İP'e başkan olabilir ama bu Milletin vekili, gazi Meclisin üyesi olamaz!

İyi Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan'ın boğazından sarılıp sıktığı şehit abisinin kulağına eğilerek ettiği küfür kadar korkunçtu, şehide edilen küfrün "millet ittifakı" ortaklarınca yok sayılması.

Yaşanan çirkinlik kamuoyuna yansır yansımaz tüm Türkiye'den büyük bir tepki yükseldi.

Bu rezalete, sefalete, edepsizliğe kimse tahammül etmedi: toplumun her kesiminden vicdan ve edep sahibi insanlar şehidin emanetine sahip çıktı.

Küfürbaz Türkkan'ı özür dilemeye; milliyetçilik iddiasındaki İyi Parti'yi sözcüsünü ihraç etmeye; gazi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni ise şehidin bacısına küfreden densizi bünyesinden atmasına yönelik taleplerin ardı arkası gelmedi.

Ama ne Lütfü Türkkan pişman olup samimi şekilde özür diledi, ne İyi Parti böyle bir isimle anılmaktan utanıp sakındı.

Türkkan'ı Meclis Grup Başkanvekilliğinden almak, özür dilermiş gibi yapan ama dilemeyen kısa bir video çekmek, şehit abisinin ve bacısının işittiği küfrü hak ettiğini ispatlamaya yönelik gerekçeler üretmek dışında hiçbir şey yapılmadı.

Selahattin Demirtaş'ın eşi Başak Demirtaş'a sosyal medyadan -kimliği belirsiz birince- edilen küfrün ardından anında teyakkuza geçenler bu kez günler geçti ama hiç sesini çıkarmadı.

Ne Akşener, ne Kılıçdaroğlu. Ne de diğerleri.

Kendini İyi Parti'nin akli-vicdani tartısı gibi takdim eden Yavuz Ağıralioğlu bile çıktı "Türkkan'ın hatasının bedelini makamıyla ödediğini" ifade etti.

Müsavat Dervişoğlu da

Ne güzel hesap ama değil mi?

Grup Başkanvekilliğinden istifa ettirildiğinde şehidin emanetine sahip çıkılmış mı oluyor?

Küfürbaz İyi Partili, şehit ailesine bile bunu yapıyorsa, yapabiliyorsa, sokaktaki sade vatandaşa davranışları acaba nasıl olur?

Karşılığında verebileceğiniz bir miktar paranız yahut makamınız veya arkanızda sizi temize çekecek birileri varsa eğer, şehidin ailesine kız kardeşine küfretmek serbest mi artık İyi Parti'de?

İyi Parti Genel Başkanı Akşener boynuna yaşmağı, yazmayı dolayıp çıkıyor seçim otobüslerinin üzerine ama... Şehidin bacısına edilen galiz küfrü işitip de esaslı bir tavır alamadıktan sonra acaba nasıl çıkacak şehidini başının üstüne kaldıran milletin karşısına.

İyi Parti'deki kokuşmuş tavrın bir benzerini de CHP sergiledi.

Küfredene kınama yok, küfür yiyene bir araba dolusu laf.

Tecavüzcüyü kayırıp kurbana "etek boyun niye kısa", "ne işin var bu saatte sokakta" vesaire vesaire gerekçe üretenler gibi.

Neyse ne.

Sonuç itibariyle İP ve CHP küfürbaz Lütfü'ye kıyamadı, onun yerine şehitlerimize, emanetlerine kıydı, kalplerini kırmayı seçti. Grup başkanvekilliği görevinden geri çekmekle yetindi.

Peki. Böylesine kansız vatansız değersiz olmak, bile bile bunu seçmek parti tabanları açısından çok üzücü, utanç verici.

İstiyorlarsa buyursunlar seçsinler.

Hatta Lütfü Türkkan'ı İyi Parti'ye başkan, "millet" ittifakı dedikleri karşı bloğa cumhurbaşkanı adayı yapsınlar.

Bu onların bileceği bir iş.

Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şehidin abisiyle konuşurken dediği gibi "Bu adamın bu parlamentonun içerisinde yeri olamaz".

Çünkü artık Lütfü Türkkan bu aziz Milletin vekili de olamaz, gazi Meclisin üyesi de olamaz!

Bu konu İP'in inisiyatifine bırakılamaz.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bu lekeden temizlenmesi şart.