Ferudun Niğdelioğlu
Ferudun Niğdelioğlu
Tüm Yazıları

Yazıklar olsun

Çok yakın bir zamanda Halil Umut Meler'e yapılan saldırının etkisinden daha çıkamamışken bir kara gece de bu kez Trabzon'da yaşandı.

Trabzonspor-Fenerbahçe karşılaşmasında, yaşanan saha ve seyirci olaylarının ardında emniyetin sağlayamadığı güvenlik zafiyeti inkâr edilemez bir gerçek. Herkesin sonucunu heyecanla beklediği maçın coşkusuna yaşanan şiddet olayları sebebiyle gölge düştü.

Maç gününden beri futbol konuşamıyoruz yine. Futbolculara yönelen şiddet futbolun önüne geçmiş durumda. Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir misali olaylar aslında maç oynanırken başladı. Maç sonrası ne olacağı da bu andan itibaren artık belliydi. Sahaya su şişeleri, meşaleler, yabancı maddeler atıldı. Atılanların sayısını temsilciler de yazamamıştır. Tribünden atılan Livakovic'e, Tadic'e isabet eden cisimler oldu. İsmail Kartal'a da demir bir obje atıldı. Karşılaşmanın başından beri yaşanan olaylar maç bitiminde olacakların göstergesi olmasına karşın güvenlik güçleri bitiş düdüğü ile birlikte futbolcuların etrafında güvenlik şeridi ve çıkış için güvenli bir koridor oluşturmadı, oyunculara eşlik etmedi. Müthiş bir güvenlik zafiyeti oluştu.

Söylemekten bıktık, bu saatten sonra ne değişecek? Futbol sadece futbol dedik durduk, dinletemedik. Bu saatten sonra Şampiyon kim olursa olsun kimse sevinemeyecek mi?

Sevincini yaşamayacak mı? Buna kimin hakkı var? Olmaz olsun böylesine kötü futbol iklimi. Yaşanan kavgalara, alçak saldırılara seyirci mi kalacağız? Futbolda kötülük mü kazanacak. Sporseverler heyecanla bekledikleri her müsabakanın sonunda böyle tatsız bir bedel ödemek zorunda mı? Bu yaşananlar Allah'tan reva mı?

Takım önemli bir müsabakayı kazanmış, sahada sevinmesinler mi? Her şeyden tahrik olan, her türlü şiddete bir bahane bulan bir toplum olup çıktık.

Hangi spor dalında böyle bir şey var? Ben kazanmışım, tabii ki sevineceğim, taraftar tahrik oluyor diye soyunma odasında sevinmek zorunda mıyım?

Bir tek futbolda kutlama yapmak mümkün değil, böyle saçmalık mı olur? Kazanan taraf suç işlemiş gibi kaçarcasına sessizce evine gitmek zorunda mı?

Bu sadece Trabzon taraftarı meselesi değil, biz yenilmeyi hazmetmeyi bilmiyoruz. Sporda yenmek de var, yenilmek de. Bu gerçeği hazmedemeyenin spor arenasında ne işi var?

Siz her şiddet olayında "ama tahrik var" derseniz bu olaylar hiçbir zaman bitmez. Ne zamanki gösterilen sevince saygı duyarsınız o zaman bir farkındalık oluşur.

Ne zaman ki yenilgiyi hazmetmeyi öğreniriz, o zaman futbol konuşabiliriz. Şu an konuştuğumuz şey spor olamaz, böyle spor olmaz! 3 Temmuz'dan bu yana her kulvarda Fenerbahçe'ye eziyet ediliyor. Rakiplerinden farklı bir rekabet ile karşı karşıya. Sanki Fenerbahçe'ye karşı topyekûn bir mücadele var.

3 Temmuz ne zaman bitecek? Hiç bitmeyecek mi?

Trabzon'da yaşananların faturası yine sarı lacivertlilere mi kesilecek?

Her yanı tarafgir yorumcular gazeteci görünümlü kullanışlı aparatlar sarmış. Yapılan tarafgir yorumlara insan inanamıyor. Bunlara göre sahaya girenlere değil galibiyet sevinci yaşayan sporculara ceza verilmeliymiş! Mağdur olana öfke kusulan garip bir ülke haline geldik.

Oysaki gerçek böyle değil. Dünden beri tüm dünya yine rezilliğimizi konuşuyor. Avrupa'da yine manşetlerdeyiz:

Marca: Trabzonsporlu taraftarlar Fenerbahçelilere saldırdı

De Telegraaf: Türkiye'de işler yine ters gidiyor

Tuttosport: İnanılmaz şiddet sahneleri

L'equipe: Kaos ortamı

Kicker: Türkiye'de skandal

Bir kere olsun utanacak, üzülecek bir kişi, futbol ailesinden sadece bir kişi olacak mı acaba bu ülke futbolunda?

KUZGUN LEŞE!

Net bir şekilde görülmüştür ki, TFF FETÖ'nün operasyon alanı haline gelmiştir. Futbol üzerinden toplumsal çatışma ortamı oluşturuluyor. Ama futbolu yönetenler ya bilerek ya da bilmeden bu duruma ses çıkarmıyor. Bu tarz pratiklere biz 15 Temmuz öncesinden aşinayız.

Gelinen noktada Türk Futbolunda futbolcular, taraftar ve takımlar sahipsizdir. Kurtuluş reçetesi belli. TFF'nin tüm kurulları kimsenin dışarıdan müdahalesi olmayacak şekilde seçilip mevcut yönetim acil değişmelidir.

Son olarak bugünlere gelene kadar pek çok maçta sahaya yabancı cisimler atıldı, hakemler dövüldü, soyunma odasında hakemler kilitlendi. Sorumlularına ibretlik ceza verilemedi. Fenerbahçe kafilesini taşıyan otobüse silah çekildi, otobanda otobüs kurşunlandı ve hala kimlerin yaptığı bulunamadı ve bilinen faillerinin hiçbiri gereken cezaları almadı. Sahi bu ülkede takımının şampiyonluğunu kutlamak için çoluk çocuk sevinebilecek, hiç bir kaygı duymadan sokaklarda eğlenebilecek heves ve cesaret kaldı mı kimsede? Bir sporcunun ya da bir taraftarın başına bir şey geldiğinde değecek mi gerçekten bu kadar kirlettiğiniz futbol için kaybettiklerimize. Bir şeylere sevinmek, kutlamak, mutlu olmak için hep 'acaba birilerini tahrik mi ediyorum?' diye düşünmeden ne zaman rahatça yaşayabileceğiz bu toplumda inanın çok merak ediyorum o günleri görmeye ömrümüz yeter mi hiç sanmıyorum.

DİP NOT

Fenerbahçe başkanı bir açıklama yapıp yaşanan süreci değerlendirip, kulübü genel kurula götürmek için üyelere çağrı yaptı.

Ali Koç "Çekilme kararı alırsak başkanlığı bırakmayacağım, bir alt ligden kulübü tekrar Süper Lig'e çıkartıp öyle bırakırım" ifadelerini kullandı.

Bu konu ve daha çok ayrıntıyı cuma yazımda bulabilirsiniz...