ABD'li Chrest Foundation, bazý medya kuruluþlarýný yýllardýr "fonladýðýný" açýkladý. En çok fonlananlarsa Ruþen Çakýr'ýn "Çünkü Özgür" sloganlý Medyascope'u ile PKK organý Mezopotamya. Bir yýl önce de Center for American Progress; Gazete Duvar, Bianet ve yine Medyascope'un fonlandýðýný duyurmuþtu.
Tabii ki bunlar sadece açýklananlar... Kim bilir daha ne foncular var.
Bir kere "aile vakfý" vurgusu, sadece kamuflajdýr. Bu "aile" Türkiye'yi çok sevmiþse, neden askerlerimizi þehit eden PKK sitesine para yaðdýrmýþ? Nitekim Teksaslý Jensen ailesinin, 15 Temmuz gecesi Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn uçaðýna ait lokasyon bilgilerini paylaþan ve "Gölge CIA" olarak bilinen Teksaslý Stratfor ile baðlantýsý ortaya çýktý bile. Malum vakfýn kurucu baþkaný Lou Anne Jensen, 31 Mayýs 2001'de Stratfor'un Türkiye Masasý'ndan Hakkâri, Mardin ve Kandil civarýndaki Türk askerlerinin pozisyonlarý hakkýnda bilgi istemiþ. Acaba yüzbinlerce dolar verdikleri gazetecilerden(!) neler istedi?
Yerli medya, bu tür rüþvetlere tenezzül etmeden "millî" duruþunu sürdürmeye çalýþýrken, kime hizmet ettiði belli olmayan bir sürü enfeksiyonlu mecraya dolar ve avro yaðdýrýlýyor.
Habercilikle ilgisi olmayan haber siteleri(!), lüks semtlerde ofis kiralýyor, deli paralar harcýyor. Deðirmenin suyu da AB'den geliyor. Karþýlýðýnda da, yerli ve millî medyayý, "Yahudi düþmaný" gibi iftiralarla Google'a þikâyet ediyor ve "Bunlarý niçin öne çýkarýyorsun" diye kafa tutuyor. Yetmiyor; "Google, AKP medyasýný kayýrýyor" yalanlarýyla baský yapýyor. Hatta yerli sitelerde Google reklamlarý çýkan firmalarý, "Marka deðeriniz düþüyor" gibi entrikalarla Google'ýn üzerine salýyor.
Þaþýrmayýn ama bu "fon" rüþvetlerini de; "Baðýmsýz habercilik(!) yapmak için" alýyorlarmýþ!
Ýletiþim Baþkaný Fahrettin Altun, bu fonlamalarýn, Batýlý liderlerin Türk siyasetini dizayn etme çabalarýndan baðýmsýz yorumlanamayacaðýný belirterek, gereken düzenlemenin yapýlacaðýný söyledi. RTÜK ise yabancý kuruluþlarýn fonlarýyla Türkiye'de yayýn faaliyeti yürütmenin "millî güvenlik" meselesi olduðuna dikkat çekti.
Yüzsüzlüðe bakýn ki; bu beslemeler, "özgür medya boðulmak isteniyor" diye yaygara yapýyor. Hangi özgür medya? Siz, sahiplerinize karþý en son ne zaman "özgür" davrandýnýz? Sizin lügatte özgürlük; Türk milletine hýyanet etmek midir?
Keþke "Gâvurun ekmeðini yiyen kýlýcýný sallar" diyen ninem kadar basiretiniz olsaydý.
Bu yeni bir hýyanet deðildir. Gazetelerin 17. yüzyýlda yayýn hayatýna baþlamasýyla birlikte, yarým kalan Haçlý Seferleri de þekil deðiþtirerek yeniden baþlamýþtýr. Kýlýç kalkan kuþanmýþ þövalyelerin yerini kravatlý casus ve misyonerler almýþ, silah olarak da algý operasyonlarý ve beþinci kol faaliyetleri kullanýlmýþtýr.
Yeni Haçlý savaþlarý artýk meydanlarda deðil; medyalarda yapýlmaktadýr. Medya unsurlarý çeþitlenip güçlendikçe bu saldýrýlar daha da etkili hale gelmiþtir. Sosyal medyanýn keþfiyle birlikte de bu silah, iþporta tezgâhlarýna düþmüþtür.
Emperyalist Batý, medyanýn algý oluþturma gücünü kullanarak, toplumlarý arzu ettikleri yöne sevketmekte, çetin savaþlarla ulaþamadýklarý hedeflere, oturduklarý yerden ulaþmaktadýr. Bu iþin ustasý olan Soros, nice ülkelerde uzaktan darbe yapmýþtýr. Arap Baharý diye yutturulan seri darbeler, birer medya operasyonudur.
"Algý oluþturmak" þeklinde meþrulaþtýrýlan þey aslýnda bir "iftira operasyonu"dur. Belli odaklarda belirlenen süflî stratejiler çerçevesinde; hedefteki kiþi ve kurum hakkýnda üretilen sistematik iftiralar, belli bir þeytanî düzenle servis edilmektedir.
Bir Müslümanýn, düþmanýna bile iftira atmasý mümkün deðildir. Bu sebeple medyada, algý operasyonu dediðimiz "iftira" silahýný sadece hýyanet cephesi kullanmaktadýr. Bizler, sürekli olarak iftiralarý cevaplandýrmaya çalýþtýðýmýz bu savaþta daima "savunma" pozisyonunda kalmakta, zaferin þartý olan "taarruz"u, müfteri olmamak için hiçbir zaman yapamamaktayýz. Bu yüzden de medyanýn algý oluþturma gücü, sadece yýkým ekibine hizmet etmektedir.
Doðrudan ülke ve millet menfaatlerine yönelik bu saldýrýlar tam da beka meselesidir. Ýçimizden birileri olduðu zannedilen devþirme medyacýlar, aldýklarý dolar ve avro karþýlýðýnda, millete Haçlý kýlýcý sallamakta, içimizde olduklarý için verdikleri zarar da derin olmaktadýr.
Abdülhamid Han'ýn devrilmesiyle baþlayan bütün darbelerde payý olan medyadaki "gizli þövalyeler", son yýllarda daha fazla kullanýlmaktadýr. Zira bu Haçlý devþirmeleri, kaliteli siyaset üretemeyen müflis muhalefetin de umudu haline gelmiþtir. Dýþ ve iç hýyanetlerle oluþturulan "Erdoðan'ý devirme koalisyonu"nun sinsi operasyonlarýný, bu "fondaþ medya" yürütmektedir.
Türkiye'deki ifade özgürlüðü sayesinde, "Yeni Haçlýlar"dan aldýklarý sufleye göre kendi ülkesine savaþ açan bu medya lejyonerlerinin, Çanakkale'de Ýngiliz saflarýna geçen nankör azýnlýklardan hiçbir farký yoktur.