Kılıçdaroğlu, Akşener; düşman yapmaz yaptıklarını…

Kılıçdaroğlu ve Akşener, dış politika eleştirilerini kuyruklu yalanlarla giderek çirkinleştiriyorlar.

Israrla Türkiye'yi küçük düşürmeye, elini zayıflatmaya, dışarıya jurnallemeye uğraşıyorlar.

ABD, Afganistan'dan arkasına bakmadan çekip gitmiş. NATO şaşkın. AB, apışıp kalmış.

Akşener ve Kılıçdaroğlu, bu tabloyu Türkiye'den görmek yerine Cumhurbaşkanı Erdoğan'a saldırıyor.

Kılıçdaroğlu geçen hafta Afganistan'dan göç konusunda, Erdoğan'ın Biden ile gizli pazarlıklar yaptığı yalanını söyledi. "Kapalı kapılar ardında hangi taahhütlerde bulunduğunu söyle artık millete..." dedi.

Bunu, Yunan söylemedi...

ABD Büyükelçiliği Kılıçdaroğlu'nu yalanladı.

Kılıçdaroğlu, oralı bile olmadı. Yalanına devam etti.

Son BBC'nin yalanı konusuna gelelim.

İngiltere Savunma Bakanı Wallace bir gazeteye yazdığı makalede, "Türkiye ve Pakistan gibi ülkelerde mülteci merkezleri planlıyoruz" demiş. Makalede yok böyle bir ifade. Tepkiler üzerine

BBC Türkçe, makaleyi çarpıttığını kabul edip özür dilerken, İngiliz yetkililer de haberi yalanladı.

Dışişleri Bakanlığımız ve İletişim Başkanlığı da haberi süratle yalanladı

Kılıçdaroğlu, gayet pişkin şunu söyledi:

"İngiltere Savunma Bakanı Wallace, kendilerine hizmet etmiş Afganlara, Türkiye'de "mülteci merkezleri" kuracaklarını ilan etti ve Afganları ülkemize davet etti. Kendilerine mülteci seçecekler, kalanlar ülkemizde bırakılacak."

İngiliz Bakan resmen yalanlamış, BBC Türkçe özür dilemiş; "bize yakışmadı" demiş.

Kılıçdaroğlu hiç oralı değil. Birkaç gün sonra muhtarlara konuşuyor:

"İngiltere diyor ki 'Türkiye'de kamplar kuracağız, sonra onları seçeceğiz bazılarını kendi ülkemize alabiliriz'..."

Utanma olmayınca, resmi açıklamalara rağmen yalan üstüne yalan...

İP Genel Başkanı Akşener de BBC Türkçe'nin yalanına mal bulmuş mağribi gibi sarıldı:

"Koltuğu kurtarmak için şimdi de İngilizlerin mi taşeronu oluyorsun Sayın Erdoğan..."

Anlaşma yok. Mevzusu bile yok. Ama varmış gibi konuşuyor, 28 Şubat'ın korkutulmuş İçişleri Bakanı...

Bunların yaptığını, ancak düşman yapar...

Bir siyasî ulu orta kendi Cumhurbaşkanını "taşeron" diye utanmadan niteler mi?

O zaman dönerler size, "sen kimin taşeronusun?" demezler mi?

Ha, bir de CHP Grup Başkanvekili Engin Altay'ın halt etmesi var.

KRT TV'de canlı yayında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef alarak, "Taliban'ın cisimleşmiş hali" diyor...

Ve başlıyor FETÖ ağzıyla konuşmaya:

"Moğollar, bu memleketi bu kadar ağır istilaya tabi tutmadı. Haçlılar bu kadar ağır istilaya tabi tutmadı. Timur bu memlekette bu kadar ağır hasar tahribat yaratmadı. Bunların istilası Moğollara, Timur'a ve Haçlılara rahmet okutur."

Bu lafı önce FETÖ elebaşı Fetullah Gülen, hem de 15 Temmuz ihanetinden bir ay sonra (20 Ağustos 2016- videosu var) söyledi:

"Haçlının ülkenizi işgal etmesi, çok tehlikeli değildir. Bir kere onlar, sizin kadınlarınıza kızlarınıza ilişmezler, mabedinize ilişmezler; ilişmemiş Haçlılar..."

Kılıçdaroğlu, Akşener, FETÖ ile paralel ABD politikaları istikametinde bir psikolojik savaş yürütüyorlar.

Muhalefeti, devlet düşmanlığına vardırmalarının sebebi budur.

Türkiye'yi/toplumu her fırsatta geriyorlar. Çünkü psikolojik savaş yöntemlerinden biri de kontrollü gerilim stratejisidir.

Bu yalanlara, kara propagandaya, bilgi kirliliğine dayanan psikolojik savaşın hedefi;

1. Türkiye yönetilemiyor algısını canlı tutmak, erken seçim baskısı yapmak.

2. Cumhur İttifakı'na fitne sokmak, tabandaki insanların kafasını karıştırmak, morallerini bozmak.

3. Fonlanan gazeteciler, etki ajanları ve sosyal medyadaki trol hesaplar ile Türkiye'nin battığını, bittiğini sürekli tekrarlamak. 5. Kol faaliyeti sürdürmek.

Bu savaşa müdafaa ile değil savaşla cevap verilmeli.

Doğruların, gerçeğin ve hukukun hızlı hareketi onları susturacak, oyunlarını bozacaktır.