“Ýrtica kýlýflý Ýslam düþmanlýðý”

MHP Genel Baþkaný Devlet Bahçeli dünkü grup konuþmasýnda laikliðin de olduðu devletin temel niteliklerine vurgu yaptýktan sonra "Ancak irtica tehlikesini kýlýf yaparak estirilen Ýslam düþmanlýðýna tahammülümüz söz konusu olmayacaktýr" dedi.

Malum bir süredir askeri okullar yönetmeliðinde 'irtica maddesi çýkarýldý' diye laik hassasiyetleri kaþýyan bir propaganda yürütülüyor.

Bahçeli bu kýþkýrtmalara karþý her zamanki gibi 'saðlam bir irade' ortaya koyarak net bir siyasi duruþ sergiledi.

Ýrtica muðlak bir ifade olarak çok canlar yaktý, büyük huzursuzluklar çýkardý, iktidarlara tahakküm etmek için siyasi bir sopa olarak kullanýldý. Ne FETÖ gibi bir tehlikeyi önledi ne de gerçek manada milli güvenliðe karþý yapýlanmalarýn güvenlik birimlerine zarar vermesini engelledi.

Ýrtica denilince din, dindarlýk, maneviyat, muhafazakârlýk, mukaddesat kaynaklý ne varsa bir paket olarak hedefe konuldu.

'Gericilik' damgasý siyasi bir manivela olarak kullanýldý.

Siyaset üzerinde vesayet kurmanýn aracý olan irtica güvenlik kurumlarýnda deðil siyasette tasfiyeyi amaçlýyordu. Aslýnda her alanda belli toplum kesimlerini pasifize etmenin mekanizmasý irtica yaftasýydý.

Askeri okullar ve güvenlik kurumlarý elbette milli güvenlik hassasiyetinin en yüksek düzeyde gözetilmesi gereken yerlerdir. Milli güvenliði hedef alan veya terörist yapýlanma içinde olan hiç kimse hiçbir devlet kurumunda barýnamamalýdýr, güvenlik kurumlarýna yönelik hassasiyet ise kýlý kýrk yaracak þekilde gözetilmelidir.

Yeni yönetmelikte irtica gibi muðlak bir ifade yerine terör örgütlerine veya milli güvenliðe karþý faaliyet yürüten gruplara iltisak veya irtibat gibi daha kapsayýcý bir ifade kullanýlmýþ.

Tehdit ve tehlike, milli güvenlik açýsýndan sorunlu olan farklý ideolojik yapý, örgüt veya odaklarýn tümü için geçerlidir.

Kafa yapýsý, zihniyeti, ideolojisi ne olursa olsun milli güvenlik açýsýndan risk oluþturan tüm yapýlar güvenlik birimleri için bir tehlikedir.

Bu tehlike hem ülkenin birlik ve bütünlüðüne, anayasal ve yasal sisteme yönelik anlayýþ ve örgütlenme sebebiyledir hem de kamusal hiyerarþiye baskýn gelen bir organik iliþkinin güvenlik birimlerinin emir-komuta zinciri açýsýndan kabul edilemez olmasýndandýr.

Bir yönetmelik deðiþtiðinde veya bir sözleþme ortadan kalktýðýnda anayasa, yasalar, genelgeler, yönetmelikler hiç yokmuþ, tamamen büyük bir boþluk oluþmuþ gibi tepkiler vermek gerçekçi olmaz.

Anayasa ve yasalarla engelleyemediðiniz bir þeyi bir yönetmelikle veya sözleþmeyle engelleyemezsiniz.

FETÖ mevcut yönetmeliðin varlýðýnda güvenlik birimlerine sýzmýþ ve korkunç bir canavara dönüþmüþtür.

Yönetmeliðin yeni halinin sorunu çözüp çözemeyeceðini tartýþanlarýn öncelikle eski halinin açýk bir þekilde çözmediðini görmeleri gerekir.

Mesele hangi anlayýþa sahip olursa olsun örgütsel bir yapýnýn güvenlik birimlerine, yani ordu, emniyet, istihbarat kurumlarýna sýzmasý ve kendi amaçlarýný gerçekleþtirmek için sistemi ele geçirmeye çalýþmasýdýr.

Bunun dini, ideolojisi, mezhebi, fark etmediði gibi ilerici veya gerici anlayýþa sahip olmasý da fark etmez.

Sýzma, ele geçirme, kendi hedeflerine odaklanma, örgütsel yapýnýn kontrolünde olma gibi olgularýn hepsi büyük bir sorundur ve devlet için kabul edilemez þeylerdir.

Herhangi bir kiþi, grup veya örgütlü yapýnýn kendi amaçlarý için ordu içinde üstünlük kurmaya çalýþmasý da bu yapýlarýn vesayet ve darbe mekanizmalarý üretmesi de devlet için ayný derecede bir tehdittir.

Hukuk, net ve somut tanýmlamalar üzerinden iþlerse adalet üretir. Muðlak ve müphem kavramlar üzerinden ise sadece istismar alanlarý oluþur.