ÖNDER tarafýndan hazýrlanan; "Türkiye'nin Özgün Eðitim Modeli Ýmam Hatip Okullarý 1913-2022 Raporu'na göre, her yer imam-hatip deðilmiþ! Ýmam hatip okullarýnýn tüm okullar içindeki oraný 13,49. Tüm ortaokul ve lise öðrencileri arasýndaki imam hatip öðrencisi oranlarý da lisede 10,34; ortaokulda ise 13,87... Rapor hakkýnda yazacaðým deðerlendirmelere geçmeden bugünkü yazýmda; "Ýmam-Hatip'ler maceramýz" hakkýnda kýsa bir hatýrlatma turu yapmak isterim:
Eðitim, takdir edersiniz ki politik-yönetsel yüzü olan bir iþtir. Toplumlarýn geleceðini inþa eden zihinsel süreçler burada harmanlanýr. Evrensel kaidelerin yaný sýra her milletin kendine özgün bir eðitim sistemi, en azýndan müfredatý vardýr. Eðitim, toplumlarýn mihenk taþý olduðu için, eðitim kurumlarýnýn kalitesi, toplumun geliþmiþlik düzeyinin de göstergesidir. Her medeniyet, kendi eðitim ve terbiye anlayýþýný, aslýnda insana bakýþ açýþýný eðitime has kýldýðý müesseselerle hayata aksettirir.
Tarihe baktýðýmýzda; Selçuklulardan Osmanlýlara kadar, yaklaþýk 11.yy'dan 20.yy'a kadar olan zaman zarfýnda yüksek eðitim, "Medreseler" aracýlýðýyla verilmiþtir. 16. yüzyýlda döneminin en iyi eðitim kurumlarý olan Osmanlý medreselerinin bu yüzyýlýn sonlarýna doðru eski niteliklerini kaybettikleri görülür. Devletin diðer kurumlarý gibi medreseler de 17. yüzyýlda bir gerileme dönemine girmiþti...
19. yüzyýlýn baþlarýndan itibarense; bilim ve eðitim anlayýþýnda meydana gelen deðiþmeler, medrese dýþýnda yeni bir yüksek eðitim kurumunun kurulmasý düþüncesini getirecekti. Bu amaçla kurulacak Darülfünun o dönemlerde; "bütün ilim ve fenleri okumaya istekli, bilgi ve ahlak yönünden mükemmel olmak isteyen herkese, gerekli bilgileri saðlayacak" bir kurum olarak tarif edilmiþti. 1863'te fizik ve kimya alanýnda Derviþ Paþa'nýn vermiþ olduðu bir konferansla eðitime baþlandý. Yýl boyunca fizik, kimya, tabii bilimler, tarih ve coðrafya konularýnda serbest dersler verildi. 1870'te Darülfünun'da; 1- felsefe ve edebiyat, 2- tabii ilimler ve matematik ve 3- hukuk olmak üzere üç temel bölüm bulunmaktaydý. 1914'te, kýz liselerine öðretmen yetiþtirmek maksadýyla "Ýnas (Kýz) Darülfünun"u kuruldu. 1933 yýlýndaysa, Darülfünun kapatýlarak, Ýstanbul Üniversitesi açýldý.
Dünyadaki deðiþimlere ayak uydurabilmek için eðitimli insan yetiþtirmek gerektiðini kavramýþ olan Osmanlý yöneticileri ve aydýnlarý, ýslahatýn, geliþimin, ilerlemenin eðitimden geçtiðini biliyorlardý. Tanzimat Dönemi'nde, askerî okullardan baþka, Avrupa'dakilere benzer modern eðitim kurumlarý açýlmýþtý. Medrese ve modern devlet okullarý dýþýnda, kendi dillerinde eðitim yapan azýnlýk okullarý da vardý. Bu okullarda okutulan farklý dersler sebebiyle ayrý duygu ve düþünce, deðiþik kültür ve davranýþa sahip insanlar yetiþti. Ýþte burada 200 yýla yakýn sürmekte olan "toplumsal düalite' sorunu böylelikle ortaya çýkmýþ oldu. Medreselilerle Mektepliler asla bir araya gelemedi.
Milli baðýmsýzlýk savaþýmýz sonrasýna eþlik eden devrimler sürecinde, bu ikiliði aþmak adýna Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 3 Mart 1924'te Tevhid-i Tedrisat (Öðretim Birliði) Kanunu kabul edildi. Bu kanunla, medreseler kapatýldý. Hazýrlýk kýsýmlarý kapatýlan Dârülhilâfe medreseleri yerine Ýmam-Hatip okullarý kurulmasý uygun bulundu. Programlarýný da Bakanlýðýn hazýrladýðý bu Ýmam-Hatip okullarý, baþlangýçta 29 tane idi. Bir yýl sonra Ýmam Hatip sayýsý 26'ya, iki yýl sonra 20'ye, üç yýl sonra da ikiye düþtü. 1929-30 öðretim yýlýnda ise son kalan Ýmam Hatip okullarý da kapatýldý... Okullarda din dersi de verilmiyordu artýk.
Ýmam-Hatiplerin de 1930'dan sonra kapatýlmasýyla Türkiye'de dini eðitim veren hiçbir kurum kalmadý. Toplumun dini eðitime eriþimi de ciddi bir tazyikle kontrol altýna alýndý. Anadolu'nun pek çok vilayetinde, gizli ders okuttuklarý iddiasýyla pek çok hoca tevkif edilmiþ veya jandarma baskýsý görmüþtü. Tam 18 yýl aradan sonra 1949 yýlý baþýnda dönemin iktidar partisi CHP Ankara ve Ýstanbul'da iki tane Ýmam Hatip kursu açýlmasýna izin verdi. Bir süre sonra kurs sayýsý sekize çýkartýldý. Din derslerinin eðitim-öðretim müfredatýna konulmasý da bu döneme rastlar. Okullarýn dördüncü ve beþinci sýnýflarýnda seçmeli olarak okutulmak üzere din eðitimi baþladý. Ankara Üniversitesi bünyesinde ilk ilahiyat fakültesi açýldý.
1950'de Demokrat Parti'nin iktidara gelmesinin ardýndan, mevcut Ýmam Hatip kurslarýnýn yetersiz olduðunu düþünen eðitimciler, veliler ve sivil gruplarýn talepleri, oluþturduklarý kamuoyu gücü doðrultusunda Ýmam Hatip okullarýnýn açýlmasý kararlaþtýrýldý. Celalettin Ökten ve Mahir Ýz gibi hocalarýn öncülüðünde ve Tevfik Ýleri'nin bakanlýðý döneminde; Adana, Ankara, Isparta, Ýstanbul, Kayseri, Konya ve Kahramanmaraþ'ta ilk Ýmam Hatip Okullarý açýldý. 1951 yýlýnda Ýmam Hatip Okullarýnýn dört yýllýk ortaokul ve üç yýllýk lise bölümü olmak üzere yedi yýllýk bir dönemi kapsamasý kararlaþtýrýldý. 1951-1959 yýllarý arasýnda 19 adet Ýmam Hatip Okulu açýldý. Her geçen yýl bu okullarýn hem öðrencisi, hem de eðitim kalitesi artarak bugünlere kadar gelindi.
Her ne kadar günümüze kadar gelen tüm darbe dönemlerinde -özellikle 28 Þubat 1997 sürecinde- ciddi baskýlara, kýsýtlamalara, engellemelere uðrasalar da, bu okullar varlýklarýný ve toplumdaki karþýlýklarýný günümüze kadar gayretle, sabýrla, muvaffakýyetle devam ettirdiler...