Ölümcül bir þýmarýklýk içinde Ýsrail...
Ýnsanlýðýn kalbi mesabesindeki Mescid-i Aksa'yý ateþe verdikten sonra, çýðlýk çýðlýða bahçesinde dans eden mahluklara bakýnca, bunlar insan mý diye soruyor herkes birbirine... Akýl, izan, vicdan, insanlýk kalmamýþ. O büyülü ve uçsuz bucaksýz Holocost davasýnýn semeresiyle sarhoþ olmuþ mirasyedi Ýsrail'in, tüm dünyanýn gözü önünde iþlediði insanlýk suçu... Savaþ suçu diyorlar. Savaþ yok ki ortada. Silahsýz bir millete uygulanan soykýrýmla karþý karþýyayýz.
Þýmarýkça, yýlýþýkça, utanmazca gasp ettikleri Filistin'den zoraki bir Ýsrail çýkartmaya çalýþýyorlar. 1948'den beri. Sýnýrlarý belli deðil. Sürekli geniþliyor. Asla tatmin olmuyor. Asla durmuyor. Yeryüzünün tek varisinin Yahudiler olduðunu düþünen sapkýn bir ýrkçýlýkla, dünyaya zehir kusturuyor Ýsrail...
Ýsrail vatandaþlýðýný almýþ, kabul etmiþ Filistin asýllý Ýsrail vatandaþlarýný bile linç etmeye baþladýlar dün gece. Yahudi olmayan herkes, bu zorbalýktan alýyor nasibini. Otellerdeki turistler bile bu ýrkçý öfkeden korku içinde, Ýsrail polisi, Yahudi olmayan turistleri, Yahudi yerleþimcilerin þerrinden korumak için silah kullanýyor... Tam bir can pazarý var Filistin eyaletlerinde. Güya sivil görünümlü silahlý Yahudiler, ölüm saçýyorlar her þehirde...
Bu korkunç olaylarý tersine çevirerek düþünsek mesela: Vatikan'ý ateþe verseler bir gün ve önünde dans etse o zorbalar sabahlara kadar þarkýlar söyleyerek... Ne olurdu? Dünyanýn tüm ülkeleri Vatikan'ý ateþten kurtarmaya koþardý. Vatikan'ý ateþe verenleri bulacaðýz diye, iþgal etmedikleri ülke, atmadýklarý kimyasal silah býrakmazlardý...
Ama bu Mescid-i Aksa... Ve yakýlanlar, gözlerinden vurulanlar, çoluk çocuk kurþuna dizilenler Müslümanlar... Yanmalarý, parçalanmalarý kimsenin umurunda deðil...
Böyle alçak bir dünyanýn yüzüne tükürmek geliyor insanýn içinden...
Dünyayý býrakalým. Ýslam alemi ne yapýyor? Gazze'deki þehit cenazelerini ve yaralýlarý almak için Refah Kapýsýný kullanmak isteyen Türkiye'ye, izin vermeyen Mýsýr'a ne demeli mesela? Suyunu þerbetini altýn kadehlerden içen Suud Prensleri ne iþ görüyor ya? Ortadoðu'nun kulaklarýndaki bu demirden týpayý kim çözecek? Gözlerimizi kör eden o baðlarý nasýl çýkartacaðýz? Ya kalbimiz... Kalbimizdeki mührü kim açacak... Ýslam alemi nerede?
Ömrümüz koþa koþa taþýnan þehit cenazelerine aðlayarak geçti. Gençtik biz. Þehitler de hep gençti. Sabra Þatila katliamýyla daðlandýk. Ýntifadalarla büyüdük. Büyük yürüyüþler yaptýk Kudüs için. Yazýlar yazdýk duvarlara. Kitaplar yazdýk okunmasý için, þiirler söyledik, resimler çizdik... Ýsrail mallarýný boykot ettik. Mavi Marmara'yla vurulduk. Defalarca defalarca defalarca... Yýllar geçti. Koþa koþa sloganlarla ve çiçeklerle omuzlarda taþýnan Filistinli þehitler hala genç... Ama biz yaþlandýk... Böylece seyrederek uzaktan, yaþlandýk...
Ben Mescid-i Aksa'dan, Filistinli kardeþlerimden özür dilemek için yazdým bu yazýyý. Ve kendimi hiç sevmediðim için, duraðanlýðýmý, çaresizliðimi, sessizliðimi, edilgenliðimi, duraðanlýðýmý, hiç sevmediðimi söylemek için...
Allahým kardeþlerimizin yardýmcýsý ol ne olur...