Artýk politik gündemin de üst sýralarýnda olduðu için hepimizin malumu.. Bir metafor yapmaya çalýþýrken, belki de tamamen maksadýný aþan bir ifadeyle, Türk askerini hedefe koyan bir söz söylendi televizyonda. Anlýyorum ki Söyleyen dýþýnda kimse sahiplenmiyor bu sözü.. Sadece söz söyleme hürriyeti üzerinden yürüyor çünkü tartýþma.. Yani ne CHP genel Baþkaný çýkýp da; “.. evet satýlmýþtýr, ne var bunda..” dedi ne de seçmenleri.. Diðer taraftan programýn yapým ekibinden de, “kýzacak bir þey yok biz her sözün söylenebileceði özgür bir platformuz” türü bir sahipleniþ gelmedi.. Aksine Programýn moderatörü bir kaç defa sözünü geri almasý için imkan tanýdýðýný hatýrlattý.. Yani o da sözün aslýnda çok da münasebetsiz olduðunun farkýnda.. Kuyruðu dik tutmak adýna bir tek Ali Mahir Baþarýr geri adým atmýyor.. O da hepimizi Allah’a havale ederek yargý sürecini bekleme kararý almýþ. Ýyidir.. Yeter ki Allah’a havale edilelim. O ne güzel vekildir..
Þimdi bu tip durumlarda birkaç þey olur.
1) Kamuoyu tepkisi
2) Adli süreç
3) Ýç/idari soruþturma
4) Dördüncü maddeyi birkaç satýr aþaðýda yazacaðým.
Kamuoyu tepkisi bazen idari süreci de adli süreci de etkileyebilir.. Misal geçen hafta Kur’an-ý Kerim ayetlerinin Allah kelamý olmayabileceðini ima eden bir tefsir profesörü, kamuoyu tepkisi sonucu üniversiteden ayrýldý.. Muhtemelen üniversite ‘kendin býrak bizi uðraþtýrma’ demiþtir.. O yüzden diyorum iç içe yürür bu iþler diye.. Þimdilik, Türk ordusuna ‘satýlmýþ’ deme cüretinde bulunan milletvekili için bir sokak baskýsý oluþtu.. Bir de adli süreç..
Gelelim boþ býraktýðýmýz dördüncü maddeye.. Dördüncü madde þu.. Elbette o sözlerin söylendiði televizyon kanalýna da bir ceza gelecek.. Bundan kaçýþ yok.. Yani ‘canlý yayýnda bir anda söylendi, yapacak bir þey yoktu’ gibi bir savunmanýn televizyonun sorumluluðunu azalttýðýný düþünmeyin. Elbette adli süreçte bakýlacak bazý veriler vardýr.. ‘Söze itiraz edilmiþ mi, karþý tarafa yanýt hakký kullandýrýlmýþ mý’ vesaire.. Ama televizyon yayýnlarýný düzenleyen üst kurul, eðer varsa, onun incelemesi baðýmsýz olacaktýr.. Yapacak bir þey yok. Yaklaþýk 25 yýldýr ekranlarda olan biri olarak ben de çok defa yayýnlarý RTÜK incelemesine takýlmýþ çeþitli cezalar almýþ bir kardeþinizim. Üstelik vaktiyle program durdurma deðil doðrudan ekran karartma vardý.. CHP’nin RTÜK üyesi Sedat Nuri Kayýþ baþkanlýðýnda radyolar-televizyonlar bir kapanýrdý, haftalarca ekranlar simsiyah kalýrdý.. Neden kapandýðýný merak edenler yine Kayýþ’ýn; “Burasý irtica Fm” kitabýný okusun derim.. Neyse tekrar tekrar temcit pilavý gibi 28 Þubat zorbalýðýný anlatma niyetinde deðilim.. Bu uygulama hem de en acýmasýz haliyle hep vardý. Ve nalýncý keseri gibi herkes kendine yontardý. Konuþturmayýn beni.. Þimdi Habertürk’te ‘özgürlük’ diye feryat eden meslektaþlarýmdan bazýlarý, Akit Tv’nin yayýn lisansý iptal edilme aþamasýna geldiðinde zil takýp oynuyorlardý..
Soru þu.. Bu kadar ceza da verilmesin mi kanala? Hiçbir þey olmamýþ gibi mi davransýn RTÜK?.. Ey Habertürk.. Bu kadar yaygarayý, ordumuza satýlmýþ dendiðinde yapmadýn da, kendinize yayýn durdurma cezasý geldiðinde yaptýn.. Bunu görmüyor mu bu millet sanýyorsun?.. “Canlý yayýnda olur böyle” .. Olmaz efendim.. Çýkarsa bir konuk çantasýndan cebinden yaksa sigarasýný.. “Ama biz hemen söndürttük” der misiniz?.. Bir konuk bir anda terör örgütünün propagandasýna baþlasa.. “Ama biz durdurduk” der misiniz?.. Bülent Ersoy’u protesto edeceðim diye bir hayvansever, bir anda soyunuverse yayýnda.. Hiç yaptýrým olmasýn mý istersiniz?.. Biz sizi anlýyoruz, siz de bu milleti anlayýn azýcýk..