İran'ın fişi mi çekiliyor?

Nasıl da "irrite" edici "başlık" oldu değil mi?

Dünyada hukuk, uluslararası sistem, devletlerin güvenliği, toprak bütünlüğüne inanan ve bu retorik ile eğitilen bizler, aslında dünyada hukukun olup olmadığını; bu "irrite" edici cümle ile sorguluyor oluyoruz.

Normal de, bir ulusun, bir devletin, bir ülkenin "kaderini", kendi halkı belirlemeliyken; başkalarının "fiş" çekip çekmediğinden bahseder olduk şimdi. Tabii bu işin felsefesinde ve siyasetinde ise, küresel hesaplaşmanın "seyircisi" ve "iştirakçisi" rolündeyiz.

İran devleti çevresine, hep kendi "çıkarları" ile baktı ve Fars milliyetçiliği üzerine inşa edilen İran devleti, hep Şia mezhebi ile genişleme yolunu takip etti.

Bu yola tek başına gelmedi. Dün "destekleyenler" için, bugün "sorun" ve "durum" farklıdır.

İran, Türkiye karşıtı tutumu ve Azerbaycan nefreti ile kendinden sık sık söz ettirdi. Suriye'de karşımıza düşmanca çıktı. Azerbaycan üzerine hesap-kitap yapıyor ve Ermenistan ile işbirliği içinde gelecek "inşa" etme peşinde.

ABD-İsrail ittifakı da, İran üzerine yeni bir süreç inşasına uzun zamandan beri başlasa da, eline ciddi "enstrüman" arayışında olduğu açıktır.

Azerbaycan "kozu" eline yarıyor ve Azerbaycan'ı bu koz için "kullanmak" istediği de "açıktır".

Peki, bunu, Azerbaycan yönetimi görüyor mu?

Ve nasıl tavır sergileyecek?

Azerbaycan Başkanı İlham Aliyev'in süreci iyi yönettiği, açıkgözle bakılırsa gözükmekte. İsrail, Azerbaycan milliyetçi "damarına", özellikle hitap eden bir tutum içinde. Kendince bu damar üzerinden İran'ın başını "ağrıtmak" ister.

Azerbaycan'ın, Tahran Büyükelçiliğine yönelik son saldırı konusu, her ne kadar içeriği tartışmalı olsa da, İran resmilerinin ve resmi siyasetinin yansıması "akıl" alır cinsten olmadı!

Azerbaycan bu kindar tutuma karşı, İran'la diplomatik "ilişkilerini" kesti. Tahran sonuna kadar kesilmesin diye, kulis çalışması yaptı. Başkanın şaka yapmadığını görmesi, belki ileride özellikle Zengezur Koridoru konusundaki tutumunun "revize" edilmesine kapı açar. Onu ileride göreceğiz ama İran'ın bu durumdan "korkması" gözle görülür oldu.

Peki, İran devlet yapısı içinde, bir şeyler mi dönüyor?

Azerbaycan Büyükelçiliğine yönlendirilen saldırının içeriği "politik" olmasa bile, politik akılla yönlendirilmesi neyin işareti?

"İran devleti içinde rejim değişikliği arzusunda olan Batı grubu vardır..." analizi doğru olabilir mi?

Batıda Pehlevi ailesi ve onlara bağlı grupların aktifleştirilmesi, hiç durmadan konuyu takip etmesi ile İran'la çevresi arasındaki ilişkilerin gerginleştirilmesi sürecinin paralel yürütülmesi, kuyumcu titizliği ile mukayyet edilmesi "gözümüzden" kaçmamalı.

Ama dikkat edilmesi gereken en önemli konu şudur: Bu defa İran üzerine süreç sadece dışarıda değil, en önemlisi içeride tuşlara basılarak başlatıldı.

Azerbaycan'ı bu sürece "ısrarla" taraf etmek isteyen ise, sadece İsrail ve ABD değil, bilakis gerilimi tırmandırmak isteyen İran yönetimindeki "bazı" kimselerdir. Hangi akıl batının İran'a yönelik bu kadar planlı hareket ettiği dönemde, içeriden Azerbaycan üzerine "kışkırtmalar" düşünmüş olabilir?

İçeride bu eller olmazsa, dışarıdan hesap-kitap bu kadar kolay işleyebilir mi?

Azerbaycan ve Türkiye bunu "kartal gözle" okumalı. "Rusya'ya, Ukrayna dayatıldığı gibi, İran'a karşı da Azerbaycan dayatması vardır..." görüntüsü bile irrite ediyor.

Rus ve Ukrayna arasındaki etnik, dini ve tarihsel bağlar varken; olayların bu noktaya gelmesi ile İran ile Azerbaycan'ı bu noktaya itelemek isteyenlerin olabilmesi, en küçük ihtimal olsa bile en fazla "odaklanılması" gereken konu olduğunu unutmamalıyız.

İran'da "akıl tutulması" (varsa ki-vardır) gözüküyor. Buradan kurtuluşunun Türkiye, Azerbaycan, hatta Pakistan ile "ilişkilerine" yeniden ve doğru yerden bakması ile mümkün olacağını Tahran'ın "okuması" gerekir.

İsrail, ABD'nin kendi hesapları içerisine, Azerbaycan kozu üzerinden bakmaları "doğal" bir durum olduğu kadar; Azerbaycan'ın tüm adımlarını Ankara'sız atmaması gerektiğinin de doğal olduğunu, İsrail ve ABD'nin anlaması gerekiyor. Anlamıyorlarsa, anlatılması elzemdir.

İran'ın istikrarsızlaştırılması sadece ABD ve İsrail için ganimet olur. Geri kalan hepimiz için ise zarardır. İran halkının tercihleri ve kendi içlerinde hesaplamalarına bizleri "çomak" olarak görenlere, bunu izah etmekte geç kalınmamalı. Azerbaycan mümkün olduğu kadar sürece aklıselim direniyor. Çünkü farkında aklıselim olan, kaybedenlerin listesinde yer almayacak.