Dersim "tertele"sinden (katliamýndan) on yýl kadar sonra doðmuþ. Hayat hikayesinden okuduðumuz kadarýyla kýrk kadar yakýn akrabasý katliamda öldürülmüþ. Dönemin Malatya Emniyet Müdürü Ýhsan Sabri Çaðlayangil'in "...Maðaralara iltica etmiþlerdi. Zehirli gaz kullanýldý. Maðaralarýn kapýsýndan bunlarý fare gibi zehirlediler. Ve yediden yetmiþe o Dersim Kürtlerini kestiler..." þeklindeki konuþmasýný kaydeden de oydu.
SGK genel müdürlüðünden emekli olduktan sonra içinde kendi akrabalarý da olmak üzere "bütün o Dersim Kürtlerini fareler gibi" zehirleyen harekat sýrasýnda tek parti olarak iktidarda olan CHP'ye girdi. Önce Milletvekili, sonra Partinin genel baþkaný oldu.
Babasý Aðrý'nýn Patnos ilçesinde Tapu müdürlüðü yapmýþ. O yýllarda Patnos'ta Ortaokul olmadýðý için eðitimini kýrk beþ kilometre uzaklýktaki Erciþ'te sürdürmüþ. Van Gölünün kuzeyinde ve Dersim'de yoðun olarak yaþayan Haydaran aþiretinin, Þeyhesenan koluna mensup olduðu da söyleniyor. Nitekim Patnos'ta Haydaran aþiret reisi Hüseyin Paþa'nýn oðlunun evinde kirada kalmýþlar. Son yýllarda, genel baþkaný olduðu partinin altýnda imzasý bulunan zulümlerden, katliamlardan, idamlardan, baskýlardan doðrudan söz etmeden, sadece "bizim de yanlýþlarýmýz oldu" gibi genel ifadelerle helalleþmekten bahsediyordu. Muhafazakar kesime, Kürtlere sýcak mesajlar gönderiyordu. Doðrusu samimiyetini, yukarýda saydýðým çeliþkilerin üstesinden nasýl gelebildiðini, psikolojisini merak ediyordum.
Bundan iki sene önce bu fýrsat doðdu. Kemal Kýlýçdaroðlu'nun da katýlacaðý bir iftara davet edildim. Dar kapsamlý bir davetti. Genelde bazý eski Ýslamcýlar ve bazý hala Ýslamcý olanlar çaðýrýlmýþtý. Kemal beyin yanýnda Ýstanbul Büyükþehir Belediye Baþkaný Ýmamoðlu ve CHP Ýl Baþkaný Kaftancýoðlu oturuyordu. Büyük bir nezaketle herkese birer birer söz verdi. Sýra bana gelince þunlarý söyledim: "Burada olduðuma, CHP'nin iftarýna katýldýðýma inanamýyorum. Birincisi, partiniz hakkýnda çok sert yazýlar yazdým. Siz görmemiþ, okumamýþ olabilirsiniz, ama ben ne yazdýðýmý hatýrlýyorum. (Canan Kaftancýoðlu haberimiz var, okuduk, diye gülmüþtü). Ýkincisi, ben Zilan katliamýnýn olduðu bölgede doðdum. O katliamda yakýn akrabalarýný kaybetmiþ biriyim. Ben doðmadan otuz sene kadar önce olmuþtu. 15 binden 50 bine kadar insanýn katledildiði söyleniyordu. Katliam hikayeleriyle büyüdüm ve herkesin söylediði, bu katliamlarýn Kürtlerin ifadesiyle "Xelq Partisi" (Halk Partisi) tarafýndan yapýldýðýydý. Benim bilincim, düþüncem de bu temel üzerinden geliþti. Zilan, katliamlar sürecinin ilk adýmýdýr, oradan Dersime, Beþiri'ye, Goyan deresine ve daha nicelerine, þapka inkýlabý idamlarýna, Ýskilipli Atýf hocaya, Said Nursi'nin çektiklerine, sürgünlere kadar uzandý. Þimdi bütün bunlarýn altýnda imzasý olan Partinin genel baþkaný "helalleþme"den söz ediyor. O yüzden sizi dinlemeye geldim. Bütün bunlardan piþmanýz, hakkýnýzý helal edin, diyorsanýz, ben, Haydaran-Þeyhesenanlý, Müslüman, Sünni bir Kürt olarak, þahsým adýna helal etmeye hazýrým"...Bütün konuþmalardan not alan Kemal bey, herkese cevap verdi, ama benim konuþmam hakkýnda tek bir söz söylemedi.
Gördüðüm kadarýyla Tuncelili, Atatürkçü, Horasandan gelme, Türkmen, Kureþan ocaðýna mensup, Alevi, Seyyid, Pir, katliam maðduru, katliamýn faili partinin genel baþkaný, önce Karabulut, sonra Kýlýçdaroðlu, Haydaranlý, Kürt ve Dersimli Kemal'in kafasý fena halde karýþýktý. Ya yerini yadýrgýyor ya da dýþarýdaki gerçekler fena halde rahatsýz ediyor diye düþünmüþtüm.
Parti genel baþkanlýðýný kaybetti. Umarým þimdi çeliþkilerinden kurtulmuþtur.