Toplumu ayakta tutan sacayaðý olan aile, eðitim ve kültür deðerlerimiz bugünkü kadar saldýrý altýnda olmamýþtý. Toplumu köleleþtirmek ve mankurtlaþtýrmak isteyenler her üç deðere birden saldýrýyorlar.
LGBT ve benzeri sapkýnlýklar bugün aileye karþý yapýlan ve desteklenen, ailenin tabiri caizse köküne kibrit suyu döken yapýlanmalar. Bugün dünyanýn her yanýnda, ayný anda bu sapkýn faaliyetlerle aileye karþý topyekûn bir savaþ açýlmýþ durumda.
Kültür-sanat alet edilerek ise toplumu ayakta tutan deðerler ve kiþiler yok edilmeye çalýþýlýyor. Bunun son örneðini þarkýcý görünümlü muvazzaf Mabel Matiz ile yaþadýk. Çýkardýðý albümün tanýtýmý New York'ta bulunan dünyanýn en ünlü reklam ekranýnda yapýldý. Albümünün ismi "Fatih" ama ekranda görülen kiþi ile bu kelime asla baðdaþmýyor.
Amaç toplum nezdindeki güçlü "Fatih" imajýný yýkmak.
Bu topluma LGBT ve sanattan çok daha önce eðitim yoluyla büyük bir operasyon gerçekleþtirildi ki bu her bir adýmý planlanmýþ bir saldýrýydý.
Peki, nasýl biliyoruz bunun planlanmýþ bir saldýrý olduðunu?
Bu planlarý Amerika doðumlu bir Ýsrailli tarihçi, yazar, politikacý, eski ABD büyükelçisi olan Michael Bornstein Oren, Atlantic Council'in düzenlediði panelde þöyle deþifre ediyor:
"Orta Doðu'daki üniversiteleri Amerika kurdu. Amerika Beyrut'ta Amerikan Üniversitesi'ni, Kahire'de Amerikan Üniversitesi'ni ve Türkiye'de Amerikan eðitimcilerinin Amerikan fikirlerini aktardýðý üniversiteleri kurdu ve belki de en etkili fikir milliyetçilik/kavmiyetçilik ve baðýmsýzlýk fikriydi. Ve bu fikirler eðitimli sýnýflara, ilk olarak çoðu Orta Doðulu Hýristiyanlara, sonra da orduya sýzdý. Ve Amerika'nýn Orta Doðu'daki eðitim müdahalesi ile Arap Milliyetçi/kavmiyetçi fikrinin- Arap Uyanýþý- arasýnda doðrudan bir baðlantý olduðunu anlamak için, George Antonius terimini ve yirminci yüzyýl boyunca Arap devletinin baðýmsýzlýðý mücadelesini kullandýlar."
Müslümanlarý birbirlerine kýrdýrdýklarýnýn itirafýdýr bu.
Böl parçala yönet operasyonuyla önce Müslümanlarý birbirine düþman ettiler sonra eðitim baþta olmak üzere her iþimize sýzdýlar.
Coðrafyamýza serpiþtirdikleri tohumlar baþ verdi. Times meydanýnda çýplak olarak arzý endam ediyor!
On yýllar boyu üniversitelerimize ve ordumuza sýzdýrdýklarý hainlerle batýlý milletlerin; insanlarýn en iyilerinden, en mükemmellerinden, en medenilerinden olduklarý algýsýný yerleþtirdiler zihinlere. Ancak bu milletlerin terbiye metotlarýyla terbiye edileceðimiz kanaati oluþturuldu.
Üniversitelerin kurulmasýndaki asýl amaçlardan biri, ülkeyi medeni hale getirmek için bilgili ve kültürlü insanlar yetiþtirmektir. Üniversitede sadece bilim üretilmez, kültür de üretilir.
Eðitim kurumlarý; örf adetlerin, þahsiyetin, deðerlerin ve milli þuurun öðretilip kazandýrýldýðý; gençlerin olgunlaþtýrýlarak, milletine ve ülkesine faydalý olabilme kaygýsýný taþýyan kiþiler olarak hayata hazýrlandýðý mekânlar olmalýdýr.
Bu deðerlerimizin içine, içimize sýzýntý olmak suretiyle onlarý tarumar ederek kendi deðerlerini empoze ettiler.
Osmanlý'nýn yýkýlma devrinin, toplumun kendi deðerlerinden uzaklaþtýðý döneme denk gelmesi tesadüf deðildir.
Batý, Ýstanbul baþta olmak üzere Osmanlý coðrafyasýnda art arda okullar açarak, örf âdetin, kimliðin, milli þuurun, öz deðerlerin tersyüz edildiði programlarla insanýmýzý "eðitti".
Yabancý ülkelerin kurduðu bu okullar kuruluþ amaçlarýný fazlasýyla gerçekleþtirdi.
Ve þimdi bu yetiþtirilenler, Feshane'de Sanat Sergisi adý altýnda ahlaksýzlýklarý sunuyorlar.
Bu yetiþtirilenler, aile deðerlerimizi ayaklar altýna alarak ifsat merkezli sapýklýklar saçýyorlar.
Bu yetiþtirilenler, okullarýmýzda tarihimizi yalan yanlýþ anlatarak bizi geçmiþe düþman ediyorlar.
Eðitime ve kültür araçlarýna müdahale yoluyla toplumu ifsat edebildiðini gören Batýlýlar bu taktiklerini geliþtirdiler. Ellerini eðitimimizin üzerinden hiç çekmediler. Bulduklarý her fýrsatta ve deðiþik vesilelerle eðitime müdahale yoluyla bu milleti ve evlatlarýný þekillendirmeye çalýþtýlar.
Gerçekliðinden fersah fersah uzak bir tarih sahnesini yüz yýl süreyle zafer kabul ettirmeye çalýþtýlar.
Hindistan'ý kendimize örnek ve ölçü olarak alabiliriz. Hintliler halen Ýngiliz gibi yaþamaya ve Ýngiliz kültürüyle çocuklarýný yetiþtirme telaþýna devam ediyorlar. Durumlarý ortada!
Ýngiltere'nin Hindistan'da uyguladýðý eðitim politikasý sonucunda, Hintli aydýnlar kendi edebiyatlarýný, sanatlarýný, kültürlerini bilmez hale gelirler. Siyaset adamý ve tarihçi Macauley, Hindistan siyasetinde danýþman olarak görev yapar.
Hint eðitim sistemi artýk temellerinde Batý edebiyatýnýn ve ilminin yer almasý gerektiðini savunur, Hint aydýný Batý düþüncesi ve ideallerini benimseyerek yetiþir.
Ne dersiniz, Hindistan gibi mi olalým?