cephesi HDP'yi daha çok CHP adaylarýný seçtirecek oy deposu olarak görse de, AK Parti için durum böyle deðil.
Zira Kürt meselesi diye adlandýrýlan sorun alanlarýnýn tamamýnýn çözülmesi için her veçhede her alanda siyaset üretmiþ, çaba göstermiþ bir parti AK Parti. Ýzlenen siyasetin, Erdoðan'ýn niyetinin ve gayretinin en güçlü tanýðý bizzat Kürtlerin kendisidir.
Samimiyetle ve "elini deðil gövdesini taþýn altýna koyarak" baþlattýðý çözüm giriþimlerinin sahayý nasýl deðiþtirdiðini de en iyi Kürtler bilir.
HDP'nin kendisine tanýnan çözümün parçasý olma imkanýný, bu sayede edindiði yüzde 13'lük oy teveccühünü nasýl tarumar ettiðini de öyle.
HDP'nin buldumcuk sevinciyle Niþantaþý solcularýnýn oyuncaðý olduðunu, terör örgütünün esiri olarak kalmayý ise özellikle seçtiðini gördü Türkiye. En iyi Kürtler gördü.
Bu tecrübe olgularý da, duygularý da deðiþtirdi.
Suriye'de Esed, yedi yýl öncesine kadar Kürtleri vatandaþ olarak görmüyordu bile. Kimliði yoktu Kürtlerin.
ABD silahý ve DEAÞ senaryosuyla sahnelenen Rojava "devriminden" sonra yüzbinlerce Rojavalý Kürt PKK-PYD þerrinden Türkiye'ye sýðýndý. Hala dönmüyorlar geriye.
Ankara'nýn karþýsýna geçtiði anda Erbil'in nasýl boðulduðunu, nefessiz kaldýðýný, memurlarýn maaþýný bile ödeyemediðini, Türkiye'ye raðmen alýnacak yol olmadýðýný gördü Irak'ýn kuzeyindeki Kürtler de. Keza Ýran'dakiler de.
Sadece Türkiye, kendi Kürt vatandaþlarýna eþit, özgür, onurlu, güvenli ve müreffeh bir gelecek vaat etti ediyor.
Türkiye'den kopmak nedir, Türkiyesiz kalmak nedir en iyi bölgenin insaný biliyor.
Bu sebepten geçmiþte hatta yakýn geçmiþte ne olduðunu bir yana býrakýp yeni durumu doðru okuyup siyaseti yeniden kurmak icap ediyor. Akademi ve medya için de, ama esasen siyasi partiler için ehemmiyetli ve öncelikli bir konu bu.