Batý'nýn, Ýslam'ý önce Avrupa'dan atmak, sonra da Arap yarýmadasýna sýkýþtýrmak gibi bir planýnýn olduðunu biliyoruz. Planýn birinci ayaðý hemen hemen tamamlanmýþ. Avrupa'nýn þurasýnda burasýndaki küçük ve etkisiz Müslüman topluluklarýn dýþýnda Ýslam namýna bir þey kalmamýþ. Ýkinci ayaðý ise, bölgede, bölgenin sosyolojisiyle uyuþmayan, tarihsel, kültürel ve dini açýdan rahatsýzlýk veren, bu yüzden bölgeye ve bölgenin deðerlerine büyük bir hýnç besleyen bir unsurun yerleþtirilmesi ile tamamlanabilirdi. Yahudi önderleri batý baþkentlerinde kendileri için bir yurt talebinde bulunduklarý zaman, Batýlýlar açýsýndan aranan kan bulunmuþtu. Batý, artýk plandan haberi yokmuþ gibi perde gerisine çekilip Ýsrail'in hazmedilmesi sürecini yönetebilirdi.
Bu fikir ilk ortaya atýldýðý zaman, muhatap, Osmanlýnýn þahsýnda Ýslam âlemiydi. Ýslam âlemi-Ýsrail denklemi, Ýsrail'in aleyhineydi. Birinci dünya savaþýyla Osmanlýnýn tasfiye edildi ve muhatap biraz daha küçültüldü. Parçalanmýþ olsa da bir Arap âlemi-Ýsrail denklemi ortaya çýktý. Yaþanan dört savaþtan sonra hükümetler bu denklemin bir tarafý olmaktan zýmnen vazgeçmiþ olsalar da halklarýnýn tepkisinden çekindikleri için bunu açýkça deklare edemiyorlardý. Hükümetler deðilse de halk olarak Arap âlemi de Ýsrail için fazla büyük sayýlýyordu. Bu yüzden Ýsrail'in varlýðýna dünden razý olan hükümetlerin elini güçlendirecek, bunun yanýnda halklarý da Filistin davasýnýn satýlmadýðýna, tam tersine daha emin ellere teslim edildiðine, hatta gayet cömertçe fonlandýðýna ikna edecek bir formül bulundu; Filistin-Ýsrail.
Bir süre sonra Filistin kurtuluþ örgütünün önce dünya solunun, seksenli yýllardan sonra da yükselen Ýslami hareketin etkisiyle uluslararasý bir sempati ve destek görmesi bir kez daha muhatabý küçültme operasyonunu gündeme getirdi. Bu sefer ki formül, Hamas-Ýsrail'di. Hamas'ýn seçimleri kazanarak bütün Filistin'in meþru temsilcisi olarak ön plana çýkmasý, bulunan formül açýsýndan istenen sonucu vermeyecekti. Bu yüzden Hamas'ýn Gazze Þeridi'ne sýkýþtýrýlarak Batý Þeria halkýnýn etkisiz kýlýnmasý saðlandý. Bu son savaþla birlikte de Hamas'ýn ve Gazze'nin etkisiz kýlýnmasý hedefleniyor ki, denklemde yalnýz Ýsrail kalsýn.
Ýslam âlemi-Ýsrail... Arap âlemi-Ýsrail... Filistin-Ýsrail... Hamas-Ýsrail... Ve yalnýz Ýsrail...
Hamas kaybederse, sahnede bütün rakiplerini usta manevralarla birer birer tasfiye eden Ýsrail kalacak ve meþruiyeti de hiç kimse tartýþma konusu yapamayacak. Hamas kazanýrsa, tersine çevrilmiþ tarihin akýþý, mecrasýný bulacak. Araplar, Müslüman halklar ve dünyanýn vicdanlý, özgür halklarý baþlarýndaki yöneticilere dünyayý dar edecekler. Ýsrail de, Arap âlemi veya Ýslam âlemi gibi devler de, bu sefer sahici bir müsabakada rakip olmamak için Filistinlilerin kapýsýný aþýndýrmak zorunda kalacak. 67 sýnýrlarýný, olmadý 47 sýnýrlarýný kabul edecek, o da olmazsa pýlýný pýrtýný toplayýp geldiði yere gidecek.
O yüzden yukarýda özetlediðim operasyonun perde gerisindeki fikir babasý Batý, Gazzelilerin topyekûn öldürülmeleri pahasýna Hamas'ýn kaybetmesi için var gücünü kullanýyor. Bu utanç verici cinayetin iþlenmesini göze alabiliyor. Çünkü Ýsrail'in kaybý, beþ yüz yýldan beri uyguladýklarý Ýslam dinini, kollarý kanatlarý kesilmiþ vaziyette Hicaz bölgesine sýkýþtýrýp yerel bir din haline getirme planlarý bozulacak.
En baþta biz, Anadolu'nun Endülüsleþmemesi için bu savaþta Hamas'ý var gücümüzle desteklemeliyiz.