IMF'nin ‘Yerli Cottarelli'liði'ne soyunanlara, ‘Hoþ Geliþ'ler Olmaya!

Sadece 'büyük felâket' demekle geçiþtirilemeyecek 110 bin km. kareyi aþan büyüüük bir coðrafyada, þu ana kadar kimlikleri belirlenmiþ 50 bini aþan bir 'insan kaybý' söz konusu..

Henüz belirlenememiþ sayýda ulaþýlamamýþ nice 'cesed'lerin de olduðu anlaþýlýyor.

Deprem'in Suriye'deki uzantýsýnýn da 7 bine yakýn insan kaybýna yol açtýðý biliniyor. Sadece depremde ve kurtarma çalýþmalarý sýrasýnda hayatýný kaybeden saðlýk elemanlarýnýn 505 olduðunu, Saðlýk Bakaný Fahreddin Koca açýklýyordu dün..

Maddî zararlar ise... Yok olup giden onca zenginlikler hesab edilemeyecek boyutlarda.. Þehirlerin ruhunu teþkil eden 'tarihî geçmiþ'i enkaz yýðýnýna dönüþtüren bir 'küçük Kýyâmet' manzarasý da bir ayrý konu..

Ama Muhalefet konuyu, Hükümet'in baþarýsýzlýðýný gizlemek için abarttýðý iddiasýnda.. Bütün meseleleri kurduklarý '6-7'li Masa'yý ayakta tutabilmek için çeþitli entrika mekanizmalarýný iþletmekle meþgul olmak..

Haa, Hükûmet, AFAD ve STK'lar çok mu baþarýlý?

Baþarýsýzlýk deðil ama yetersizlikler elbette olmuþtur.

Nitekim deprem bölgelerinde en baþarýlý çalýþmalarý yaptýklarý hemen herkesçe kabul edilen Konya Belediyesi ekipleriyle ilgili olarak geçen gün açýklamalar yapan Konya BÞ Belediye Baþkaný Ýbrahim Uður Altay, '6 Þubat sabahý, haberi alýr almaz yardým ekiplerini yola çýkardýðýný ve kendisinin de öðleden sonra Konya'dan yola çýktýðýný ve Antakya'ya yol yokluðundan dolayý ancak 7 Þubat akþamýna doðru varabildiðini' söylüyordu.

Geçmiþte bir þehri, bir bölgeyi etkileyen depremlerle bile ne büyük sýkýntýlar yaþandýðý hatýrlanmazsa ve sadece belli bir mevzideki depremleri hesab edersek, evet sýkýntýlar olmadý deðil.. En baþta da bütün karayollarýnýn, havaalanlarýnýn, demiryollarýnýn bile harab olduðu, istifade edilemez hale geldiði ve ülkenin 7'de biri büyüklüðünde bir geniiiþ bir alanda olmuþtu deprem.. Ama o büyük yýkýntýlar ve viranelikler içinde hizmet sunmakta bir takým yetersizlikler olduysa bile, yine de kontrolün tamamen yitirilmediði görülmeli, herhalde..

Sadece Aðustos-1999'daki ve dar bir alanda meydana gelen Büyük Marmara Depremi'nde bile, Hükümet'in 1 hafta boyunca ortada olamadýðýný bizzat o dönemin Baþbakaný Ecevit itiraf etmiþti.

Bu vesileyle daha da acý bir durumu hatýrlayalým:

O büyük depremden sonra da dünyadan yardýmlar geldi ve bu arada Dünya Bankasý da, Deprem bölgelerine yardým olarak, 550 milyon dolar göndermiþti. Ve bunun bir þartý vardý: Dünya Bankasý temsilcileri, bu yardýmlarýn yerine ulaþýp ulaþmadýðýný 1 sene sonra, kontrol ve teftiþ edeceklerdi.

