Kılıçdaroğlu ben de sana…

Müstehcen kasetten CHP’nin başına atanan Kemal Kılıçdaroğlu 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde öğretmenleri tehdit etti.

Biliyorsunuz CHP’liler çok demokrattırlar; ağızlarını açarlar demokrasi kapatırlar demokrasi. Özgürlük diye diye harap oldular. Ne kadar demokrat, ne kadar özgürlükçü olduklarını bazen ağızlarından da kaçırıyorlar.

Mesela Gürsel Tekin; 2015 senesinde CHP Genel Sekreteri’yken, "Şimdi de Kılıçdaroğlu için yazıyorlar. Kılıçdaroğlu cam gibidir. Ama Davutoğlu'na AKP'lilere bakın nedene bakarsanız bakın kirliliği görürsünüz. 8-9 Haziran'da ilk işimiz bu kirli gazetelerin tamamına el koymak olacaktır. Sadece el mi koyacağım, buna bulaşmış bütün iş adamlarından hesabını soracağız." demişti.

8 Haziran 2015 genel seçimlerinde tek başına iktidar olmayı hayal eden Gürsel Tekin 9 Haziran sabahı gazetelere ve banka hesaplarına el koymaktan bahsediyordu. Anlaşılan CHP terör örgütleri gibi hedef kurum ve kişi listeleri hazırlamışlar. İmkân bulduklarında infazı yapacaklardı!

Yeri gelmişken bir not da düşeyim: Gürsel Tekin mezkûr konuşmasında ‘kirli’ dediği Ahmet Davutoğlu 8 Haziran seçimleri sonrası az daha CHP’ye bu imkânı verecekti. CHP ile o dönem ‘istikşafi’ görüşmeler yapan Davutoğlu’nu koalisyondan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döndürmüştü. Davutoğlu görüşmeler sırasında CHP’de neyi keşfettiyse koalisyona karar vermişti. 2015’de CHP ile koalisyon yapamayan Ahmet Davutoğlu 5 yılın ardından muradına erecek gibi, yalnız bir farkla: Bu sefer Recep Tayyip Erdoğan’ı devirmek için CHP ile koalisyon yapacak; geçtiğimiz günlerde CHP Genel Merkezi’nde görülmüş! Belki 2015’de de…

Gürsel Tekin’in iktidara geldiklerinde ‘demokratik, özgürlükçü’ bir anlayışla basına ve banka hesaplarına el koyma vaadinin bir benzerini de CHP’nin yeni Genel Sekreter’i Selin Sayek Böke söyledi. Böke, CHP’nin televizyon kanalı Halk TV’de (Eylül 2020) partisinin ‘demokratik, özgürlükçü’ vaadini tekrarladı: “Özel sektör dediğiniz Türkiye’deki bütün kaynakları rantla yemiş olan beş şirketten bahsediyorum. Ne müzakeresi yapacağız? Müzakere falan yok. Buraya yazacağız, ‘Bunlar artık kamunundur’ diyeceğiz ve devam edeceğiz”!

Böke’nin açıklamasına göre CHP’nin hedef kurum ve kişi listesi cârî; Ak Parti’den ayrılmalar sebebiyle tabiî ki listeyi güncellemişlerdir!..

Genel sekreterler kendilerinden olan olmayan diye medyayı ve iş dünyasını ayırırken ve kendilerinden olmayanlara çökeceklerini açıkca söylerken genel başkanları da altta kalır mı, o da öğretmenleri ikiye ayırıp aba altından sopa gösterdi.

Müstehcen kasetten CHP’nin başına atanan Kemal Kılıçdaroğlu Öğretmenler Günü münasebetiyle yaptığı açıklamada öğretmenlere şu sözlerle sopayı gösterdi: “Hâlâ iktidarın peşinden giden öğretmen varsa, kimse kusura bakmasın, ben ona öğretmem demem.”

CHP iktidara geldiğinde medya ve iş dünyasında yapacağı infaz ve tasfiyelerin bir benzerini de eğitim camiasında yapacak.

Sadede gelelim: CHP ülkeyi ikiye bölmüş ve kendilerinden olmayanlara neler yapacaklarını da aşikâr söylüyorlar. İşte demokratik anlayış, işte özgürlük; CHP bildiğimiz gibi!

Ak Parti’ye oy veren öğretmenlere “Ben öğretmen demem” diyen müstehcen kasetten çıkan Kılıçdaroğlu ben de sana…

Kimse kusura bakmasın!..