Tam da “gerekli mi, gereksiz mi? “ihtiyaç var mý, yok mu?”, “ne faydasý olacak?” diye tartýþýrken, dün bir yük gemisi Ýstanbul Boðazý’nda kýyýya çaptý.
Çevre ve Þehircilik Bakaný Murat Kurum geçenlerde açýkladý:
“Bugün Ýstanbul Boðazý'ndan geçen gemi, Panama Kanalý'nýn 4 katý, Süveyþ Kanalý'nýn ise 3 katý. Günlük ortalama 150 gemi geçiyor. Yýllýk 50 bin geminin geçtiðini görüyoruz. Gemi boyutlarýnýn büyümesi dünya mirasý Ýstanbul üzerinde büyük bir tehdit oluþturmuþ durumdadýr. Her yýl Ýstanbul boðazýnda ortalama 8 kaza oluyor.”
Daha önce ne büyük kazalar, yangýnlar oldu. Boðaz’da büyük felaketleri önleme, Ýstanbul’u bir faciadan koruma adýna sadece bu gerekçe bile Türkiye’yi yönetenlere, Kanal Ýstanbul’u yapma vazife ve sorumluluðunu yüklemektedir.
Evvela, Kanal Ýstanbul’un zarureti kabul edilmeli, eleþtiri ve itirazlar ondan sonra yapýlmalý.
CHP ne yapýyor?
CHP Grup Baþkanvekili Engin Altay’ýn kulaklarý çýnlasýn, Meclis’te, “Bu hükümet dünyanýn en doðru iþini bile yapsa, bizim bu hükümeti alkýþlayacak halimiz yok. Milletin bize verdiði görev bu kardeþim…” demiþti.
Milletin asla vermediði bu göreve, þimdi Ýmamoðlu soyundu.
Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný Ýmamoðlu, Kanal Ýstanbul projesi için “ihanet”,“cinayet” deyip esip savuruyor.
Öyle þeylerle kafa karýþtýrýyor, Ýstanbullularý öyle manipüle ediyor ki, bu celallenmenin arkasýnda ne var arkadaþ diye düþünmeden edemiyorsunuz…
Zabýtayý tören kýtasý haline getirip selamlama yapmasýndan da belli, bayaðý havaya girmiþ, muhtemel Cumhurbaþkanlýðý adaylýðý için tartýþmalarý bir fýrsat olarak görüyor.
Bu memlekette millet yararýna yapýlan büyük hizmetlere CHP hep karþý çýkmýþtýr. Boðaz köprülerine, hava limanlarýna, Marmaray’a, otoyollara, hýzlý tren hatlarýna, aklýnýza ne geliyorsa CHP, onun zihniyetindeki odalar, sivil toplum kuruluþlarý hep bir “istemezük” korosu oluþturmuþtur.
Dolayýsýyla CHP ciddiyetini kaybetmiþtir. Ýtirazlarýnda, eleþtirilerinde inandýrýcýlýklarý kalmamýþtýr. “Bilimsel” ambalajýna sardýklarý bütün fikirler ideolojiktir.
Þu Kanal Ýstanbul konusunda ne kafa karýþtýrýcý iddialar ile sahne aldýlar.
Geçmiþte Ýsmet Ýnönü’nün, Ýstanbul’da Vatan ve Millet caddelerini çok geniþ tuttuðu için rahmetli Adnan Menderes’e “uçak mý indireceksiniz?” diye alay etmeye kalkmasý gibi...
Kýlýçdaroðlu’nun, Sabiha Gökçen Havaalaný için “Sabiha Gökçen Havaalaný… Uçak iniyor mu? Hayýr. Kaç milyon dolara mal oldu? Peki uçaðýn inmediði yere havalimaný yapan baþka ülke gördünüz mü siz? Bu neye benzer arkadaþlar biliyor musunuz? Tuz Golü'ne alabalýk tesisi yapmaya benzer." demesi gibi…
Þimdi neleri iddia ediyorlar? Doðrusu nedir? Bir kaçýný hatýrlatayým.
Ýddia: “Montrö anlaþmasý yok edilecek.”
Doðrusu: Montrö ayrý, Kanal Ýstanbul ayrýdýr. Montrö’deki hukuka zeval gelmeyecek þekilde Kanal Ýstanbul yürütülecektir.
Ýddia: “Kanal Ýstanbul, þehre susuzluk getirecek. Ýstanbul yeraltý ve yerüstü su kaynaklarýný kaybedecek.”
Doðrusu: Melen Barajý projesi tamamlandýðýnda Ýstanbul’a yýlda 1,1 milyar metreküp su gelecektir. Bu deðer, Kanal Ýstanbul sebebiyle oluþacak su azalmasýnýn tam 34 katýdýr.
Ýddia: “Kanal Ýstanbul depremi tetikleyecek.”
Doðrusu: 21 metre derinliðinde bir kanalýn, 20 kilometre derinlikteki bir fay hattýný tetikleyeceðini iddia etmek, bilimsellikten uzaktýr.
Ýddia: “Ýnþaatýn baþlamasýyla TEM ve E-5, sýk sýk trafiðe kapatýlacak.”
Doðrusu: Çalýþma alaný içerisinde teþkil edilecek yollar kullanýlacak. Þehir içi yollar ve çevre yollarý kullanýlmayacaktýr.