Aradan 1 sene geçip Dünya Bankasý müfettiþleri deprem bölgelerini teftiþ etmek için geldiklerinde, Ecevit Hükümeti'nin Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakaný Recep Önal, -uluslararasý bir skandal ve rezalet patlayacaðýna- Hükümet'in çaresizliklerini bizzat açýklamanýn daha yerinde olacaðýný düþünerek olmalý, alel-acele bir basýn toplantýsý yapýp, 'Dünya Bankasý'nýn Deprem Bölgesine Yardým olarak verdiði 550 milyon dolar'ýn, kamu personelinin maaþlarýný ödemekte kullandýklarýný' itiraf etmiþti.

Þimdi ise.. Muhalefet sadece 14 Mayýs'ta yapýlacak seçimlerde kazanmaya odaklanmýþ durumda.. Ancaak kazaen bir baþarý elde edecek olsalar, bu aðýr deprem yükünün altýndan nasýl kalkacaklarýnýn hesabýný yapmakta olduklarý, KK Bey'in konuþmalarýndan da anlaþýlýyor.

Çünkü ekonomi konularýnda söz sahibi kabul edilen uluslararasý kuruluþlar, 'Türkiye'nin bu son depremle uðradýðý maddî kaybýn 100 milyar dolar'ý aþtýðýný belirtiyorlar. Bu dev bir rakam..

Muhalefet kanadý, bu deprem faciasýný küçültmeye çalýþsalar da, bu rakamý reddedemiyorlar ve kazanacak olsalar, bu yükün altýndan nasýl kalkacaklarýnýn hesaplarýný, daha doðrusu hayallerini kurmayý da ihmal etmiyorlar.

Nitekim Kýlýçdaroðlu evvelki gün, 'Uluslararasý kredi kuruluþlarýnýn, Türkiye'de güvenilir bir Hükûmet bulurlarsa, kredi vereceklerini' açýklýyordu. Elbette, 'o kredi kuruluþlarýnýn güvenilir Hükümet'inin de kendilerince kurulmasýný hayal ettikleri Hükûmet olduðunu' anlatýyordu zýmnen..

KK Bey'in bu sözlerini dinlerken, aklýma hemen IMF ve Dünya Bankasý ve emsali kuruluþlar geldi ve de 'Cottarelli' ismi.. Daha doðrusu KK Bey, bir anda bir 'Yerli Cottarelli' gibi canlanýverdi, gözümde..

Carlo Cottarelli'yi hatýrlayanýmýz var mý? Hatýrlayanlar neredeyse kalmadý.. Çünkü 3 Kasým 2002 seçimlerini kazanýp iktidara gelen Tayyip Erdoðan liderliðindeki Yeni Türkiye'nin yaptýðý hayýrlý iþlerden birisi de, 3-4 sene içinde IMF'ye olan 23 milyar dolar borcu ödeyip, 'IMF'i ülkeden -kovarcasýna- uðurlamak olmuþtu. 'Kovarcasýna..' diyorum; çünkü borç ödendikten sonra bile IMF temsilcileri, bir sonraki geliþlerinin programýndan söz ettiklerinde, onlara 'Bir daha gelmenize gerek yok!..' denilmiþti/ denilebilmiþti.

(Ekleyelim, AK Parti iktidara geldiðinde Türkiye'nin yýllýk ihracat geliri sadece 33 milyar dolardý.. Erdoðan, 'Bu rakamý ilk 2-3 yýl içinde 50, hattâ 70 milyar dolara yükselteceðiz..' dediðinde, muhalefet cephesindekiler gülüyorlardý. 21 sene sonra yýllýk ihracat geliri 260 milyar dolarý aþmýþ durumda.. Yeni nesiller ise nereden nereye ve nasýl gelindiðini ve o eski günleri hayâl bile edemiyorlar..)

Þöyle 24-25 sene öncelere gidelim.. Türkiye, IMF (Uluslararasý Para Fonu) ve Dünya Bankasý gibi kuruluþlardan aldýðý borçlarý vadesinde ödeyemeyiþin kýskacýndaydý.

Cottarelli de, IMF'in Türkiye temsilcisi idi ama adetâ bir Müstemleke Valisi havasýndaydý ve Türkiye ekonomisini dilediði gibi yönetmenin hazzýyla mesrûrdu.

