Mustafa Sabri Beþer
Mustafa Sabri Beþer
Tüm Yazýlarý

Ýster ölüsü ister dirisi, elimize geçsin yeter!

Dinler tarihi açýsýndan baktýðýmýzda insanlýðýn maruz kaldýðý büyük felaketler, belli baþlý sebeplerle izah edilir. Yani dinler açýsýndan hiçbir þey rastgele deðildir, her þeyin bir sebebi vardýr.

Bu gerçek kuru bir materyalist determinizmin üstündedir. Elbette bu deprem, bölgedeki insanlar þöyle yaptýlar böyle yaptýlar da onun için oldu diyemeyiz. Bunu sadece Allah bilir.

Biz meselenin dinler açýsýndan karinelerini bir kenara býrakarak; bu günlerde olmasý gereken vifak ve ittifakýn akamete uðrama/uðratýlma çabasýnýn tezahürünü irdelemeye çalýþacaðýz.

Deprem ardýndan yüzlerce soru soruluyor. Depremin meydana geliþ sebebiyle ilgili komplo teorileri havada uçuþuyor. Haarp teknolojisinden tutun da uzaydan fýrlatýlan titanyum çubuklara, yer altýnda bomba patlatmalara varýncaya kadar onlarca senaryo üretiliyor.

Ama asýl sorulmasý gereken soru ise sorulmuyor!

Evet, itiraz edenler oldu. Özellikle sosyal medya aracýlýðýyla duygularýna sahip olamayan birçok insan serzeniþini dile getirmeye çalýþtý. Ancak sorulan sorular merkeze koyulmasý gereken soruya hep perde oldu!

Ülkemizde yaþadýðýmýz ve 10 þehrimiz ile 15 milyon insaný etkileyen deprem "Asrýn Felaketi" olarak tanýmlanmakta. Bilim insanlarý yaþanan felaketi "daha önce yeryüzünde eþi ve benzeri olmayan" olarak nitelemektedirler.

Bilim insanlarý tarafýndan "eþi benzeri olmayan" tabiriyle ifade edilen bu "asrýn felaketi" karþýsýnda; yirmi küsur yýldýr uluslararasý arenada bitmek bilmeyen fevkalbeþer bir çabayla ülkeyi yüz yýlda gelinemeyecek bir seviyeye getirerek, ülkesinin þahsiyetini kurtaran ve yeniden inþa eden bir iktidara karþý, yine ayný þekilde ulus içinde gece gündüz devam eden çalýþmalardaki insanüstü çabanýn tezahürü olarak topyekun milletin refah seviyesini yükselten ve seksen yýllýk standartlarýmýzý yirmi yýlda tam gaz ileriye taþýyan bir iktidara karþý yapýlan düþmanlýðýn sebebini soran olmadý!

Bunun adý kesinlikle "muhalefet" olamaz!

Kendi belediye baþkaný dahi, "Böyle bir felaket beþ yüz yýlda bir olur, o da bize denk geldi. Dünyadaki bütün Akutlar gelse anca yeter!" diyerek kör göze parmak basarcasýna gerçekleri söylüyor olmasýna raðmen yapýlan bu "eleþtirilerin" hiçbirini "muhalefet" gereði olarak kabul etmiyoruz!

Topluma karþý samimiyetten uzak duranlar, milletin deðerlerine yabancý olanlar siyasi becerisizliklerine istinaden, arzulamýþ olduklarý baþarýyý yakalayamadýklarýndan dolayý mý bu düþmanlýðý sergiliyorlar?

Bazý siyasetçiler, gazeteciler, akademisyenler, partizanlar, oyuncular, sözde sanatçýlar yaþamýþ olduklarý ülkenin zarar görmesi ve istikrarýn bozulmasý adýna, neden nifak tohumlarý ekmeye çalýþýrlar?

Her fýrsatta nemalandýklarý ve istifade ettikleri ülkenin güzelliklerini bozmak için neden birbirleriyle yarýþýrlar?

Duçar olunan asrýn felaketini bir fýrsat vesilesi görmek suretiyle, neden ipe sapa gelmez yalanlarla halký manipüle etmeye çalýþýrlar?

Siyaset ayný zamanda bir rekabettir. Rakibine galebe çalamayanlar, "ölü ya da diri bu coðrafyayý istiyoruz" diyenlerin kuklasýna dönüþerek; vatanýn bütünlüðünü bozmak adýna düþmanlýk yapýyorlar!

Ýntiba gereði Ýzmir solun/CHP'nin merkezidir. Ýzmir'de belediye baþkaný da dahil halkýn çoðunluðu hem medeniyet geçmiþimize hem de deðerlerimize karþýdýr.

Üç sene önce meydana gelen Ýzmir depreminde devlet yöneticileri neler söylemiþtir diye geçmiþ haberleri karýþtýrdým. Tamamýnýn ifadeleri samimiyet ve birlik-beraberlik mesajlarýyla dolu. Mesela: "Dün, bugün ve yarýn hepimiz tek yürek halinde Ýzmir'iz. Yaralýlarýn kurtarýlmasý ve yaralarýn sarýlmasý için insanüstü bir çaba sarf ediliyor. Rabbim karþýlýksýz býrakmayacaktýr. Bu badireyi de hep birlikte atlatacaðýz." Bu hassasiyete vatan sevdasý deniyor!

"Vatan sevdasý maya gibidir, sütü bozuklarda tutmaz." diyor ya merhum Muhsin Yazýcýoðlu. Yaþasaydý, herhalde bu cümlesini þimdi tekrar ederdi!

Bir de Cemil Meriç'in ifadesine bakalým: "Bu ülkenin solu, eline tutuþturulan reçeteyi kekeliyor, manasýný dahi anlamadýðý reçeteyi. Tanzimat'tan beri hazýr elbiseye meraklý, hazýr elbiseye ve hazýr medeniyete (!) meraklý bir sol! Tek duygularý var: düþmanlýk!"

Yine Cemil Meriç'in "Bu memlekette saðcý-solcu, ilerici-gerici yoktur, namuslu ve namussuzlar vardýr." sözünden mülhem; asrýn felaketinin yaralarýný henüz sarmadan, birliði ve beraberliði bozmaya çalýþanlar için "........içimizde bu ülkenin düþmanlarý vardýr!" demek geliyor içimizden.