Kabineye methiye

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın Dışişleri Bakanı olarak atanmasının yarattığı heyecanın kapsamadığı kesim yok. En milliyetçi, devletçi kesimlerden en liberallere kadar toplumun kahir ekserisinin Hakan Fidan hayranı çıkması, Fidan'ın işinin sadece gizemli olmasıyla açıklanamaz.

Fidan'ın heyecan ve hayranlık uyandırmasının arkasında başarılı kariyeri, Erdoğan'ın "sır küpüm" dediği en has adamlarından biri olması, itibarsızlaştırma kampanyalarına karşı sağlam durması, sahip olduğu bilgilere rağmen güzel susması ve elbette Türkiye'nin yakın dönemdeki en zorlu, en kritik yılları olan 2010-2023 arasında MİT Başkanı olarak çok başarılı operasyonlar yönetmiş olmasıdır.

Hakan Fidan MİT'in başına geçtiğinde 42 yaşındaydı. Teşkilat tarihinde ilk kez bir isim bu kadar genç bir yaşta müsteşar oluyordu ve başarılı oluyordu.

Bunun da ötesinde, Erdoğan'ın siyasi aklı ve liderliği sayesinde Milli İstihbarat Teşkilatını gerçek manada millileştiren isimdir Hakan Fidan.

Eski MİT Müsteşarlarından Fuat Doğu'nun, "Ben MİT Müsteşarlığı yapmadım, CIA'in şube müdürlüğünü yaptım" itirafında bulunduğu delik deşik bir yapıdan geçilmez, sızılmaz, görülmez bir "kale" kurmayı başardı Fidan.

MİT'i CIA, Mossad ve Alman istihbaratının elinden, kimi küresel odakların etkisinden kurtardı, yeniden yapılandırdı, millileştirdi.

Türkiye'nin yurt dışında güçlü, gücü etkili bir ülke olmasında pay sahibi olan ekiptendir Hakan Fidan.

Yerine geldiği Mevlüt Çavuşoğlu da o ekiptendi.

Çok başarılı bir Dışişleri Bakanlığı yaptı Çavuşoğlu. Türkiye'nin menfaatlerinin kovalanmasında, hassasiyetlerinin en güzel şekilde dile getirilmesinde, diplomasinin imkanlarının kullanılmasında, her yerde her platformda, bazen anlık gelişen durumlarda taşın gediğine konmasında minnetle anılacak bir çaba ortaya koydu.

Mehmet Şimşek'i ekonomi yönetiminde gösterdiği başarı kadar kıymetli kılan bir diğer özelliği ise geldiği yerin, yolun kıymetini biliyor olmasında.

Batman'ın elektriği suyu olmayan küçük bir köyünde 9 kardeşin en küçüğü olarak dünyaya gelmek, 5 yaşında anne ölümünü yaşamak, İlkokulu köyünden evinden uzakta okumak, Türkçeyi ancak okulda öğrenmek...

Çözüme değil soruna, hedefe değil nedene kilitlenenler için bir ömürlük travma olabilecekken Mehmet Şimşek bu güzel ülkenin imkanları, kendisinin azmi ve çalışkanlığı sayesinde sadece ailesinin değil hepimizin gururlanacağı, umutlanacağı bir hikayesinin kahramanı olmayı başarmıştır.

Anadolu benzer hikayelerle doludur.

Şimşek'in Erdoğan'ın yönetiminde enflasyonun düşürülmesi konusunda da başarılı olacağına şüphe yoktur.

Milli Eğitim Bakanlığı'na gelen Yusuf Tekin'i ise Nabi Avcı'nın bakanlık dönemindeki işlerinden tanıyoruz.

Hatırlayın. FETÖ'nün insan devşirmek maksadıyla membaa olarak gördüğü ve bütün araçlarıyla, imkânlarıyla abandığı yerdi Milli Eğitim Bakanlığı. İlk okuldan başlayarak öğrencilere, gençlere musallat olur, dershaneleri aracılığıyla çocukları hücre evlerine çeker ve devşirirdi. Bunun için özel yetiştirilmiş öğretmenleri vardı. Sistemi kendileri için elverişli hale getirmişlerdi.

Ve Milli Eğitimi FETÖ ahtapotunun elinden söküp kurtaran, dershaneleri kapatarak sistemi FETÖ'den arındıran Milli Eğitim Müsteşarı Yusuf Tekin idi.

Tekin ile ilgili o zamanki başarıyı şimdi Bakan olarak da tekrarlaması, sorunların çözülmesi ve şikayetlerin giderilmesi konusunda yüksek bir beklenti oluşmuş durumda.

Takdir ederek takip ettiğim Mahinur Özdemir Göktaş'ı yakinen az tanıyorum ama tanıyan herkesin hakkında söyledikleri yeni dönem için heyecanlanmayı gerektiriyor. Avrupa'da çok iyi bir temsili ve siyasi geçmişi olan Göktaş için tüm iyi dileklerimi sunuyorum.

Çalışacağı bakanlık toplumun vicdanını demek çünkü. Devletin merhametli şefkatli eli demek. En hassas olduğumuz konular. Devlet korumasındaki çocuklar, terk edilmişler, bakıma muhtaç yaşlılar, engelliler, şiddete maruz kalan kadınlar, devlete sığınan canlar...

İki küçük çocuğunun yanına eklenen yüzbinlerce emanet can... İnşallah çok başarılı olur.

Tek kadın bakan olduğu için de özel bir yeri var Mahinur Hanımın.

Tabii bu arada Cumhurbaşkanlığı Kabinesinde daha fazla kadın bakan görme talebimizi, umudumuzu söylemeden de geçemeyeceğim.

Cumhurbaşkanı Yardımcılığına getirilen Cevdet Yılmaz sadece yetkinlik açısından değil insanlık açısından da herkesin isminde hemfikir kaldığı bir değer. Çalışkan, sorumlu, ılımlı, nezaketli bir siyasetçi. Çok başarılı bir dönem geçireceğini tahmin ediyorum.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ve Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy kamuoyunun zaten tanıdığı, başarılı bulduğu, görevlerine yeniden atanan bakanlar.

Mehmet Özhaseki, Ali Yerlikaya, Yılmaz Tunç, Osman Aşkın Bak, Ömer Bolat, Yaşar Güler de öyle. Kamuoyu için sürpriz değiller, tanınıyor biliniyor, itimat ediliyorlar.

Ama isimleri yaygın olarak bilinmeyen bakanlar tam bir keşif duygusuna sebep oluyor. Abdülkadir Uraloğlu, İbrahim Yumaklı, Mehmet Fatih Kacır, Alparslan Bayraktar, Vedat Işıkhan ya bakan yardımcılığı gibi atandıkları bakanlığın çalışma masasına hâkim ya da zaten doğrudan o alanda çalışan isimler olarak yetkinlikleriyle öne çıkıyorlar. Umut vaat ediyor, merak uyandırıyorlar.

Bir bütün olarak bu ekip yeni dönemin şahlanış dönemi olacağına dair duamızı da büyütüyor. Allah yardımcıları olsun.