Mustafa Sabri Beşer
Mustafa Sabri Beşer
Tüm Yazıları

Feshane ve Piyerloti, bakalım farkı fark edecek misiniz?

Eyüp Sultan gibi maneviyatın merkezi olan bir yerde İBB tarafından reklam edilen sapkın sergi, ilçe sakinleri ve duyarlı insanlar tarafından protesto edilmişti hatırlarsanız.

Biz de alçaklıkta sınır tanımayanlar düştükçe düşmeye devam edecekler. Cehennemin dibine ulaşmaları oldukça uzun bir zaman alacak demiştik.

Bu alçaklığın sonuçları ne olur bekleyip hep birlikte göreceğiz.

Ancak bu mutena semtimizde yaşanan bir ayıp daha var ki on yıllardır devam ediyor.

Cumhuriyetin kurucusu olarak zihinlere zerk edilen CHP diktatoryasının yönetiminde olduğu tarihlere gidelim.

Kadim medeniyet ve kültür zenginliğiyle bilinen coğrafyamızın her bir değerine kilit vurulduğu gibi 1934 yılında bir İslam aliminin ismiyle özdeşleşmiş bir mekâna, bugün Feshane'de yapılmaya çalışılan alçaklık yapıldı!

CHP yönetimindeki İBB'nin Feshane'de LGBT merkezli yapıyor olduğu sözde sanat sergisinin startı yine CHP tarafından Eyüp Sultan semtiyle iç içe varlığını sürdüren tepeye; o dönemin LGBT'lisi, sapkın eşcinsel Fransız Pierre Loti'nin ismi verildi.

Kültür ve inanç emperyalizmini büyütmek isteyenler bunu bu zamana kadar CHP eliyle yaptı/yapmaya devam ediyor.

Bugünlerde adını sıkça duyduğumuz Fransa denince ilk akla gelen şeylerden birisi de kültür emperyalizmidir!

Fransızlar, dünyanın kaynaklarını doymak bilmez bir açlıkla sömürürken aynı zamanda özellikle milletlerin benliklerinde büyük tahribata yol açtılar.

Bunu da kültür emperyalizmi yoluyla yaptılar.

Başta Fransızca olmak üzere kendilerine ait birçok kültürel olguyu kalıcı bir şekilde sömürdükleri ülkelere taşıdılar.

Bir tarafta Peygamber aşığı bir sahabe, diğer tarafta İslam düşmanı ve hakkında değişik iddialar dolaşan ne olduğu bilinmeyen bir gayri müslim'in adı...

Eyüp Sultan civarında Ebu Eyyûb el-Ensarî'den başka birçok sahabe, İslam alimi ve devlet adamı metfun bulunuyor.

Bugün bu tepenin taşıdığı isim ilçenin maneviyatı ile o kadar ters düşüyor ki...

Sultan Reşat'tan Adile Sultan'a, Lala Mustafa Paşa'dan Sokullu Mehmet Paşa'ya, Şeyhülislam Ebüssuûd Efendi'den Ali Kuşçu'ya, İdris-i Bitlisî'den Zal Mahmut Paşa'ya, Hüseyin Hilmi Hoca Efendi'den Mahmut Esad Coşan Hoca Efendi'ye, Necip Fazıl Kısakürek ve Ahmet Kabaklı'dan Ahmet Haşim'e kadar çok sayıda ilim ve kalem erbabı, tepenin hemen altındaki mezarlıkta metfun bulunuyor.

Doktorasını tarih üzerine yapan Mesut Özekmekçi'nin araştırmalarına göre Birinci Cihan Harbinde Fransa ordusu ile Çanakkale Savaşı'nda Türklere karşı savaşmış Pierre Loti!

Ne hazindir ki toplum olarak sorgulama melekelerimizi yitirdiğimiz için her gün binlerce insan tarafından ziyaret edilen en mutena caminin ve kıymetli simaların metfun bulunduğu ilçenin tepesine verilen ismin kim olduğundan bîhaberiz.

Bir ahlâk düşmanı ve fukarası ile karşı karşıyayız oysa.

Yıllardır İstanbul Sözleşmesi özelinde dikkatleri çekmeye çalıştığımız LGBT rezaletinin fiili üyelerinden olan, Müslüman Türklere karşı savaşmış bir Fransız subayından bahsediyoruz.

Tıpkı Osman Hamdi gibi.

Bizim de köşemizde konu ettiğimiz bir kültür-sanat işgalinin gerçeklerini, Sözcü Gazetesi yazarı Necati Doğru'da bu hafta "Putlaştırılan müzecinin gerçek yüzü" başlığıyla kaleme aldı.

Sol cenahın kaleminde dahi 'Kaplumbağa Terbiyecisi' olarak bilinen Osman Hamdi'nin Fransız kültürüyle yaşamış, tarihi eser kaçakçısı ve din düşmanı olarak ne menem bir hain olduğunu anlıyorsunuz.

Yazar Doğru'nun yazıda kurguladığı niyeti açık! Ancak ayıklayarak okuduğunuzda bir sol kalemin gözünde de Osman Hamdi'nin Fransızların kültür emperyalizmini yaşatmak adına içimizdeki hainlerinden biri olduğunu görüyorsunuz.

Nazım Hikmet'in bile Pierre Loti için, "Şarlatan! Çürük Fransız kumaşı!" sözleriyle aleyhinde şiirler yazdığı, romanlarında Müslümanlar ve özel olarak Müslüman Türk kadınları aleyhinde zikrettiği yakışıksız ifadeler sebebiyle, döneminin yazarları tarafından mütemadiyen eleştirilmiş bir ahlâksızdan söz ediyoruz.

Güzel İstanbul'umuzun, Fransız Pierre Loti'nin ismi ortadan kaldırılmadan kültür emperyalizminden kurtulması sürecine girmesi hep ıskalanacaktır.

"Sen aç bak Ayasofya'yı ne güzellikler fışkırıyor" diyen Kadir Mısıroğlu gibi diyelim:

Değiştirelim bak Pierre Loti ismini ki, tepenin altında metfun olan mübarek simaların rayihası hissedilsin.