Sevil NURÝYEVA ÝSMAYILOV
Sevil NURÝYEVA ÝSMAYILOV
Tüm Yazýlarý

Karabað'ýn iþgali ve MÝNSK Grubu baþarýsýzlýðý

Ermenistan’ýn 80. Yýllarýn sonlarýnda baþlattýðý, Azerbaycan topraklarýnda 2. Ermeni Devleti kurma hayali üzerine iþgal süreci, büyük kayýplar ve acý soykýrým sayfalarý ile doldu. Dolup taþtýkça, kimsenin gýký çýkmadan mevcut iþgal süreci üzerinden arabuluculuk misyonlarý devreye girdi.

Azerbaycan topraklarýnýn iþgaline kimse “dur” demedi, lakin iþgal edilmiþ sýnýrlar içinde Azerbaycan ateþkese razý edildi.

Tarihi arka planý muhakkak yazacaðým, lakin burada esas deðinmek istediðim farklý bir boyut var.

1991’de Yeltsin ve Nazarbayev’in giriþimi ile ilk arabuluculuk süreci baþlatýlmýþtý. Ateþkes imzalandý, lakin Ermenistan Azerbaycan’ýn devlet adamlarýnýn da içerisinde bulunduðu helikopteri Karabað semalarýnda vurdu ve tüm heyet katledildi. Yeniden savaþ doruk noktaya yükseldi. Evet, Ermenistan hep ateþkes imzalayýp sonra onu bozacak kadar devlet hukuku ve savaþ hukukundan uzak bir yapýya, sadece bugünkü Paþinyan yönetimi ile sahip deðil! Evvelden beri “Ermenistan” demek; hukuk kurallarýnýn çiðnenmesi, katliamlar yapan anlamý taþýyan akýl demektir!

Rusya ve Kazakistan giriþimi, Ermenistan’ýn bu saldýrýsý ile sonuçlanýrken, devreye AGÝT girdi, daha doðrusu Ermenistan eliyle Batý’nýn iþe dahil olmasý oluþturuldu. Ýlk defa Karabað meselesinin lokalden genele çýkmasý süreci de AGÝT giriþimi ile baþlandý. Burada Ermenistan’ýn misyonunu iyice anlamak lazým. Dün de, bugün de ayný misyon devrede!

O gün Batýlý güçlerin devreye girmesi ve bölgenin yeni inþasýnda yeni aktörlerin devre içine dahil edilmesine Erivan geniþ kapý açmýþ oldu. Ýþgalin mahiyetini anlamak için buralara cidden odaklanmamýz gerekiyor. Þimdiki tabloyu okumak için, sürecin yol haritasý anlam taþýyor. Evet 1992’de AGÝT Minsk grubu oluþturularak ateþkes imzalandý. Ve Ermenistan o günden itibaren hep ateþkes ihlalleri ile devrede idi. Tabii Minsk grubu bunu tolere ediyor ve Azerbaycan’a hareket alaný býrakmadan, olayý soðutma peþinde idi. Minsk grubu eþ baþkanlýðýna Rusya, ABD ve Fransa onaylandý.

Lakin o gün kurulan masadaki devletlerin tutum ve pozisyonu, bugün ayný deðildir. Mesela o günkü Yeltsin Rusya’sý Batý ile anlaþan ve neredeyse taviz veren Rusya idi. O gün Fransa boyutu farklý idi ve etkileyici pozisyona sahip idi. Þimdi bakýldýðýnda ise Batý’yý karþýsýna alan Putin Rusya’sý söz konusudur. Fransa’nýn ne aðýrlýðý, ne de etkisi söz konusudur. Böyle bir ortamda, zaten tasfiye dýþýnda hiç bir yaptýrým gücü olmayan Minsk grubunun “nasýl çözüm üretir” diye sormamýz lazým.

Rusya kendi bölgesinde yeni geniþleme planýna asla izin vermiyor. Ýþte Paþinyan Ermenistan projesi, Rusya çevresinde yeni Gürcistan oluþturma gayretidir. Ýþin baþka boyutu ve en önemli tarafý Türkiye’dir. 1992’deki Türkiye ile þimdiki Türkiye’nin boyut farký, etki ve güç bakýmýndan kýyaslanamayacak kadar büyüktür.

O gün Türkiye’yi hedef göstermeyenlerin, bugün Karabað’ýn çözümünde Türkiye’yi hedef göstermeleri manidardýr. Fransa bir taraftan Libya’da kaybettiði etkisinin acýsýný yaþarken, diðer taraftan da Türkiye ile Rusya’yý karþý karþýya getirmek için Karabað üzerinden hareket planýný anlamlý gördü. Ýþin baþlangýç provokasyonu da orasýdýr. Lakin anlaþýlan Rusya her ne kadar da Ermenistan taraftarý olsa da, bu gelinen noktada Paþinyan’sýz Ermenistan modeli sürecini yakalamýþ gözüküyor. Türkiye’nin varlýðý ve sahada fiili olmamasýna raðmen, ismi ile kendinden bir numaralý hedef olarak söz ettirmesi, bize þunu izah etmekte. Kendisi alana inmeden, sürecin boyutunu belirleyen ve süreci Azerbaycan lehinde geliþmelere yönlendirebilen bir güç var karþýlarýnda. Azerbaycan’ýn toplum, devlet, ordu birliði ve Azerbaycan ordusunun bugünkü hazýrlýk performansý! Minsk grubu bu yeni geliþmeler içinde süreç yönetecek kapasiteye sahip olmadýðýný göstermiþ bulunuyor. Eski yapý ile yeni süreci yönetemeyeceðine göre ya Minsk üçlüsü deðiþir veya yeni süreç belirleyen model devreye girer ve her iki versiyonda da Türkiye’siz sürecin sonuç vereceði mümkün gözükmüyor. Çünkü güç dengesi Türkiye ve Azerbaycan lehinde deðiþti. Çünkü o gün Ermenistan’a destek verenlerin arasýndaki iliþkilerin boyutu deðiþti. Çünkü o gün Azerbaycan’ýn çaresizliði bugün yeni çareler üreten akýlla deðiþti. Çünkü artýk dünyaya yön verecek kabiliyeti olan, bölgenin þekillenmesinde “olmazsa olmaz olan Türkiye var” meydanda.