Afganistan'daki yeni durum, imkân sahibi her Müslüman fert ve kuruma önemli sorumluluklar yüklemektedir.
43 yýldýr süren iþgal ve savaþ bu Ýslam diyarýný hemen her açýdan harabeye çevirmiþtir.
Afganistan her alanda Ýslam dünyasýnýn desteðine muhtaçtýr.
Ýþgale karþý verilen mücadelede Afgan halkýnýn yanýnda yer alan Ýslam dünyasý þimdi ülkenin yeniden inþasýnda da yanýnda olmalýdýr.
Kâbil'den yansýyan görüntülerde ve gelen haberlerdeki panik havasý endiþe, korku ve belirsizlik öncelikle Ýslam dünyasýnýn harekete geçmesini gerektirmektedir.
Dünyadaki sorunlarýn kaynaðý olan G7 bile Afganistan'ý konuþmak için bir araya gelirken Orta Asya ülkeleri ayný amaçla toplanýrken Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý'nýn vurdumduymazlýðý incitici deðil midir?
Tamam, Tâlibân'ýn ABD ile nasýl bir anlaþmaya vardýðýný bilmiyoruz ama Tâlibân sözcülerinin açýklamalarý çerçevesinde konuþacak olursak her türlü desteðe açýk olduklarý anlaþýlýyor.
Evet, zor bir ülke ve ortada bir belirsizlik var. Nasýl bir hükümet kurulacak nasýl bir sistem getirilecek belli deðil. Ancak Ýslam Dünyasý tam da bu aþamada devreye girmeli deðil midir?
Yeni sistemin felsefesi elbette ki yeni kadrolarýn bileceði bir iþ, ancak kurulacak yeni hükümete destek vererek ülkenin kýsa sürede normale dönmesine katkýda bulunmak gerekmez mi?
Ýlla Afgan mültecilerin kapýya mý dayanmasý gerekiyor?!
Bu baðlamda Afgan halkýna hizmet amaçlý çok sayýda proje yürüten Türkiye'nin Pakistan'la birlikte yürüttüðü temas ve tavsiyeleri elbette ki sorumluluk bilinci açýsýndan takdir edilmelidir.
Ancak Ýslam dünyasý Türkiye ve Pakistan'dan ibaret deðildir!
Devletlerin yaný sýra Ýslam Dünyasý sivil toplum örgütlerinin de Afganistan'ý yalnýz býrakmamasý lazýmdýr.
Bu aþamada tavsiyeleriyle, hükümet kurulduktan sonra da projeleriyle Afganistan'ýn yanýnda yer almalýdýrlar.
Bu baðlamda kýsa adý UMAD olan Uluslararasý Müslüman Alimler Dayanýþma Derneði'nin yaptýðý açýklama anlamlýdýr.
'Ülkeyi yönetmeye talip olanlar, kendilerini Ýslam'ýn geniþ hoþgörüsü içinde dinimize açýktan aykýrý olmayan her türlü görüþün temsil edildiði çoðulcu bir yapý kurmakla mükellef hissetmelidirler.' diyen UMAD, sorumluluklarýný þu kelimelerle ifade etmiþ: 'Müslüman âlim ve idareciler baþta olmak üzere Afganistan'ýn imarý ve iyi yönetilmesi adýna Afganistanlý kardeþlerimize yardýmcý olmak bütün Müslümanlar olarak vazifemizdir. Onlarýn iyi ve güzel kararlarýný desteklemek, doðru olmayan karar ve davranýþlarýný ikaz etmek kardeþlik mesuliyetimizdir.'
UMAD sevinç ve endiþelerini, 'Sevincimiz, Ýslam'ý merkeze almak istemeleridir. Endiþemiz ise Ýslam'ý ve onun deðerlerini merkeze aldýklarýný söylemelerine raðmen icraatlarýyla Ýslâm'ý ve Ýslâmî deðerleri dünya kamuoyu önünde küçük düþürecek bir görüntü sergileme ihtimalidir.' cümlesiyle ifade ettikten sonra da, 'Ýlan ettiðiniz genel af, gösterdiðiniz müsamaha ve Afganistan'da yaþayan herkesi kucaklayan bir muhtevaya sahip mesajlarýnýz gönülleri rahatlatmýþtýr. Bu mesajlarýn tüm ülkeye fiilî olarak da yansýmasý hepimizin ortak arzusudur. (...)Sizden, Ýslam adaletini en güzel þekilde ikame etmeniz, insan haklarýna özellikle de kadýn ve çocuk haklarýna daha fazla saygý göstermeniz beklenmektedir.'
Yönetim Kurulu ve Yüksek Ýstiþare Kurulu Baþkaný Abdulvahap EKÝNCÝ imzasýyla yayýnlanan bildiri þu cümle ile bitiyor: 'Afganistanlý kardeþlerimizden beklentimiz, ümmetin son asýrdaki zaafa uðramýþ ümitlerini söndürmek deðil, yeþertmektir. Bunun ilk adýmý ise, baþta Afganistan'dakiler olmak üzere dünyadaki bütün müminleri kardeþ bilmek ve tüm
insanlýða örnek âdil bir yönetim modeli sunabilmek olacaktýr.'
UMAD'ý bu yerinde uyarý ve tavsiyelerine benzer açýklamalarý diðer STK'lardan da bekleriz.
Tam zamanýdýr!