Afro-Avrasya denkleminde büyük bir kapýþma yaþandýðý kesin.
Vekil örgütler ve yine vekil devletler aracýlýðýyla büyük güçler(!) jeopolitik tahkimatlarýný sürdürüyorlar.
Birinci ve Ýkinci Dünya Savaþý'ndaki gibi kitlelerin cepheye sürüleceði bir süreçten bahsetmiyoruz.
Uzmanlarýn hibrit savaþ dedikleri çatýþmalar savaþýn da þeklinin deðiþtiðini gösteriyor.
Fakat yine de dediðim gibi neredeyse bütün ülkeler tahkimatlarýný güçlendirmeye çalýþýyorlar.
Nulend darbesiyle baþlattýðý büyük kuþatmayla Amerika -geçen yazýmýzda da dile getirdik- kim ne derse desin Rusya'ya iliþkin hedefe ulaþamazken, Avrupa devletlerini vassala dönüþtürdü.
Avrupa'nýn otonomisini tekrar kazanabilmesi için, jeopolitik düzlemde örtüþtüðü Afro-Avrasya denklemine kendisini siyaseten de örtüþtürmekten baþka çaresi yok.
Hayal mi...
Avrupa aþýrý saðý diye küçümsenen siyasetin nereye evrileceðini bekleyip göreceðiz.
Bugünden yarýna bir hikâyeden bahsetmiyoruz, elbette.
Ýkincisi, büyük güçlerin büyük stratejileri ve güç denklemini komplo teorisi baðlamýnda deðerlendirenlerin yarýnýn hakikatine perde olmaktan baþka bir iþ yapmadýklarýný da anlamamýz gerekiyor artýk.
Bir uyarý daha yapmýþ olayým...
Sol liberallerin cinsiyetsiz, hafýzasýz cümlelerini tekrar ederek de bir yere ulaþamayýz.
Gelin beynimizi kanatalým, baþka bir pencere açalým.
OLAYLAR TOZDUR...
Emperyalizm, coðrafyalarý, tarihi, olgularý toza dönüþtürür...
Dolayýsýyla zihinleri de toza dönüþtürür emperyalizm.
Oysa, sistem krizi yaþýyoruz.
Ve bu kriz bugün aþýlabilecek gibi görünmüyor.
Ne var ki, ezberleri, hele hele son yetmiþ yýllýk yükseliþi esnasýnda Amerika'nýn imal ettiði ve týpký kendisi gibi þiddet üreten köksüz bilgileri(!)/malumatlarý demeliydik oysa/ sorgulamadan tekellüm edenlerin sýð görüþleri belki de beþ yüz yýllýk bir kýrýlma ile karþý karþýya olduðumuz gerçeðini görmemizi engelliyor.
Olaylar, iþte bu propaganda sistematiði içinde manipüle ediliyor.
Cephe savaþlarýndan daha yýkýcý savaþlar zaten sürdürülüyor.
Ekonomik savaþ, bilgi manipülasyonlarý daha az mý yýkýcý!
Zemin çürük...
Amerika'yý merkeze alan düzencilerin yanýlacaðý bir süreç yaþýyoruz oysa.
The Wall Street Journal'ýn kendisinden yaptýðý alýntýdan mülhem Niall Ferguson daha iki gün önce sosyal medyada þöyle bir paylaþýmda bulundu:
"Borç servisine savunmadan daha fazla harcama yapan hiçbir büyük güç uzun süre büyük kalamayacaktýr. Habsburg Ýspanyasý, eski rejim Fransa, Osmanlý Ýmparatorluðu ve Britanya Ýmparatorluðu için doðru olan bu yasa, bu yýl itibarýyla ABD tarafýndan test edilecek."
Buna Ferguson yasasý deniyor ayný zamanda.
Bizim kraldan çok kralcýlar tarihçinin bu sözlerine itiraz edecekler mi acaba!
Borç servisi, kýsaca, anapara ve faiz gibi, borçlu olunan anaparayý oluþturan kalemlerin periyodik ödemesini ifade eder.
33 Trilyon Dolar borcu olan dünyanýn en güçlü devleti Amerika'nýn borç servisindeki denge 2023'de savunma harcamalarýnýn aleyhine deðiþmeye baþladý.
Öte yandan insanlýðýn canýný çok yakan, ABD tarafýndan siyasi kaldýraç olarak kullanýlan petro-dolar meselesi de bugün çok ciddi tartýþýlýyor.
Demem o ki...
Son iki yüzyýlda yükselen güçlerin düzen kurmak adýna gerçekleþtirdikleri boðazlaþmalardan yola çýkarak bugünkü çatýþmalarý okumak mümkün deðil.
Zira geçen yüzyýlýn yükselenleri bugün "büyük bir düþüþ" yaþýyorlar.
Onun için de kitleler deðil kavramlar savaþýyor.