Cottarelli de týpký Osmanlý'nýn son döneminde, kendisinden alacaklý olan Avrupa'nýn 'Düvel-i Muazzama'sýnýn/ (Büyük Devletleri'nin) karargâhýný Ýstanbul'da kurduklarý 'Duyûn-i Umûmiyye' kurumunun temsilcileri gibi pervâsýz ve gururluydu.

Ekonomik tedbirleri o planlýyor ve dayatýyor ve gelir kaynaklarýný da o belirliyordu; 'Devlet içinde devlet' gibiydi..

Taa 250 sene öncelerdeki Koca Ragýp Paþa'dan beri söylenegelen 'Borç alan, ferman da alýr..' sözü yine tedavüldeydi.. Ve sosyal hayatý felç edercesine yaygýn þekilde geliþen sokak gösterilerinde, 'Cottarelli'nin ismi de pankartlarda 'Def ol!..' nidâsýyla birlikte yerini alýyordu.

Evet, Kýlýçdaroðlu, 'Türkiye'de güven duyulan bir hükûmet, (yani, kendilerinin kuracaklarýný hayal ettikleri ve '7 Kocalý Hürmüz..' misali bir hükûmet) olursa, ekonomiyi uluslararasý büyük kredi kuruluþlarýnýn Türkiye'ye verecekleri kredilerle düzlüðe çýkaracaklarýný' anlatýyordu genel çerçevesiyle ve zýmnen..

Kýlýçdaroðlu'nu dinlerken.. Karþýmda Cottarelli canlanývermiþti..

Evet, henüz 25 sene öncelerdeki sosyo-politik bünyemizden bir kesit..

Bunlarý niye mi hatýrlatýyoruz?

'Tayyip Erdoðan'ýn iktidardan uzaklaþtýrýlmasý gerektiðini, O'nun liderliðindeki Türkiye'nin, NATO'da müttefik olunduðu halde Amerika'nýn Doðu Akdeniz'deki, Orta Doðu, Kafkaslar ve Balkanlar'daki siyasetlerine aykýrý siyasetler takib ediþinin karþýlýksýz býrakýlmamasýný', baþta Biden olmak üzere, hemen bütün etkili Amerikan siyasetçileri açýkça dile getiriyorlar.. AB ülkeleri de Amerika'nýn ardýnda elbette ayný duygular ve planlar peþindeler..

Bizdeki Muhalefet'in C. Baþkaný adayý KK Bey'e göre ise, 'Türkiye'de güven duyulan bir Hükûmet olursa..' imiþ, dünyanýn büyük kredi kuruluþlarý 'musluk'larýný açarlar ve de ülkenin problemleri çözülür'müþ..

Yani, gaayet kolay!!.

Hem, bu kapitalist emperyalizmin kredi kurumlarý da, onlarýn baþýnda olanlar gibi, baþtan ayaða saf vicdan örneði imiþler; deðil mi efendim?!

Evet, 'hâfýzâ'y-i beþer, nisyân ( unutkanlýk) ile mâlûldür' denilmiþtir.

Bunun için biz de, bu hatýrlatmalarý yapýyor ve uluslararasý kredi kuruluþlarýna kendisinin 'hayâlî Hükümet'ini 'güvenilir bulmalarý' için göz kýrpan ve 'Yerli Cottarelli'liðe soyunan KK Bey'e ve benzerlerine, 'Hoþ geliþ'ler olmaya diyoruz.

NOT: Bugünden itibaren 5-6 gün boyunca, Osmaniye, Adana, Ýskenderun, Antakya, Antep, Ýslâhiye, Maraþ, Elbistan, Malatya ve Adýyaman gibi, depremde aðýr tahribata uðramýþ yerleri bizzat görmek üzere, o bölgede olacaðým inþaallah..

Bu süre içinde yazýlarýmda, yörenin özel þartlarýndan kaynaklanan bir aksama olursa, mazur görüle..